1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Mimaride çevreci tasarımlar

Luna Bolivar30 Kasım 2007

İklim değişikliğiyle mücadele önlemleri, mimari anlayışı da etkiliyor. Yalıtımın ön plana çıktığı yeni mimari tekniklerde yenilenebilir enerji kullanılıyor, doğa dostu yenilikler uygulanıyor.

https://p.dw.com/p/CVBi
Modern mimari çevreci uygulamalara yöneliyor.
Modern mimari çevreci uygulamalara yöneliyor.Fotoğraf: AP

Bali’deki Dünya İklim Konferansı öncesinde sadece dünyamızın durumuna ilişkin raporlar yayınlanmakla kalmıyor aynı zamanda enerji tasarrufuna yönelik projeler kamuoyuna sunuluyor. Enerji harcamaları arasında konutların ısınması ciddi bir yer tutuyor. Alman hükümeti konutların izolasyonunu iklim korunması programındaki önceliklerden biri olarak açıkladı. Bu arada mimarlar da yeni binalarda enerji tasarrufu yöntemlerini deniyorlar.


”Aktiv beton” yöntemi

Almanya’nın önde gelen enerji şirketi RWE’nin Dortmund’daki binası enerji tasarrufu ilkeleri gözetilerek inşa edilmiş. Firmanın basın sözcüsü Klaus Schultebraucks binanın inceliklerini şöyle anlatıyor: “Burası normal bir büro. Binanın tamamında klima cihazı yok. Ama aktiv beton olarak nitelendirdiğimiz bir yöntem kullandık. Tavanlardaki betonun içine yerleştirilmiş serinletici hortumlar ısıyı düzenliyor. Ayrıca bürolarda çalışanlar pencereyi açabiliyorlar. Tabii normal olarak bu yükseklikte pencerelerin açılması yasaktır, çünkü biri dışarı atlayabilir. Ama bu pencereleri açmak mümkün, çünkü önlerine havalandırma aralıklarının yerleştirildiği levhalar var. Böylece büroları havalandırmak gerçekten mümkün.”

Binanın projesini hazırlayan mimar Thomas Lücking’in bürosu, koruyucu levha sayesinde, güneşten koruyan sistemin, rüzgarlı havada da kullanılabildiğini söylüyor: “Amacımız bir çeşit hücre büro yapmaktı. Bu tür mimaride koridor da kaçınılmazdır. Ayrıca koridorun gün ışığı almasını istiyorduk. Bunu da tüm büro kapılarının camdan olması, böylece dışarıdan gelen ışığın koridorlara yansımasını sağlayarak çözdük.”

Modern teknikler

Buna rağmen, bulutlu günlerde dışarıdan gelen ışık, koridorları aydınlatmaya yetmiyor ve ışığı yakmak gerekiyor. RWE Kulesi her ne kadar enerji tasaruufuna yönelik inşa edilmiş olsa da, daha modern tekniklere sahip binalar tarafından gölgede bırakıldı. Mimarlar enerji tasarruflu binalar yapımı konusunda yarışıyor. Nitekim Thomas Lücking’in sahibi olduğu Gerber Mimarlık Bürosu, RWE kulesinin inşasından sonra yeni yöntemler geliştirdi: “Bu bizim enerji kulemiz. Bu projeyi Arap ülkeleri için geliştirdik. Bu binada alışılagelmiş gökdelenlere oranla yüzde 60 oranında enerji tasarrufu hedefledik, geri kalan % 40’lık enerji ihtiyacı ise yenilenebilir enerjiden sağlanacak.”


Enerji tasarrrufu önlemleri

Thomas Lücking’in enerji kulesinde mekanik havalandırma sistemleri yerine, rüzgar enerjisinin kullanılması planlanıyor. Binanın cephesindeki vakumlu cam sistemi, içerideki serin havanın dışarıya çıkmasını engelliyor. Bu sıcak iklim kuşağındaki ülkeler için çok önemli. İkincisi, gün ışığından mümkün olduğunca etkin yarar sağlamak. Kulenin orta bölümündeki karanlık alanlar için de çözüm bulunmuş. Binanın çatısında yerleştirilecek özel bir ayna, hep güneşe doğru çevrilerek, topladığı ışık içeri yönlendirilecek. Böylece karanlık koridorlarda da ışık yakmak gerekmeyecek ve enerji tasarrufu yapılacak. Kulenin bir bölümüne güneş pilleri yerleştirilmiş, tepesine de bir rüzgar rotoru yerleştirilmiş. Böylece enerjinin tamamın yenilenebilir kaynaklardan sağlanıyor.

Bu tür projelerin tek sorunu pahalı olmaları. Enerji kulesi projesi de hala alıcı arıyor. En fazla ilgilenenler ise Basra Körfezi ülkeleri.