1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Pasifik uyarı ağı örnek oldu

Holger Kroker15 Ocak 2005

Pasifik Okyanusu’na kıyısı bulunan ülkeler, tsunami tehdidinden bir erken uyarı sistemi vasıtasıyla korunuyor. Sistem, yer hareketlerini gözleyen sismik istasyonlara dayanıyor.

https://p.dw.com/p/AadO
Okyanusun muhtelif noktalarında yer alan şamandıralar, uyarı ağının önemli unsurlarından
Okyanusun muhtelif noktalarında yer alan şamandıralar, uyarı ağının önemli unsurlarındanFotoğraf: AP

Hint Okyanusu’na kıyısı olan ülkelerde onbinlerce kişilik can kaybına, milyarlarca euroluk maddi hasara neden olan tsunami felaketinin yaraları yavaş yavaş sarılırken, benzer bir olayın bir daha tekrarlanmaması için hangi adımların atılması gerektiği konuşuluyor. Uluslararası toplum tarafından yürütülen tartışmalarda, Hint Okyanusu’na erken uyarı sistemi kurulması ön plana çıkıyor.

Merkezi Hawaii’de

Pasifik Okyanusu’nda 1990 yılından bu yana tam 11 kez tsunami dalgaları kıyı bölgelerini vurdu. 4 bin kişi hayatını kaybetti, milyarlarca euroluk maddi hasar meydana geldi.

Dev dalgaların neden olduğu can ve mal kaybının kısıtlı bir çerçevede kalmasını, merkezi Hawaii’de bulunan „Tsunami Uyarı Ağı“ sağladı. Şili, Japonya, Fransız Polinezyası ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki yerel kuruluşların destek verdiği tsunami uyarı ağı, öncelikle yer hareketlerini kaydeden sismik istasyonlara dayanıyor.

Kritik eşik: 6,5 büyüklüğünde deprem

Merkezi Amerika Birleşik Devletleri’nin Seattle kentinde bulunan Pasifik Okyanusu Araştırmaları Merkezi’nden Vasily Titov: „Deniz tabanında, Richter ölçeğine göre 6.5 büyüklüğünü aşan depremler gözleniyor. Bu kritik eşiği aşan depremler, tsunamilere kaynaklık edebiliyor. Bu büyüklükte bir deprem, önce bilgi notu olarak iletiliyor. Ardından, deniz seviyesindeki değişimleri gözleyen şamandıraların aktardığı veriler gözden geçiriliyor. Bu yönde bir hareket saptanması durumunda daha önce bilgi notu olarak ulaştırılan duyuru, ‘tsunami uyarısı’na dönüşüyor.”

Bilgi akışının hızı önemli

Pasifik’in en tehlikeli bölgesi olarak öne çıkan Aleut adaları açıklarında meydana gelecek bir deprem, Kuzey Amerika’nın batı kıyılarını 3 ila 4, Hawaii adalarını ise 5 saat içinde vuran bir tsunamiye neden olabiliyor. Bu nedenle bilgi akışı büyük önem taşıyor. Uzmanların şu andaki en büyük sıkıntısı, mevcut sistemin, tsunaminin tehlikeli boya ulaşabileceği bölgeyi saptayamaması. Bu eksiklik, gereksiz uyarılara ve masrafa, zamanla insanların alarmlara karşı hassasiyetini yitirmesine neden oluyor. Vasily Titov:

Tsunamiler bilgisayarda canlandırılıyor

„Tsunami tehdidi karşısında hangi bölgelerin güvende, hangilerini dev dalgaların vurabileceğini daha iyi haber verebilmek için tsunaminin yüksekliğini öngörebilmemiz gerekiyor. Tsunami’nin gelişim aşamalarını bilgisayar ortamında canlandırabiliyoruz. Uyarı merkezlerinin simülasyon modellerini devreye sokmaları için çalışmalarımız sürüyor.”

Tsunami simülasyon çalışmalarında şu anda uzmanların önünde duran en büyük engel, bu işin üstesinden gelecek yeterince hızlı bir bilgisayar bulamamak… Pasifik Okyanusu Araştırmaları Merkezi’nden Vasily Titov:

“Tsunami dalgasının ulaşacağı bölgeleri ve dalga boylarını hesaplayabilmek için dünyanın en iyi bilgisayarı dahi 30 dakika ila 1 saat arasında zamana ihtiyaç duyuyor. Bu süreyi daha da azaltmayı hedefliyoruz.”

Tsunami veri bankası kuruldu

Bu hedef doğrultusunda, tsunami senaryoları içeren devasa bir veri bankası kuruldu. Tsunami uyarısı durumunda, veriler gözden geçirilerek, veri bankasındaki hangi senaryonun mevcut duruma uyduğu saptanıyor. Böylece uyarının doğruluk oranı yükseliyor, afet hazırlık ve mücadele için zaman kazanılıyor.