1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ortadoğu'da barış kıpırdıyor

Peter Philipp / DW12 Ocak 2004
https://p.dw.com/p/Aa6R

İsrail Cumhurbaşkanı Moşe Katzav, Suriye’nin Devlet Başkanı Beşar Esad’ı, Kudüs’e davet etti. Esad da Aralık ayında verdiği bir demeçte, Şam yönetiminin dört yıl önce yarıda kalan müzakerelere yeniden başlamaya hazır olduğunu ima etmişti. İsrail - Suriye ilişkilerinde yaşanan son gelişmeleri DW’den Peter Philipp değerlendirdi:

"Ortadoğu’da bir hareketlenme var gibi gözüküyor. Suriye Devlet Başkanı Esad’ın, iki ülke arasında yaklaşık dört yıl önce sonuçsuz kalan barış müzakerelerinin yeniden başlatılabileceği mesajını vermesinin ardından, İsrailli meslektaşı Katzav da Esad’ı Kudüs’e davet etti, hatta Başbakan Şaron bile yakınlaşmaya hazır gözüküyor.

Tabii durum ilk bakışta göründüğü kadar basit değil. Suriye, İsrail’in 1967’deki Altı Gün Savaşı’nda işgal ettiği Golan Tepeleri’nden çekilmesini şart koşarken, İsrail tarafı da ‘şartsız müzakere’ ifadesini kullanıyor, ancak diğer yandan da Şam yönetiminin terör örgütlerine verdiği desteği kesmesini istiyor.

Fakat Şaron hükümetinin, barış için Golan Tepeleri’ni geri vermeye hazır olduğu yönünde yapacağı bir açıklama, iç siyasette ciddi çalkantılara yol açabilir. Filistin özerk bölgelerindeki Yahudi yerleşim birimlerinin geleceğinin tartışılması ile ülke içinde oluşan gergin hava, uluslararası hukuka aykırı bir adımla ilhak edilen Golan Tepeleri’nin de masaya yatırılması ile iyice kızışabilir.

Suriye ise terör örgütlerine destek verdiği yönündeki suçlamaları bugüne kadar reddettiği için, bu desteğe son vermesi yönündeki çağrıya da olumlu yanıt vereceğe benzemiyor. Şam yönetimi, bazı Filistinli gruplara verdiği desteğin, terörizme değil, işgalci kuvvetlere karşı haklı direnişe verilen destek olduğu görüşünü savunuyor ve bunu Güney Lübnan’daki işgalci İsrail birliklerine karşı, Hizbullah’a verdiği destekle eş tutuyor.

Bütün bu engellere rağmen, iki taraf da Ortadoğu sorununun çözülmesi için İsrail ile Suriye arasında da barışın sağlanması gerektiğinin bilincinde. Ayrıca Şam hükümeti, teröre destek veren, kitle imha silahları elde etmeye çalışan ve Irak’ta ABD’ye karşı direnişe arka çıkan ülke imajından kurtulmaya çalışıyor.

Esad’ın kısa bir süre önce dile getirdiği ve - İsrail’in açıklanmamış nükleer silahlarını da kastederek yaptığı -Ortadoğu’nun nükleer silahlardan arındırılması yönündeki önerisi ile Tel Aviv ile barış müzakerelerine hazır olduğu yönündeki mesaj, bu çabaların en belirgin örnekleri.

Tarihte böyle bir mesaj, başarılı bir barış sürecinin temel taşını oluşturmuştu. Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat’ın ilk adımı atmasıyla, Camp David Anlaşması’na ulaşılmıştı. Ancak Esad, Sedat ile Suriye de Mısır ile karşılaştırılamaz. Bu yüzden tarihin tekerrür etme garantisi yok.