Meksika’da seçim sonuçları mahkemelik oluyor

Meksika’da geçen hafta sonu yapılan devlet başkanlığı seçimlerinin ilk sonuçları belli oldu. Buna göre muhafazakar aday Calderon oyların yüzde 35,8’ini alırken, solcu aday Obrador yüzde 35,4’de kaldı; diğer aday Roberto Madaroza da ancak yüzde 22.3’e ulaşabildi. Böylece Calderon, 220 bin oy gibi az bir farkla da olsa en yakın rakibi Obrador’u geçmeyi başararak başkan olmaya hak kazandı.

Ancak oy sayımında hile yapıldığını iddia eden Obrador, “Bu sonuçları kabul etmemiz mümkün değil. Gerçek sonuçlarının açığa çıkması için gerekirse oyların sandık sandık yeniden sayılmasını talep edeceğiz” diyerek sonuçları mahkemeye götüreceğini ilan etti. Obrador, “Her zaman halka karşı sorumluluğumuzun farkında olacağız bu yüzden halkın hakkını koruyacağız” diye konuştu.

Bunun yanı sıra seçimlerden önce valiliğini yaptığı Meksiko City‘de Cumartesi günü taraftarlarını toplayacak olan Obrador sokak gösterileri ile kamuoyu baskısı da yaratmak istiyor.

Calderon sonuçlarda ısrarlı

Seçimin galibi Calderon ise ortaya çıkan sonuçları sonuna kadar savunacaklarını belirterek, “Tüm Meksika’yı uyanık olmaya çağırıyorum. Hiç kimse kendi kişisel hırsları veya kaprisleri için 41 milyon Meksikalı’nın kararını çöpe atamaz” dedi.

Federal Seçim Enstitüsü’nün kesin sonuçları açıklamasından sonra Obrador’un sonuçlara itiraz etmek için dört günü var. Daha sonra Federal Seçim Mahkemesi’nin 23 Ağustos’a kadar konuyu araştırması ve en geç 6 Eylül’e kadar kazananı açıklaması bekleniyor. Yeni devlet başkanının, göreve başlaması gereken süre ise 1 Aralık.

Latin Amerika’da dengeler

Meksika’daki seçimler daha önce Bolivya, Peru ve Kolombiya’da yapılan seçimlerle benzerlik gösteriyor. Bir yanda Harvard mezunu serbest piyasa taraftarı iş dünyasının ve zengin Meksikalıların desteklediği muhafazakar liberal Calderon, diğer tarafta “El Amigo del Pueblo”, yani “Halkın Çocuğu” diye çağrılan Meksiko City’nin eski valisi, solcu ve populist Obrador.

Seçim kampanyaları başladığında Obrador anketlerde açık ara önde idi. Ancak Caldero’nun, Obrador’u sosyal programları ve Amerikan karşıtlığından dolayı Venezüella’nın çok tartışılan Cumhurbaşkanı Hugo Chavez’e benzetmesi dengeleri değiştirdi. Obrador, bu benzetmeyi bir çok kez reddetmişse de, orta sınıf Meksikalılar’ın desteğini tekrar kazanmayı başaramadı.

Seçimin sonuçları sadece Meksika için değil, tüm Latin Amerika içinde çok önemli. Kıtada, başını Venezüella Cumhurbaşkanı Chavez’in çektiği fakir halkı temsil eden populist solcu liderlerle ABD’ye yakınlıkları ile bilinen muhafazakar liberaller arasında bölgesel bir yarış var. Son olarak Bolivya’da solcu Eva Morales devlet başkanlığı seçimlerini kazanırken, Peru’da liberal Alan Garcia, Kolombiya da yine liberal Alvaro Uribe kazanmıştı. Dolayısıyla Meksika’da kimin başkan olacağı bölgesel denklemler açısından büyük önem taşıyor.