1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Nükleer pokerde bu aşamaya nasıl gelindi?

Murat Çelikkafa / DW22 Ağustos 2006

İran yönetimi, Batı ülkelerinin sunduğu önerilere resmi yanıtını ilgili taraflara iletti. Şimdi Tahran yönetimi ile Batı ülkeleri arasındaki nükleer pokerde yeni bir aşamaya geçildi. Peki, bu noktaya nasıl gelindi? Taraflar, hangi görüşleri savundu? Hangi çözüm önerileri sunuldu? DW'den Murat Çelikkafa derledi.

https://p.dw.com/p/AZjd
İran'ın nükleer programı Batı ülkeleri endişelenmesine neden oluyor
İran'ın nükleer programı Batı ülkeleri endişelenmesine neden oluyorFotoğraf: AP

AB’in üç büyük ülkesi Almanya, Fransa ve İngiltere yaklaşık üç yıldır İran’la kıran kırana bir pazarlık içinde. İlk başta amaç Irak savaşından sonra ateşin İran’a da sıçramasının önlenmesi ve nükleer gerginliğin BM Güvenlik Konseyi’nin gündemine taşınmasının önlenmesiydi.

Dönemin Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, İran’la olası bir çatışmanın önüne geçilmesi için uğraş verdiklerini şu sözlerle vurgulamıştı: “Avrupa Birliği ve diğer ülkeler, böyle bir çatışmanın sadece Ortadoğu’daki stratejik durumu bariz bir şekilde kötüleştirmekle kalmayıp, aynı zamanda Avrupa’nın güvenliğini de doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyebileceği üzerinde mutabık kaldı.“

Almanya, Fransa ve İngiltere’nin sürdürdüğü diplomatık çabalar 2004 yılında kısmen de olsa sonuç vermiş ve İran, uranyum zenginleştirme faaliyetlerini bir süre askıya almayı kabul etmişti. Ancak İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’ın 2005’de İran Cumhurbaşkanlığı’na seçilmesiyle Tahran, itidalli çizgizini terketti. Ahmedinecad, 2006 başında uranyum zenginleştirme faaliyetlerine yeniden başlanması talimatını verdi. Tüm diplomatik çabalara rağmen İran, bu yöndeki politikasından taviz vermeye yanaşmadı.

Mahmud Ahmedinecad, sürekli olarak uluslararası toplumun yaptığı önerilerde pek samimi olmadığını ileri sürdü. Ahmedinecad, “Müzakerelerin adil koşullar altında yapılaması ve her iki tarafın da eşit söz hakkına sahip olması gerekiyor. Ancak, bizi tehditle yıldırabileceklerini sanıyorlarsa, o zaman şunu bilsinler ki İran halkı, böyle birşeyi kesinlikle kabul etmemektedir“ diyordu.

Görüşmelerin çıkmaza girmesi üzerine BM Güvenlik Konseyi, Temmuz ayı sonunda aldığı kararla, İran’a nükleer programını durdurması ve uluslararası toplumla işbirliği yapması için Ağustos ayı sonuna kadar süre tanıdı. Hatta diplomatik çözüme sıcak bakmamakla eleştirilen ABD Başkanı George Bush bile daha yumuşak bir ses tonu kullanmaya başladı: “Tabii ki bu sorunu diplomatik bir şekilde çözmek istiyorum. Bunun için de en iyi yöntem, İran’a karşı ortak bir dille konuşmamızdır.“

Ancak Tahran’dan son dönemde gelen sinyaller pek de iç açıcı değildi. Cumhurbaşkanı Ahmedinecad’ın Hizbullah’a açık destek vermesinin yanı sıra İran’ın dinî lideri Ayetullah Ali Haney’in “nükleer programımızı kararlı bir şekilde devam ettirip, bu çabamızını er ya da geç meyvelerini yiyeceğiz“ şekildeki açıklaması, gerginliğin daha da tırmanmasına neden oldu.