1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Palme cinayeti 20 yıldır karanlıkta

Osman İkiz / Stockholm28 Şubat 2006

İsveç’in eski başbakanlarından Olof Palme’nin öldürülmesinin üzerinden tam 20 yıl geçti. Ancak 20 yıldan bu yana sürdürülen soruşturmalar cinayetin aydınlatılması için yeterli olmadı. Cinayetle ilgili yeni iddiaların ortaya atıldığı İsveç hala Palme cinayetinin açıklığa kavuşmasını bekliyor...

https://p.dw.com/p/AaAw
Olof Palme, 20 yıl önce bir cinayete kurban gitmişti
Olof Palme, 20 yıl önce bir cinayete kurban gitmiştiFotoğraf: AP

28 Şubat 1986’da karlı bir Stockholm gecesinde saat 23.21’de eşiyle birlikte sinemadan evine dönerken bir köşe başında öldürülen Başbakan Olof Palme’nin katili hala aranıyor. Ancak cinayetin görgü tanığı olduğunu iddia eden biri, Palme’yi öldürenin daha önce de katil zanlısı olarak yargılanıp ömür boyu hapse mahkum edilen, ancak temyiz mahkemesinin kanıtları yetersiz bularak serbest bıraktığı uyuşturucu bağımlısı Christer Pettersson olduğunu öne sürdü.

Ağır hasta olarak son günlerini yaşadığı belirtilen tanık, Olof Palme cinayetinin 20. yılı için hazırlanan belgesel filmde konuştu. Belgesel filmin pazar gecesi İsveç televizyonunda gösterilmesinden sonra, polis bazı kişilerin ifadelerinin alınacağı yolunda açıklama yaptı.

Yeni iddia: Palme bir yanlışlığın kurbanı oldu

Cinayet tanığının açıklamalarına göre Olof Palme, bir yanlışlığın kurbanıydı. Kendisi de uyuşturucu bağımlısı olan Christer Petersson’un arkadaşı Roger Östlund adlı tanık, cinayetin işlendiği yerde üç arkadaş, dövüp hırpalamak üzere uyuşturucu satış şebekesinin liderlerinden Sigge Cedergren’i beklediklerini ileri sürdü.

Roger Östlund’un anlattığına göre, Palme’yi, dövmeye hazırlandıkları uyuşturucu patronuna benzeten Christer Pettersson, arkadan yetişip silahını ateşledi, ama bu arada başını çeviren Olof Palme’nin eşiyle göz gelince şoka uğrayıp sokak içine kaçtı.

Olof Palme’nin fizik yapısı, o gece üzerindeki paltosu ve kürk şapkasıyla Sigge Cedergren’e benzediği için bir yanlışlığa kurban gittiğini söyleyen tanık, Christer Pettersson’dan korkusu yüzünden bunu yıllarca içinde sır olarak sakladığını, ama artık ölmek üzere olduğundan gerçeği açıklamak istediğini öne sürdü.

Talihsiz rastlantılar

Eğer anlatılanlar doğruysa dünya, sosyal demokrat hareketinin önde glen isimlerinden İsveç’in sembol ismi Olof Palme bir dizi talihsizliğin kurbanı oldu. Gazetelerde yer alan haberlere göre, emniyet uyuşturucu masası komiserlerinden biri de aynı gece bölgede görev yapmakta olan polisleri gece saat 22.00’de geri çekti.

Adı verilmeyen kaynaklara dayanılarak verilen haberlere göre, polis uyuşturucu patronu Sigge Cedergren’i bir üst patrona ulaşmak için sürekli takip etmekteydi. Ancak yeraltı dünyasıyla yakın ilşkisi olan komiser o gece Sigge Cedergren’in dövüleceğinden haberdardı ve buna engel olmamaları için saat 22.00’de bölgedeki polisleri geri çekti. Uyuşturucu patronunun cinayet yerine çok yakın olan gizli kumarhanesi ve evini gözetlemek amacıyla bölgede sürekli nöbet tutan sivil polislerle asayiş polisleri eğer görev başında olsaydılar Christer Pettersson, muhtemelen cinayete teşebbüs edemeyecekti.

Cinayet soruşturmasıda rekor

PKK’dan, CIA’e, polis içindeki Palme düşmanlarından Güney Afrika’nın derin devletine kadar geniş bir alana yayılan cinayetle ilgili soruşturma dosyaları 700 bin sayfalık döküman oluşturuyor. Cinayet soruşturmasıyla ilgili 20 yıllık giderler ise 350 milyon kronluk bir meblağa ulaştı. Bu yanlarıyla Palme cinayeti soruşturması kendi alanında bir rekor anlamına geliyor. Bu rekor çalışmaya rağmen 20 yılda kamuoyunu tatmin eden bir sonuç elde edilemedi. Sonuç elde edilemediği gibi kamuoyu cinayetin aydınlanacağı yolundaki umutlarını da yitirmek üzereydi.

Cinayetin tanığı olduğunu iddia eden Roger Östlund’un açıklamalarına acaba polis itibar edecek mi? Şimdi kamuoyunun dikkati, belgesel filmde anlatılanlara yoğunlaştı. Bu arada DNA tekniğiyle suçlu saptama tekniğindeki ilerlemeler de ayrı bir umut vesilesi. Emniyetin uzmanları Olof Palme’nin paltosunu DNA analizine gönderilmesini gündeme getirdi. Ateş ederken Palme’nin omuzunu tutmuş olan katilin DNA analiz tekniğiyle saptanabilecek iz bırakmış olabileceği yorumları yapılmakta.

Öte yandan bazı uzamanlar yeni açıklamaların kamuoyunu rahatlatsa bile hukuki olarak yeterli olmadığı görüşündeler. Uzmanlara göre mutlaka maddi kanıt gerekiyor. Bu kanıt da cinayette kullanılan silah. Oysa tanık, Christer Pettersson’un kendisine silahı Baltık Denizi’ne atmış olduğunu söylediğini ifade ediyor. Bu bakımdan cinayetin yirminci yılında Palme cinayeti soruşturmasını yürüten polis ekibinin Christer Pettersson’un katil olduğuna inansa bile nasıl bir hukuksal çözüm bulacağı merak ediliyor.

Palme’nin yeri doldurulamadı

Cinayetin yirminci yılı nedeniyle bütün İsveç gazeteleri ve dergilerinde cinayetle ilgili haber ve yorumların yanı sıra Olof Palme ve İsveç politikası üzerine makaleler yer almakta. Palme’nin ölümüyle İsveç’in iç ve dış politikasının önemli değişikliğe uğradığını kaleme alan sosyal demokrat eğilimli yazarlar, Palme’nin eksikliğinin hissedildiğini yazıyorlar. Eski Başbakan muhafazakar partili Carl Bildt ise Palme’nin üstün bir konuşmacı ve söylev üstadı olup ülkenin yararına bir şey yapmadığını savunuyor.