1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

NATO Dışişleri Bakanları buluşması

13 Mayıs 2015

İki günlük NATO Dışişleri Bakanları buluşması Antalya'da başlıyor. Gündemin başlıca konuları Suriye iç savaşı ve Rusya ile ilişkiler.

https://p.dw.com/p/1FOyF
Fotoğraf: John Thys/AFP/Getty Images

Türkiye'nin ev sahipliğindeki NATO Dışişleri Bakanları toplantısı bugün Antalya’da başlıyor. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, “Karşı karşıya kaldığımız stratejik zorlukları değerlendireceğiz” derken özellikle Rusya ile Türkiye sınırındaki gelişmelere dikkat çekti. Uzmanlar da, NATO içinde Türkiye’nin Suriye politikasında değişikliğe gitmesinin şart olduğuna dikkat çekiyor.

Türkiye, NATO’nun dışişleri bakanları düzeyindeki iki günlük toplantısına ev sahipliği yapmasının hem “NATO içinde oynadığı temel rolün” hem de Türkiye’nin kolektif savunma ve ittifak dayanışmasına verdiği önemin göstergesi olarak değerlendirilmesini istiyor. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Türkiye ziyareti öncesi ana gündem maddesinin NATO’nun karşı karşıya kaldığı stratejik zorlukların değerlendirilmesi olacağını belirtirken, “Doğu’da zorlayıcı ve Ukrayna’ya yönelik saldırgan bir tutum içinde olan Rusya var. Güneyde ise Türkiye ve NATO sınırları yakınında karışıklık ve şiddet yaşanıyor. Biz, gerektiğinde Türkiye’yi koruruz” demişti. Peki bu stratejik zorluklar Türkiye için ne anlama geliyor ve Türkiye NATO içinde nasıl fotoğraf veriyor?

Jens Stoltenberg
Jens StoltenbergFotoğraf: picture-alliance/dpa/J: Warnand

Dünyanın en önemli sorunu

Bir dönem Dışişleri Bakanlığı görevinde bulunan, 2004’te NATO’nun Afganistan’daki kıdemli sivil temsilcisi görevini de üstlenen Hikmet Çetin Deutsche Welle’nin sorularını yanıtlarken, soğuk savaş sona erdikten sonra yapılan NATO’ya gerek olup olmadığına dönük tartışmaların kısa sürede sonuçlanıp NATO’nun önemli bir güç olarak görüldüğünü hatırlatıyor. “Bir yandan NATO ile Rusya arasında güvenin önemli olduğu söylenip girişimler yapılıyordu ama NATO genişlemesinde güvensizlik de ortaya çıktı. Sonra; Batı ile Rusya arasındaki bölünmenin ipuçları görüldü. Rusya’nın Abhazya’yı, Kırım’ı ilhakı, Ukrayna’ya saldırganlığı, Suriye’de veto hakkını kullanıp siyasi oyunları tersine çevirebileceği gerçeği gözleri Rusya’ya çevirdi” diyen Hikmet Çetin, bugün dünyanın en önemli sorununun “Rusya ile Batı arasındaki güven bunalımı” olduğunu söylüyor. Çetin, “Dünyanın istikrarı için NATO ile Rusya arasındaki güven sağlanmalı. Türkiye de burada Rusya ile doğrudan ters düşen değil, dengeleyici politikalar izlemeli” diyor.

“Esad aynı Esad”

Türkiye’nin bugün özellikle Suriye poitikasında ‘yanlış’ yaptığını öne süren Hikmet Çetin, “Suriye’de karışıklık çıkınca Türkiye sanki bir rol kapmaya çalıştı. Suriye’yle ilişkisi bölgeye örnek gösterilen Türkiye, Suriye’yle ilişkilerini ilk kesen ülke oldu. Esad’ın ülkesinde bir dönem futbol maçları yapan, ortak ekonomik-siyasi toplantılar düzenleyen Türkiye; Esad’ın gücünü hesaplayamadı. Oysaki Esad, aynı Esad’ı” yorumunu yapıyor. “Bir komşu olarak Suriye’nin içişlerine karışamazsınız” diyen Çetin, “Bugün bölgede tehlike olarak ortaya çıkan IŞİD, El-Nusra gibi örgütlerin Türkiye gibi ülkelerin komşudaki muhalefete ‘stratejiden yoksun' destek vermesinden ortaya çıktığı bellidir” tespiti yapıyor. Çetin, Suriye ve çevresinin çok karışık olduğunu söylerken NATO’nun bölgede bir askeri müdahalesinin asla mümkün olmayacağını söylüyor. “NATO, elbette ki Türkiye’yi koruyacağını söyleyecektir ama sıcak çatışmadan hep kaçınacaktır, çünkü gerek yoktur. Türkiye; bu noktada mutlaka Suriye politikasını değiştirmelidir” diyen Çetin, “Ama Türkiye’nin bugün Suudi Arabistan ve Katar’la birlikte El-Nusra’yı desteklediği dedikodusu yapılıyorsa bu çok vahim bir durumdur” diyor.

“NATO’nun önceliği Rusya”

Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi Başkanı Sinan Ülgen de Deutsche Welle’nin “NATO; Rusya tehdidine mi yoksa Türkiye sınırına mı öncelik verir” sorusunu yanıtlarken, Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesinin “NATO, Rusya’ya karşı güvenliği sağlayamıyor mu” sorusunu gündeme getirdiğine işaret ediyor. Ülgen, “Bu yüzden NATO toplantılarında saldırgan olunmadan Rusya’ya nasıl daha net mesajlar verilebilir. NATO’nun caydırıcılığı nasıl güçlendirilebilir soruları tartışılacaktır. NATO; Türkiye sınırı söz konusu olduğunda Rusya konusuna oranla daha arka planda rol benimsemek durumunda” diyor.

Türkiye sınırındaki mülteci krizinin, saldırgan tehditlerin NATO’nun gündeminde olduğunu ancak bu konuda BM Güvenlik Konseyi gibi daha başka uluslararası örgütlerin devrede olduğunu hatırlatan Ülgen, “Herkes anladı ki; NATO’nun Suriye’ye bir askeri müdahalesi olmayacak. Bu yüzden NATO, sınırdaki patriot varlığını değerlendirecek, Türkiye’ye de klasik işbirliği mesajlarını yineleyecektir. NATO toplantıları çerçevesinde Amerika’yla yapılacak ikili görüşmeler de Türkiye’nin NATO’dan uzaklaştığına ilişkin senaryoları boşa çıkartması açısından önemli olacaktır” değerlendirmesi yapıyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Hilal Köylü