1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Petrol fiyatındaki artış endişelendiriyor

Ajanslar2 Haziran 2004

Suudi Arabistan'ın 22 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırılar, dünya piyasalarında petrol fiyatlarının yükselmesini de beraberinde getirdi. OPEC’in de fiyat artışını frenlemek için petrol arzını fazlalaştırması bekleniyor. Fiyatlardaki yükselişin geçici mi, kalıcı mı olduğu konusunda ise uzmanlar farklı görüşlere sahip...

https://p.dw.com/p/AbgH
Suudi Arabistan'daki saldırılardan sonra petrol fiyatları tırmanışa geçti...
Suudi Arabistan'daki saldırılardan sonra petrol fiyatları tırmanışa geçti...Fotoğraf: APTN

Dünya konjonktürü, petrolün önlenemez yükselişinden nasıl etkilenecek? Artış eğilimi kalıcı mı, yoksa geçici mi? Bu konuda son günlerde ortaya atılan tezler birbirinden hayli farklı tespitler içeriyor. Petrol fiyatlarında daha önce de buna benzer dalgalanmalar yaşandığını hatırlatan bazı uzmanlara göre son artış eğliminin devam etme olasılğı çok yüksek.

Bu da dünya konjonktüründeki gidişatın, uzun orta ve uzun vadede olumsuz bir seyir almasına neden olabilir. Bu görüşü savunanlar arasında yer alan BHF-Bank’tan ekonomist Peter Meister, OPEC üyesi ülkelerin gelirlerinde bir azalma olacağını, bunun da dünya ekonomisine olumsuz yansıyacağını savunuyor.

Bu nedenle, petrol ihrac eden ülkelerin tümünün, Suudi Arabistan’ın önerisi doğrultusunda hareket edip, petrol üretimini artıracağını kaydeden Peter Meister, yılın ikinci yarısında bunun fiyatlarda bir gerilemeye neden olabileceğini söylüyor. Meister, yine de OPEC tarafından bu yıl için öngörülen 22 ile 28 dolar arası dilime inilmesini beklemediklerini de ifade ediyor.

AB de endişeli

AB de uluslararası petrol piyasalarındaki fiyat artışını endişeyle izliyor. Brüksel’den yapılan açıklamalara bakılırısa, yüzde 1,7 olarak saptanan bu yılki büyüme tahminlerinin, duruma göre yüzde 0,2 aşağı çekilmesi ihtimal dahilinde. Euro bölgesi maliye bakanları, konuyu Brüksel’de ele alacaklar ancak bu konuda somut bir karar çıkması beklenmiyor.

Avrupa Merkez Bankası ise ”bekle-gör” stratejisi uyguluyor. Bu nedenle yüzde 2 olan ana faiz hadlerinde, şimdilik değişikliğe gerek duyulmuyor. Tarihinin en düşük faiz oranını uygulayan Avrupa Merkez Bankası’nı bu tavrı, bazı uzmanlar tarafından ise eleştiriliyor. Londra’daki ünlü finans kuruluşu Morgan Stanley’den Joachim Fels, mevcut büyüme hızı dikkate alındığında bile uygulanan ana faiz oranlarının çok düşük olduğunu savunuyor.

Hamburg’daki Dünya Ekonomi Arşivi’nden Thomas Straubhaar da Avrupa’nın, böylesi bir fiyat artışına ABD’den daha hazırlıksız yakalandığını belirtiyor ve önlem alınmadığı takdirde, euro bölgesinde oluşacak ekonomik durağanlığın, enflasyon riskini de beraberinde getirebileceği uyarısı yapıyor. Ancak Straubhaar, dünya piyasalarındaki yüksek petrol fiyatlarının, kısa vadele bir seyir izleyeceğini de belirtmeden edemiyor.

G-8‘e göre endişeye gerek yok

Yedi sanayileşmiş ülke ve Rusya’nın oluşturduğu G-8 Topluluğu ise endişeye mahal olmadığı görüşünde. Alman G-8 delegasyonu tarafından Berlin’de yapılan açıklamada, petrolün günümüzde siyasi bir silah olmaktan çıktığını, kısa vadeli olması beklenen fiyat artışlarının da bu nedenle dünya konjonktürü açısından şimdilik bir tehlike arzetmediği belirtildi.

Petrol fiyatlarındaki artış aslında Suudi Arabistan’da haftasonu meydana gelen saldırı ve rehin alma eylemiyle birdenbire yükselişe geçmedi. Özellike ABD ve Çin’in artan petrol talebi, fiyatlerın yılbaşından buyana yüzde 30 dolayında tırmanmasına neden oldu. El Hober’deki saldırı ise yaraya adeta tuz biber ekti. Petrol İhraç Eden Ülkeler Teşkilatı OPEC’in, Perşembe günkü Beyrut zirvesinde, ham petrol arzını artırması ve böylece piyasanın yeniden durulması bekleniyor.