1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Nükleer santralde korkutan çatlaklar

24 Şubat 2015

Belçika’nın iki nükleer enerji santralinde meydana gelen çatlaklar, uzmanlar arasında endişeye yol açtı.

https://p.dw.com/p/1Egdh
Doel Belgien Atomkraftwerk Schäden
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Julien Warnand

Belçika’nın iki nükleer enerji santralinde meydana gelen çatlaklar, uzmanlar arasında endişeye yol açtı.

Söz konusu durumun tesiste kullanılan malzemenin aşınmasından kaynaklanabileceği belirtilirken, bilinmeyen bir etkenin de söz konusu olabileceği üzerinde duruluyor. Bu durumdan sadece iki değil, çok sayıda nükleer tesisin etkilenmiş olabileceği ise endişeleri daha da artırdı. Korozyon uzmanları Belçika’nın Doel 3 ve Tihange 2 adlı nükleer enerji santrallerinde binlerce çatlak buldu. Santrallerde yüksek basınçlı hazneler bulunduğundan, çatlaklar nedeniyle bunların dayanıklılığını kaybetmesi sonucu radyoaktif sızıntıların ortaya çıkabileceğine dikkat çekiliyor.

‘Global bir sorun oluşturabilir'

Belçika Nükleer Denetim Dairesi (FANC) Genel Direktörü Jan Bens, Belçika nükleer enerji tesislerinde saptanan bu çatlakların tüm nükleer enerji sektörü için global bir sorun oluşturabileceğine işaret ediyor. Uluslararası çevre örgütü Greenpeace’e bağlı atom fizikçi, nükleer uzman Heinz Smital şunları da ekliyor: “Belçika’nın Mol kentindeki Nükleer Araştırma Merkezi’nde radyoaktif ışınlarla yapılan testlerde de, tesisteki malzemelerin mekanik açıdan tahmin edilenden çok daha büyük oranda aşındığı saptanmıştı.”

Digby D. Macdonald Chemiker, Korrosionsexperte
Korozyon uzmanı Digby MacDonaldFotoğraf: Pennsylvania State University

'Tesisler ultrason ile incelenmeli'

Belçika'daki Leuven Üniversitesi'nde nükleer malzeme aşınması konusunda uzman olan Walter Bogaerts, dünya çapında aşınma konusuna gerekli önemin verilmediğini vurguluyor. Aynı alanda uzman olan Digby MacDonald ile Walter Bogaerts, nükleer tesisleri işleten ve bunları denetleyen devlet kurumlarına tavsiyede bulunarak, dünya çapında tüm nükleer enerji tesislerinin ultrason ile çatlaklar olup olmadığını ayrıntılı bir biçimde araştırmaları talebinde bulundu.

MacDonald, “nükleer tesisleri işleten firmaların da denetim kurumlarının eşliğinde bu ölçümleri yapmakla yükümlü kılınmaları gerektiğini" vurguluyor. MacDonald, özenle yapılacak ölçümlerde ya önemsenmeyecek ya da tüm tesislerin devreden çıkartılmasını gerektirecek derecede güçlü sonuçların ortaya çıkacağını söylüyor. Greenpeace’e bağlı atom fizikçisi Heinz Smital şu tavsiyede bulundu: “Belçika’daki Nükleer Araştırma Merkezi’nde radyoaktif sızıntılarla ilgili yapılan testlerin ortaya koyduğu yeni sonuçlar üzerine Greenpeace, dünya çapındaki tüm nükleer tesislerin incelenmesini ve santrallerindeki basınçlı haznelerin tam olarak ölçülmesini talep ediyor.”

Nükleer tesislerdeki basınçlı haznelerde bulunan metalin basınç, ısı ve radyoaktif ışınlar nedeniyle aşınmaya uğradığı bilinen bir durum. Uzmanlara göre tesislerdeki hidrojenin de nükleer santralin duvarlarına sızabileceği ve çeliğin içindeki basıncı artırarak, küçük kabarcıklar ve çatlaklar oluşturabileceğine dikkat çekiliyor. Atom fizikçisi Heinz Smital, bunların birkaç milimetreden başlayıp 7 santimetreye kadar ulaşabilecek büyüklükte olabileceğini belirtiyor.

Heinz Smital Greenpeace
Atom fizikçisi Heinz SmitalFotoğraf: Axel Kirchhof/Greenpeace

Alman Çevre Bakanlığı’ndan tepki

Greenpeace, Belçika Nükleer Denetim Dairesi’ni (FANC) mahkemeye vererek yapılan araştırmaların ayrıntılı sonuçları konusunda belgelerin kendisine verilmesini sağlamıştı. Belçika’daki gelişmelere tepki veren Alman Çevre Bakanlığı, Belçika Nükleer Denetim Dairesi ile ilişkiye geçerek elindeki yeni bilgileri paylaşmasını ve bunların Almanya’ya da uygulanıp uygulanmayacağını bildirmesini istedi.

Atom fizikçisi Heinz Smital bu konuda da şunları söylüyor: “Eğer dünya çapında santraldeki basınçlı hazneler inceden inceye araştırılacak olursa, bunların büyük bir kısmının arızalı olduğu ortaya çıkabilir ve bir dizi nükleer santralin devreden çıkartılması gündeme gelebilir. Tabii incelenen her nükleer santralin bu testten yüzünün akıyla çıkmayacağı sonucu da çıkartılmamalı buradan.”

©Deutsche Welle Türkçe

Gero Rueter