1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

100910 Merkel Annan MDGs

20 Eylül 2010

Binyıl Hedefleri’ne gelecek 5 yıl içerisinde ulaşmak mümkün görünmüyor. Liderler, 2015 sonrası dönem için paradigma değişikliği ve yeni stratejileri tartışıyor.

https://p.dw.com/p/P9o9
Fotoğraf: LDM

Bundan 10 sene önce, 192 ülkenin devlet ve hükümet başkanları bir araya gelerek, dünya genelinde açlık, yoksulluk ve hastalıklarla mücadele etmek, insanlığın gelişimine katkı sağlamak için hedefler belirlemişti.

Sekiz hedef arasında sonuncusu ise sanayi ülkelerinin bu konuya angaje olmalarını içeriyordu. Yani her sanayi ülkesi, gayri safi yurtiçi hâsılasının yüzde 0,7’sini, kalkınma ve işbirliği çalışmalarına harcamayı taahhüt ediyordu. Birleşmiş Milletler Binyıl Kalkınma Hedefleri'ne, 2015 yılına kadar ulaşılması hedefleniyordu. 10 yıl geride bırakılırken, kalan 5 yılın Milenyum Hedefleri'ne ulaşmakta yeterli olup olmayacağı konusunda şüpheler var.

BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un son ara raporuna göre, şu anki tempoyla hareket edildiği takdirde, önümüzdeki beş yılda hedeflere ulaşılması için yeterli değil. AIDS ve sıtma ile mücadele, içme suyuna erişim konusunda ilerlemeler olsa da diğer bazı alanlarda gerileme söz konusu. Örneğin açlık çeken insanların sayısı 2000 yılından bu yana azalmadı, arttı.

Milenyum hedefleri New York'ta ele alınacak

20-22 Eylül tarihleri arasında New York’ta düzenlenecek zirvede, milenyum hedefleriyle ile ilgili ara bilanço ele alınacak. BM Genel Kurul toplantısı öncesinde Almanya Başbakanı Angela Merkel, Berlin’de eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile bir araya gelerek, gelinen aşamayı ve gelecekte yapılması gerekenleri değerlendirdi.

Kofi Annan da gelişmelerden hoşnut değil:

"Liderlerin zirve toplantısında, gelecek beş yıl içinde mümkün olduğunca daha fazla ülkenin milenyum hedeflerine ulaşabilmesi için sürecin nasıl hızlandırılabileceğini tartışmalı. Eğer bu başarılamazsa, hemen vazgeçilmemeli. Milenyum hedefleri, 2015’ten sonra nasıl devam edilmesi gerektiği konusunda bir strateji aranarak sürdürülmeli.“

Paradigma değişikliği önerisi

Ban Ki Moon da tam olarak bu konuda tavsiyede bulunmuştu. Yani hedeflerin vaktinde hayata geçirilmesine odaklanan bir eylem planından. BM Genel Sekreteri, yardımların devamlılığına vurgu yaparken, Almanya Başbakanı Angela Merkel de paradigma değişikliğinden bahsetti.

Merkel, "Bu yardım endüstrisi olarak adlandırılan yaklaşımı bir kenara bırakılarak, yardım alan ülkelerdeki insanların kendi güçlerine yönelmek gerekir. Bu şu anlama geliyor: Bir orta sınıfın oluşturulması, kırsal düzeyde de kendi ayakları üzerinde durabilen üretim birimlerinin kurulması. Yani yardımın kapsamlı bir zeminde kendi kendine yardıma dönüştürülmesi. Bu sayede bağımlılık da ortadan kalkar" ifadelerini kullandı.

Almanya'nın katkısı

Çünkü geçen 10 yıl gösterdi ki, yoksul ya da gelişmekte olan ülkelere maddi yardım sadece acil durumların üstesinden gelinmesini sağlıyor ancak yeterli değil. Öte yandan, sanayileşmiş ülkelerden yalnızca bazıları, önlerine koydukları hedefler konusunda sözünü tutabildi. AB ülkeleri içerisinde sadece dört ülke gayri safi yurtiçi hâsılasının yüzde 0,7’sini, milenyum hedeflerinin karşılanmasına ayırmış durumda. Bunlar Danimarka, Lüksemburg, Hollanda ve İsveç. Almanya ise bu oran 0,4’lerde seyrediyor.

Almanya Başbakanı "Bu para önemli ve şunu bir kez daha açıkça dile getirdim: Ekonomik krize rağmen Almanya kalkınma ödeneklerinde kesinti yapmayacak. Burada önemli olan bu paranın nasıl kullanılacağıdır. Bu yalnızca yardım alan ülkelerin bağışçı ülkelerle işbirliği yapmasıyla gerçekten bir işe yarar" değerlendirmesinde bulundu.

© Deutsche Welle Türkçe

DW/NW/BS/AS