1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

NPD'nin kapatılması tekrar gündemde

23 Kasım 2011

Aralarında 8 Türk’ün de bulunduğu 10 kişiyi öldüren Neonazi terör hücresiyle ilgili soruşturma ve NPD'nin kapatılması tartışmaları sürüyor. 2007'de öldürülen kadın polis memurunun babası, hakkındaki iddialara yanıt verdi

https://p.dw.com/p/13FJU
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

Almanya İçişleri Bakanı Hans Peter Friedrich 2003 yılındaki kapatma girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olan "bağlantı adamları"ndan vazgeçmeden Nasyonal Demokrat Parti'nin (NPD) kapatılması için bir orta yol bulunup bulunamayacağını araştıracaklarını kaydetti. Almanya'nın iç istihbarat birimi olan Anayasayı Koruma Teşkilatı'na bilgi aktaran "bağlantı adamları" 8 yıl önce kapatma istemiyle açılan davada çözümü imkânsız hukuksal sorunlar yaratmıştı.

Friedrich ayrıca her eyaletin kendi anayasayı koruma teşkilatı olmasının yarattığı sorunlara dikkat çekerek bu kurumların sayısının azaltılmasını gündeme getireceklerinin sinyalini verdi. İçişleri Bakanı "Anayasayı koruma teşkilatlarının etkisi sayısıyla değil, çalışmalarının kalitesi ve derinliğiyle ölçülebilir" ifadesini kullandı. Almanya'nın federal yapısına işaret eden Friedrich "Federalizmin radikalizmle mücadeleye engel olmasına izin vermemeliyiz" dedi.

CSU: "NPD kapatılmalı"

Hrıstiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Genel Sekreteri Alexander Dobrindt de Bild gazetesine verdiği demeçte "NPD kapatılmalıdır. Hukuk devletinin bu tür suçları besleyen ideolojik zemini yok etmek için elinde bulunun tüm araçları seferber etmesi gerekir" dedi.

Görev süresi dolmak üzere olan İsrail Berlin Büyükelçisi Yoram Ben Zeev ise aynı gazeteye verdiği demeçte NPD'nin Almanya'nın demokratikliğinin sorgulanmasına neden olduğu yorumunu yaptı. Zeev "Demokrasilerin bu gibi hareketlere karşı kendilerini koruması gerekir. Bu tip hareketler kanser gibidir ve kesilip atılmalıdır. Yoksa kanser yayılır. Özellikle de ekonomik kriz dönemlerinde" diye konuştu.

Üvey baba iddiaları reddeti

Terör hücresi tarafından 2007 yılında Heilbronn'da öldürülen kadın polis memuru Michele Kiesewetter'in üvey babası Ralf Kiesewetter, "Ostthüringer Zeitung" gazetesine verdiği demeçte, Michele Kiesewetter'in veya diğer aile üyelerinin terör hücresiyle hiçbir bağlantısı olmadığını kaydetti.

Ralf Kiesewetter "Sağcıların buluşmak için kullandığı bir meyhane işlettiğim iddiası tamamen asılsızdır. Üvey kızım 2003 yılında Baden Württemberg'deki polis okuluna devam etmeye başladı ve bu tarihten sonra sadece ziyaret için Oberweißbach'a geldi" dedi. Kiesewetter işlettiği restoranda, şu an gözaltında bulunan Beate Z'nin bir akrabasının aşçı olarak çalıştığı iddiasını da yalanladı.

"Süddeutsche Zeitung" gazetesi, Federal Meclis İçişleri Komisyonu üyelerinden aldığı bilgiye dayandırdığı haberinde, öldürülen polis memuru Michele Kiesewetter'in ailesinin Oberweißbach'ta sahip olduğu meyhanenin, aşırı sağcıların sık sık buluştuğu ve toplantılarını gerçekleştirdikleri mekânlardan biri olduğu bilgisine yer vermişti. Haberde Michele Kiesewetter'in üvey babası tarafından işletilen restoranda şu an gözaltında bulunan Beate Z'nin soyadıyla aynı soyadını taşıyan bir aşçının da bir dönem çalıştığı iddiası yer alıyordu.

Merkel'den çağrı

Almanya Başbakanı Angela Merkel Federal Meclis'te yaptığı konuşmada aşırı sağcılığa karşı ortak bir mücadele yürütülmesi gerektiğini vurguladı. Başbakan Merkel "Bu tip suçlar doğrudan demokrasimize yapılmış bir saldırıdır" dedi. Merkel, aşırı sağcılık tehdidinin görmezden gelindiği iddialarına yanıt olarak, "Aşırı sağcılık tehdidini fazlasıyla ciddiye alıyoruz. Bu tehdidi görmezden geldiğimiz iddialarını bir kenara bırakmamız gerekiyor. Zira bu demokratların beraberliğine engel teşkil etmektedir" açıklamasını yaptı.

© Deutsche Welle Türkçe

DW/dpa/AFP/Reuters, BE/EC