Nükleer santral bilmecesi

Hanau’daki nükleer tesisin Çin’e satılması konusu şimdilik rafa kaldırılmış görünüyor. Siemens şirketi 90’lı yıllarda tamamına yakın bir bölümünü tamamladığı ancak işletmeye açılmayan tesisi ihraç etmek için Alman hükümetine başvurmuştu. Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Kong Quan ise dün yaptığı açıklamada şirketler arasında görüşmelerin durdurulduğunu bildirdi:‘’Her iki ülkeden şirketler temas kurmuştu. Ancak bana gelen bilgilere göre bu görüşmeler sona erdirildi.’’

Şeffaf görüşme talebi

Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Zhang Yesui ise Başbakan’ın Almanya’ya yapacağı ziyaret konusunda yaptığı konuşmada aynı yönde mesajlar vermiş ve Alman tarafını uyarmıştı: "İki taraftan şirketler temas kurmuş, görüşmelere başlamıştı. Ancak eğer görüşmeler devam ettirilecekse, Çin tarafı bunun şeffaf ve her iki tarafın yararına olacak şekilde sürdürülmesini istemektedir."

Bu açıklamadan anlaşıldığı üzere Çin hükümeti haksız eleştirilere hedef olduğu görüşünde. Alman hükümet çevrelerinin beklenmedik bir çıkışla Çin’i eleştirmeleri ve tesisin askeri amaçlarla kullanılabileceği yönündeki suçlamaları Pekin’de derin hayalkırıklığı yarattı. Çin tarafı tesisin askeri amaçlarla kullanılmasının sözkonusu olmadığını defalarca vurgulamıştı. Çin, giderek artan enerji ihtiyacı nedeniyle nükleer tesisi önemli bir elektrik enerjisi kaynağı olarak görüyor.

Almanya umudunu kesmedi

Pazar günü Almanya’yı ziyaret edecek olan Çin Başbakanı Wen Jiabao’nun da konuyu bir daha gündeme getirmeyeceği belirtiliyor. Almanya tarafı ise konudan umudu tam olarak kesmiş değil. Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer Çin tarafından gelen, görüşmelerin sona erdiği yönündeki açıklamalar konusunda şunları söyledi: ‘’Çin tarafından gelen açıklamayı ilgi ve dikkatle not ettik. Bizim açımızdan süreç sona ermemiştir ve satışın teftişinden sorumlu bakanlardan biri olarak daha fazla yorumda bulunmak istemiyorum.’’

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Kong ise Çin’in tesise ilgisinin sürdüğünü belirterek, Almanlar’ın tesisi satıp satmayacaklarına kendilerinin karar vermesi gerektiğini söyledi ve önkoşulları yineledi: "Eğer görüşmelere devam edilecekse ve bu her iki tarafın yararına ise görüşmeye hazırız. Ancak bu şeffaf ve adil olmalı.’’