1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Memleket hasreti ağır basınca...

17 Ocak 2011

Son yıllarda Almanya'da yaşayan Türklerde farklı bir eğilim gözleniyor. Almanya'da yaşayan çok sayıda Türk, memleketlerine dönüş kararı alıyor. İş olanakları için bu kez de kendi ülkelerini denemek istiyorlar.

https://p.dw.com/p/zyuq
Fotoğraf: Istanbul European Capital of Culture

Almanya ile Türkiye arasında iş gücü alımı anlaşması bundan 50 yıl önce, 31 Ekim 1961 tarihinde imzalanmıştı. Ve ilk "misafir işçiler", işte bu anlaşmanın ardından Almanya'ya gitti. Çoğu Türk vatandaşı aslında bu ülkede kısa bir süre kalıp ülkelerine geri dönmek istiyordu. Ancak planladıkları gibi olmadı, çoğu Almanya'da başladığı hayata devam etti.

Yurda dönüş...

Saadet Şimşit Türkiye'ye dönüş kararından memnun
Saadet Şimşit Türkiye'ye dönüş kararından memnunFotoğraf: DW

Şimdi ise Almanya'ya gelen ilk kuşağın çocukları ve torunlarında farklı bir eğilim gözleniyor. İkinci ve üçüncü kuşak arasında Türkiye’ye dönenlerin sayısı gittikçe artıyor.

38 yaşındaki Saadet Şimşit onlardan biri. Yeni hayatına Şişli’de bir estetik doktorunun muayenehanesinde çalışarak başlamış. Bundan üç yıl önce Hamburg’tan İstanbul’a yerleşen Saadet, “Elmacık kemiklerimi düzelttirdim, gözaltı torbacıklarını aldırdım, kaşlarımı hafif yukarı kaldırttım, göz kapaklarımı ve biraz da yüzümü gerdirdim” diyerek, ilk olarak yüzünü yenilediğini belirtti.


Saadet, geçirdiği estetik operasyonlarından sonra şimdi kendini genç ve taze hissettiğini, İstanbul’da yolda yürürken yeni yüzü ve ince bedenine hayranlıkla bakmayanın kalmadığını anlatıyor. Saadet, doğduğu kent Hamburg’ta ise olumsuz deneyimler yaşamış.

“Ninenin biri ansızın koluma yapıştı ve defol git buradan, seni pis Türk seni, seni yabancı diye küfürler savurdu. İşte bu olay beni çok etkiledi, neredeyse psikolojimi bozdu denebilir. Sonra eve gittiğimde annem neyim olduğunu sordu, bense ‘hiç’ diye yanıt verdim, çünkü korku içindeydim” şeklinde konuşan Şimşit, çocukluğunda sokak çalgıcılarını seyretmek isterken yaşadığı bu olayı hiç unutmadığını ifade etti.

Karar anı...

Saadet, Hamburg'ta önce bir moda okulunda eğitim görmüş, sonra mankenlik ajansı açmış. Ancak evlendiği kişi ‘ya ben ya ajans’ deyince, Saadet sevdiği kişiyi seçmiş. Sonraları bu seçimin aptallık olduğunu düşünse de, iş işten geçmiş. Saadet eşinden ayrılmış ve bir benzin istasyonunda iş bulmuş. Buraya da hırsız girmesi yüzünden bunalmış ve anne babasının ülkesine, Türkiye’ye dönmeye karar vermiş.

Saadet’in İstanbul’daki kazancı Almanya’dakine kıyasla daha az. Türkçe konuşurken de epey zorlandığını belirtiyor. Yaşamın da, Almanya’dakinden biraz daha zor olduğunu düşünse de, İstanbul’a dönüş kararından pişman olmadığını söyledi.

34 yaşındaki Ayşe Karton ise takı satıyor. 2009 yılında Hamburg’tan İstanbul’a dönmüş. Karton, önyargılardan mızdarip. “Burada size Almancı bir kadın gözüyle bakıldığından, bol paralı olduğunuz sanılıyor. Gerçekte durum böyle değil tabii" diyen Karton, Türkiye'de Almanya’dakinden daha az para kazandığını belirtti. Ancak buna rağmen orta sınıftan kimi erkekler paralı olduğumu sanıp, kendisiyle çıkmak istediğini ifade etti. Karton, "Yani ilişki üzerinden parama ulaşmayı umuyorlar. İşte bu noktada biraz dikkatli davranmak gerekiyor” şeklinde konuştu.


"Türkler iş hayatında pek şanslı değil"

Ayşe Karton Türkiye'de hayat şartlarının daha zor olduğunu söylüyor
Ayşe Karton Türkiye'de hayat şartlarının daha zor olduğunu söylüyorFotoğraf: DW

Moda branşında yönetici pozisyonunda olmak Ayşe’nin hayaliymiş ve ‘böyle birşeyi Almanya’da kesinlikle gerçekleştiremezdim’ diye konuşuyor. Ancak bir şey dikkatini çekmiş. O da; Türklerin iddia edildiği gibi pek de dünyaya açık olmadığı, çalışma hayatında yüzlerinin pek fazla gülmediğiymiş.

Anlaşılan o ki Hamburglu Ayşe, İstanbul’a da tam ayak uyduramamış, ama Hamburg’a, ailesinin yaşadığı kente dönme niyeti de yok. Ayşe, genel anlamda Türkiye’ye dönme kararından pişman olmadığını söylemeyi de ihmal etmiyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Kathrin Erdmann / Çeviren: Çelik Akpınar

Editör: Hülya Köylü