Nükleer casusa yurtdışı yasağı
12 Aralık 2010Bu yılki Nobel Barış Ödülü'ne layık görülen Çinli muhalif Liu Şiaobo'nun Cuma günü düzenlenen ödül törenine katılamaması büyük tepkiye yol açmıştı. Ülkesinde hapis yatan Şiaobo'nun yanısıra, ailesi ve yakınları da ev hapsine alındığı için Oslo'ya gidemedi. Nobel Barış Ödülü tarihinde benzer bir olaya sadece bir kez tanık olunmuş, 1936 yılında Alman pasifist yazar Carl-von-Ossietzky'nin layık görüldüğü Nobel Barış Ödülü'nü alması Nazi rejimi tarafından engellenmişti. Almanya'da 1962 yılından bu yana Ossietzky'nin adına İnsan Hakları Madalyası dağıtılıyor. Bu yıl madalyaya İsrailli ‘nükleer casus' Mordechai Vanunu layık görüldü. Ama İsrail hükümeti Vanunu'nun yurtdışına çıkışına izin vermedi.
Vanunu kimdir?
Mordechai Vanunu, İsrail'in en iyi gizlenen sırrını tüm dünyaya ifşa eden kişiydi. Negev çölündeki Dimona'da tekstil fabrikası olarak gösterilen tesiste gerçekte nükleer silah üretildiği sırrını açığa vurdu. Nükleer araştırma tesisinde dokuz yıl teknisyen olarak çalışan Vanunu, gizlice ele geçirdiği belge ve fotoğrafları İngiliz Sunday Times gazetesine göndermiş, uzmanlar bu fotoğraf ve belgelere dayanarak İsrail’in en az 200 nükleer başlığa sahip olduğu sonucuna varmıştı.
Bu sırra ihanet, Vanunu'ya pahalıya mal oldu. Sunday Times’da haberin yayınlanmasının hemen ardından İsrail gizli servisinin pususuna düşerek Londra’dan Roma’ya geçen Vanunu, burada kaçırılarak İsrail’e götürüldü. Mahkemeye çıkarıldı, hüküm giydi. 12 yılı ağır izolasyon altında olmak üzere 18 yıl hapis yattı. Vanunu 2004 yılında serbest bırakılışının ardından şu açıklamayı yapmıştı:
“Kendimle gurur duyuyorum ve yaptığımdan memnunum. Bunda başarılı olduğuma seviniyorum. Elimde başka bir sır yok. Hepsi saçmalık. Benim hikayem, benim vakam burada noktalandı. Yayınlanan haber dışında bir şey yok. Tüm sırlar açığa çıktı. Tüm dünya, 180 ülkenin tamamı bu sırrı artık biliyor.”
Özgürlüğüne hâlâ kavuşamadı
Vanunu hapis cezası sona erdikten sonra da özgürlüğüne kavuşamadı. Yabancılarla konuşması, gazeteciler ya da yabancı ülke büyükelçilikleriyle temas kurması hâlâ yasak. Elektronik posta adresi ya da cep telefonu kullanması da. Vanunu, devletin özel izni olmadan İsrail dışına da çıkamıyor.
Bu yılki Carl-von-Ossietzky İnsan Hakları Madalyası'na layık görülen Vanunu'nun Berlin'e gitmesine de izin verilmedi, tören iptal edildi. Madalya'nın organizasyonunu yapan Uluslararası İnsan Hakları Birliği son ana kadar umudunu korudu. Birlik'in Yönetim Kurulu Üyesi Martin Forberg, İsrail hükümetinin Nobel Barış Ödülü’ne layık görülen Şiaobo'ya yurtdışına çıkma izni vermeyen Çin yönetimiyle aynı kefeye konulma riskine girdiği eleştirisinde bulundu.
Uluslararası İnsan Hakları Birliği, Vanunu’nun törene katılabilmesi için İsrail hükümetine yedi ay önceden yapılan başvuruya yanıt gelmediğini bildirdi. Birlik, Vanunu’nun, madalyanın bir yakınına teslim edilmesi önerisini de reddettiğini belirtti. Martin Forberg, hapis cezasının sona ermesinin üzerinden altı yıl geçmesine rağmen, Vanunu'ya getirilen kısıtlamaların insan hakları ihlali olduğunu vurguladı:
“Bu uygulama, İnsan Hakları Evrensel Sözleşmesi’nin, seyahat özgürlüğünü düzenleyen 13’üncü maddesine, aynı zamanda Uluslararası Vatandaşlık Hakları ve Siyasî Haklar Antlaşması’na da aykırı. İsrail hükümeti bu antlaşmayı zaten imzalamamıştı. Bu noktada Vanunu’ya yapılan muamelenin insan hakları ihlali olduğu açıkça ortada.”
1962 yılından bu yana her yıl Aralık ayında dağıtılan Carl-von-Ossietzky İnsan Hakları Madalyası böylece ilk kez sahibini bulamadı. Madalyaya adını veren Alman pasifist gazeteci Carl von Ossietzky, 1936 yılında layık görüldüğü Nobel Barış Ödülü'nü Nazi rejiminin toplama kampında tutulduğu için alamamıştı.
Uluslararası İnsan Hakları Birliği’nden Martin Forberg, Vanunu ile Carl von Ossietzky'nin yaşadıkları arasındaki paralelliğe dikkat çekiyor:
“Carl von Ossietzky Weimar Cumhuriyeti’nde yargı önüne çıkmıştı. Nedeni, dergisinde Alman ordusu ile Sovyet ordusu arasındaki yasadışı işbirliğini ortaya çıkaran bir haber yayınlanmış olmasıydı. Dergi ayrıca Almanya’nın Versay Antlaşması’na aykırı olarak yasadışı silahlanmasını da ifşa etmişti. Şimdi Mordechai Vanunu olayında da benzer bir durumla karşı karşıyayız. Vanunu İsrail devletine zarar vermek istemekle suçlanıyor. Bu noktada şunu bir kez daha söylemeyi çok önemli buluyorum. Hâlbuki o, amacının, arzusunun bu olmadığını hep vurgulamıştır.”
© Deutsche Welle Türkçe
DW,epd,KNA (BK/MK)