1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Sperrvertrag Geschichte

13 Nisan 2010

Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması’na taraf ülke sayısı 189. Peki bu ülkeler, anlaşmadan doğan yükümlülüklerinin ne kadarını yerine getiriyor?

https://p.dw.com/p/Mujw
Fotoğraf: picture alliance/dpa

Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması (NPT) 1970 yılında yürürlüğe girdi. Antlaşma, şu ana kadar 193 Birleşmiş Milletler üyesinin 189’u tarafından imzalandı. Antlaşmaya taraf devletler nükleer silahlanmadan tamamen vazgeçmeyi taahhüt ediyor. Bunlar arasında, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana nükleer güç olarak görülen ABD, Rusya, Çin, Fransa ve İngiltere de bulunuyor. Bu devletler, antlaşmanın altıncı maddesiyle, “nükleer silah yarışının yakın tarihte durdurulması ve nükleer silahsızlanmaya ilişkin etkili önlemler ile sıkı ve etkili uluslararası denetim altında genel ve tam silahsızlanmaya ilişkin bir anlaşma akdi için görüşmeleri iyi niyetle üstlenmeyi” kabul ediyor.

Ne var ki, beş büyük nükleer güç bugüne kadar anlaşmadan doğan yükümlülüklerini yeterince yerine getirmemiş olmakla ve nükleer silah bulundurmakla eleştiriliyor. Kısa adı NPT olan Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması beş yılda bir yapılan konferanslarla gözden geçiriliyor. Söz konusu konferansın sonuncusu 2005 yılında yapılmıştı. Ancak konferans bu beş nükleer gücün silahsızlanma yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle başarısızlığa uğramıştı. Mayıs ayında yapılacak NPT gözden geçirme konferansının da benzer şekilde sonuçlanmasından endişe ediliyor.

Sivil amaçlı nükleer faaliyet mümkün

NPT'ye taraf tüm ülkeler, sivil amaçlarla nükleer programı yürütme hakkına sahipler. Ancak taraf devletler, nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanılmasını sağlayacak, cihaz madde, bilimsel ve teknolojik bilgilerin alışverişini mümkün olan en kapsamlı şekilde kolaylaştırmakla yükümlü kılınıyorlar. Sözleşmeye bağlı kalınıp kalınmadığını denetleyen kurum ise Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı. Antlaşmaya taraf ülkeler, üç ay önceden bildirmek kaydıyla anlaşmadan çekilme hakkına da sahipler. Örneğin Kuzey Kore, askeri amaçlı nükleer programını kurumun denetimine tabi olmadan yürütebilmek için 2003 yılında bu yönde bir adım atmıştı.

İran NPT'den çekilir mi?

İsrail, Pakistan ve Hindistan antlaşmaya bugüne kadar taraf olmayı reddeden üç ülke. Bu ülkelerin, 1970’li yıllardan bu yana nükleer silah ürettiği tahmin ediliyor. Ancak bu ülkelerin, nükleer programlarını Çin ve ABD’nin desteği olmadan sürdürmüş olmasına ihtimal verilmiyor. Keza, ABD’nin 1980’li yıllarda antlaşmayı ihlal ederek Irak’ın nükleer programına destek verdiği biliniyor.

Askeri amaçlarla nükleer faaliyetlerde bulunduğu iddia edilen İran ise, NPT’yi 1968 yılında imzalayarak, anlaşmaya taraf ilk birkaç ülkeden biri olmuştu. Ancak son dönemlerde İran’ın nükleer programı ile ortaya çıkabilecek herhangi bir restleşme anında, Tahran Yönetimi’nin NPT’den çekilebileceğinden endişe ediliyor. Dubai’de bulunan Körfez Araştırma Merkezi’nin siyaset bilimi uzmanlarından Abdulaziz Al Sager, İran’ın böyle bir adım atması hainde diğer ülkelerin de benzer bir talepte bulunabileceğini dile getiriyor.

Uzman, “Türkiye, Cezayir, Mısır, Suudi Arabistan potansiyel adaylar. Eğer İran, anlaşmadan çekilirse, bu ülkelerin de karar vermek için altı ay süresi olacak. Muhtemelen, ‘İran’a izin veriliyorsa, neden bize verilmesin' diyecekler" diyor.

Nükleer silah yapımının önün geçilmesi için ortaya atılan önerilerden biri, Uluslar arası Atom Enerjisi Ajansı’nın kontrolünde bir uluslararası nükleer yakıt bankası kurulması. İsteyen her ülkenin, barışçıl amaçlara hizmet etmesi kaydıyla buradan nükleer yakıt alabilmesi öngörülüyor. Bu konunun, Mayıs ayında yapılacak NPT gözden geçirme toplantısında da gündeme gelmesi bekleniyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Andreas Zumach , DW/ Çeviri: Başak Özay

Editör: Değer Akal