Merkel'in hedefleri

“Avrupa Birliği dönem başkanlığını devralan hiçbir ülke, sorumluluklar arasında seçim yapamıyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel de bu gerçeğe işaret ediyor. Hiç kimsenin önümüzdeki 6 ay içinde Avrupa’nın ne gibi krizlerle karşı karşıya kalacağını öngörebilmesi mümkün değil. Halen devam eden Finlandiya’nın başkanlığında Lübnan savaşı patlak verdi. Lübnan, umulmadık bir anda uluslararası toplumun devreye girmesini talep etti ve yardım arayışında bulundu.

Yine de Almanya’nın dönem başkanlığı süresince önemli bir sıkıntıyı atlattığını söylemek mümkün: Türkiye ile başgösteren Kıbrıs gerginliği şimdilik yatıştırıldı. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in de bundan büyük memnuniyet duyduğunu tahmin ediyor, önümüzdeki 6 ay içinde bu mesele üzerinde yoğunlaşmak zorunda kalmayacak olmasının kendisini rahatlattığını varsayıyoruz.

Kıbrıs meselesinin aşılması, Angela Merkel’in diğer konuları öne çıkarmasına imkan sağlayacak. Örneğin enerji, bu alanların başında geliyor. Almanya Başbakanı Merkel, enerji politikalarını Avrupa genelinde düzenleyecek bir eylem planı hazırlanmasını hedefliyor. Ancak enerji meselesinin de sıkıntılı yönleri söz konusu: Nükleer enerjiyi devre dışı bırakarak ne enerji tedariği ne de iklim korumayla ilgili hedeflere ulaşılması imkansız.

Avrupa’nın bu mesele karşısındaki bölünmüşlüğü, Berlin’de koalisyon hükümetine olumsuz şekilde yansıyabilir. Sosyal Demokrat Parti, nükleer enerjiden vazgeçilmesini talep ediyor. Üstelik Sosyal Demokratlar bu yöndeki iradelerinin koalisyon sözleşmesine de yansımasını sağladılar.

Başbakan Angela Merkel’in mensubu olduğu Hristiyan Birlik ise nükleer enerjinin hala vazgeçilmez olduğunu savunuyor. Merkel, Avrupa Birliği ve Sekizler Grubu (G-8) açısından büyük önem taşıyan enerji güvenliğinin iç siyasette kendisini hedef alan bir tehdide dönüşmemesi için şimdi ustaca bir taktik izlemeli.

Almanya’nın Avrupa Birliği dönem başkanlığında ön plana çıkacak bir başka konu Avrupa Anayasası olacak. Almanya başbakanı Merkel konuyu kaldırıldığı raflardan almakla yetinmekle kalmayacak; aynı zamanda anayasa sürecinin nasıl canlandırılacağı üzerinde de duracak. Angela Merkel bu işi biraz da ‘imkansızı başarmak’ olarak görüyor ve henüz Avrupa Anayasası sürecini canlandıracak sihirli formülü elde edemediğini vurguluyor. Alman hükümetine göre Avrupa Anayasası şimdiki haliyle tadilattan geçirilmeye ihtiyaç duyuyor; buna karşılık tamamen farklı bir metne yönelme fikri de onaylanmıyor.

Avrupa Anayasasını referandumla reddeden Fransızlar, 2007 ilkbaharında yeni başkanlarını seçecekler. Bu durum, Avrupa Birliği dönem başkanı olarak Almanya’nın biraz elini kolunu bağlıyor. Merkel’in önümüzdeki süreci anayasayı canlandıracak bir tartışma aşaması olarak değerlendirmesi belki de en uygun tutum olacak. Almanya Başbakanının işi gerçekten de zor. Ancak başlatılacak tartışmanın sağlam bir düşünce çerçevesi meydana getirmesi durumunda anayasa sürecinde de ilerleme kaydedilecek.

Aslında Almanya Başbakanı Merkel’in dönem başkanlığı için hazırladığı gündem o kadar yoğun ki Merkel bu listeyi tamamlayamadan 6 ay da gelip geçmiş olacak. Diğer taraftan gözler Avrupa Anayasası ile ilgili gelişmelerde olacak. Almanya gibi Avrupa’nın ağırlık sahibi bir ülkesi dahi anayasa sürecinde bir ilerlemeye sağlayamazsa anayasa umutları biraz daha solacak.”