1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Merkel amacına ulaştı

Nina Werkhaeuser / DW22 Kasım 2005

Alman Parlamentosu’nda yapılan oylamada, Hıristiyan Birlik partilerinin lideri Angela Merkel başbakanlığa seçildi. DW’den Nina Werkhaeuser, Merkel’in başbakanlığı’nın hem fırsatları hem de riskleri beraberinde getirdiği, ama her halükarda Alman siyasetinde ikili bir çığır açtığı değerlendirmesinde bulunuyor:

https://p.dw.com/p/AZsQ

“Hıristiyan Demokrat Birlik partisinin Berlin’deki merkezi Konrad Adenauer binasında büyük harflerle ‚yeni bir başlangıç’ yazıyor. Altında Angela Merkel’in iyimser ve dostça bakan dev bir resmi yer alıyor. Suratında, ’Artık şikayetlere son, şimdi kollar sıvanıyor’ dermiş gibi bir ifade. ‚Yeni bir başlangıç, yeni bir çığır; bu Almanya’ya iyi gelecek’ diyor sanki.

Bir yıldır Alman siyasetinde yaprak kımıldamıyor, hiçbir ilerleme yaşanmıyor. 18 Eylül seçimlerinde Alman seçmen Sosyal Demokrat - Yeşiller koalisyonuna sırt çevirdi, ama büyük atılımı yapması için Hıristiyan Birlik partileriyle Hür Demokratlar’ın kuracağı bir koalisyona da güvenmedi ve sonuçta sandıktan Büyük Koalisyon çıktı.

Koalisyonun şimdi bir kadın tarafından yönetilecek olması iki yönden çığır açıyor. Birincisi, mecliste rahat bir çoğunluğa sahip olan yeni hükümetin ülkeyi sosyal hassasiyetleri de dikkate alarak modernize etme ve bütçeyi yeniden kontrol altına alma fırsatına sahip olması. İkincisi, diğer ülkelerde uzun yıllardır gayet normal karşılanan bir durumun, sonunda Almanya’da da normal hale gelmesi. Yani en üst siyasi makamlara bir kadının gelebilmesi ve aynı bir erkek gibi başarılı ya da başarısız olabileceği.

Angela Merkel, başbakanlığa giden yolda bitmez tükenmez engelleri aştı. Birkaç kez tökezledi, yuvarlandı, kendisine yönelik saldırıların arttığı dönemler geçirdi. Tüm bunlara rağmen, pes etmemesi, kendisine duyulan saygının artmasına, Merkel’in kendisini kabul ettirmesine neden oldu. Çünkü bu saldırılar arasında Merkel’in siyasi görüşlerine değil de cinsiyetine yönelik olanların sayısı oldukça fazlaydı.

’Hadi kızım, artık ortada dolanmaktan vazgeç, çekil, erkeklere yol aç’ mantığına dayalı saldırılara da maruz kaldı. Hıristiyan Birlik partileri içinde bazı güçlü adamlar, sürekli Merkel’in nerede hata yapacağını kolladılar, Merkel’i kenara itip kendilerine yol açmayı umdular. Seçimler sonrasında, başbakanlık makamını bir kadına devretmeyi aklından bile geçirmeyen Sosyal Demokrat Gerhard Schröder bile meclisteki oylamada Merkel’in başbakan olması için oy kullandı.

Angela Merkel’in güçlü yanlarından biri, siyasetteki güç oyunlarını yakından tanıması. Kendisini koruyup kollayacak bir muamele beklentisi içinde olmadığı gibi rakiplerine karşı sert olmayı da biliyor. Dikkatle dinlemeyi, taviz vermeyi, uzlaşmayı biliyor, birşeyler değiştireceği iddiasında. Hıristiyan Birlik partileri ve koalisyon ortağı Sosyal Demokratlar’dan 51 milletvekilinin başbakanlık için Merkel’e oy vermemesi kötümser olmak için sebep değil. Ama bu durum, aynı zamanda, iki büyük partinin bu zoraki evliliğinin Almanya için gerçekten önemli bir deneyim olacağını gösteriyor. Sunduğu fırsatlarla, getirdiği risklerle…

Federal Meclis Başkanı Norbert Lammert, Merkel’in Başbakanlığa seçilmesinin ardından yaptığı yorumda, ’bunun Almanya’daki pekçok kadın için ve hatta bazı erkekler için de güçlü bir işaret’ olduğunu söyledi. Aslında bundan Almanya’nın da çıkaracağı çok önemli işaretler var.“