1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ortadoğu'da yeni şiddet dalgası

Peter Phillip / DW14 Haziran 2006

İsrail Savunma Bakanı Amir Perez, Cuma günü Gazze plajında yaşanan ve yine çok sayıda sivilin öldüğü patlamayla İsrail ordusunun bir ilgisi olmadığını açıkladı. İsrail birliklerinin Gazze’deki saldırısında çoğu sivil 11 kişi yaşamını kaybetmişti. DW editörlerinden Peter Philipp, son gelişmeler ışığında İsrail-Filistin sorununu yorumladı:

https://p.dw.com/p/AZpS

“Zamanlama daha kötü olamazdı: Tam İsrail dünyaya, Gazze plajında bir ocağın söndüğü, Cuma günkü saldırıyla bir ilgisi olmaya anlatmadığını çalışıyordu ki, İsrail ordusunun bir sözcüsü çıkıp, İslami Cihad örgütünün bir biriminin yok edildiğini açıkladı. İslami Cihad militanlarının İsrail’e roket saldırısı hazırlığında olduğunu ileri süren İsrail, daha sonra saldırıda hayatını kaybedenlerin büyük çoğunlunun siviller olduğunu kabul etmek durumunda kaldı. Ve ne yazık ki bu sefer de ölenler arasında çocuklar vardı.

İsrail Başbakanı Ehud Olmert’e göre “Dünyanın en insancıl ordusu“ için bu olay, övünülesi bir marifet değil şüphesiz. İsrail karşıtları da bu saldırıyı, İsrail ordusunun sivil halka karşı savaş suçu işlediğine dair yeni bir kanıt olarak yorumluyor. Ama olan oldu. Soruşturmalar, taziyeler ve pişmanlıklar artık bir şeyi değişteremez; ölümlerin nasıl meydana geldiğini açıklamaya çalışmak da…

Ve şu bir gerçek ki, bu tarz eylemler sürdükçe, çatışma büyüyecek. Ki, şu an bile durum kontrolden çıkmış durumda ve iki taraf da bundan memnun değil. İsrail ordusunun gereksiz sert ve uluslararası hukuka tamamen aykırı eylemleri, Filistinlileri Hamas’ın kollarına iterek, Hamas’ı makul bir çizgiye çekmek için çaresizce çırpınan Filistin Özerk Yönetimi lideri Mahmud Abbas’ın elini zayıflatıyor.

Abbas, Hamas’a selefi Yaser Arafat’ın yaptığı anlaşmaları, İsrail ve Filistin devletlerinin yan yana barış içinde yaşamalarını gerektiğini kabul ettirmeye çalışıyor. Zira Yol Haritası’nın da öngördüğü iki devletli çözüm, barışa giden yegane yol.

Ancak İsrail’in başına buyruk davranışları, kontrolü elden bırakmamak için direnmesi ve sivilleri katletmesi, Filistinlilerin barışa olan inancını kırıyor ve hiçbir çözüm üretemeyen radikallerin ekmeğine yağ sürüyor. İsrail’in tavrı, cesaret ve sağduyuyla adil bir çözüm için çaba harcayan Mahmud Abbas’a zarar veriyor.

Çok uzun bir süre Abbas’ı kaale almayan İsrail, ancak şimdi güç kaybetmeye başladığında, Abbas’a yardıma hazır. Bu nedenle İsrail, Abbas ile diyalog kuruyor, güvenlik güçlerine silah temin ediyor. Oysa bu, Abbas’ın yaranına değil zararına. Muhaliflerinin İsrail’in kuklası olmakla itham ettikleri Abbas, İsrail’e saldırarak ve referandumu feda ederek, iddiaları boş çıkarma çabasında.

Abbas, referandumdan vazgeçmeye hazır, ama aslında o da bunun çıkmaz bir yol olduğunu biliyor. İsrail, kendisini tanımayan, hatta yok etmekten söz eden bir hükümetle barış görüşmeleri yapamaz, barış sağlayamaz. Ayrıca Abbas’ın lideri olduğu El Fetih’in yandaşları da iktidarı ellerinden alan Hamas ile barış yapmaya niyetli değil.“