1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Mehdi Ordusu’nun ardındaki isim: El Sadr

13 Ağustos 2004

Necef’te günlerdir Amerikan askerleriyle çatışan Mehdi Ordusu, Şii lider El Sadr tarafından yönetiliyor. El Sadr, gençliğine ve yetersiz birikimine rağmen ABD ve müttefiklerine zor günler yaşatıyor.

https://p.dw.com/p/AbAX
Bir zamanlar kimse onu ciddiye almıyordu
Bir zamanlar kimse onu ciddiye almıyorduFotoğraf: AP

Mukteda El Sadr, yürüttüğü mücadelede başarısız olmak için tüm özelliklere sahip. Yaşı çok genç, politik açıdan tecrübeye sahip değil ve din bilgisi yarım yamalak.

Ancak bir zamanlar kimsenin ciddiye almadığı Sadr, Irak geçiş hükümeti ve müttefik güçleri zor durumda bırakan bir lider olmayı başardı.

Aslında Mukteda El Sadr gücünü adına borçlu. Sünnilerin güçlü olduğu Saddam Hüseyin döneminde baskı gören, birçoğu öldürülen Şii Sadr hanedanına mensup.

Babası ve kardeşleri öldürüldü

Babası Muhammed Sadık Sadr’ın 1999 yılında Irak hükümetince öldürüldüğü öne sürülüyor. Sadr’ın kardeşleri Moamel ve Mustafa da öldürüldü. Annesi ve erkek kardeşi Mortada ile birlikte oturdukları evde hapis hayatı yaşamak zorunda kaldı, sokağa çıkmalarına bile izin verilmedi.

Yakın çevresindekilerin anlattığına göre 1999 yılı, Sadr’ın yaşamında bir dönüm noktası oldu. Yuvarlak yüzlü, siyah sakallı bu genç adam, çok sevildiği ve saygı gördüğü için Saddam Hüseyin’in devrilmesinden bu yana Bağdat’ta Şiiler’in yoğun olarak yaşadığı semte adı verilen babasının izinden gitmeye karar verdi. Irak’ta Şiiler için Sadık Sadr ve oğlu kutsal kabul ediliyor.

Din bilgisinden yoksun

Çevresindekiler Sadr’ın 30 yaşlarında dik kafalı, sinirli ve basit parolalarla konuşan bir kişi olduğunu söylüyor. Yabancı dil bilmiyor ve bugüne değin tek yurtdışı gezisini bir yıl önce İran’a yaptı. Şiiliğe dair yaşının gerektirdiği din bilgisinden de yoksun. Hatta Mücahit kademesine bile ulaşmayı başaramadı.

Sadr, Şiiler içinde dini açıdan önemli sayılan liderler arasında da değil. Şiiler’in kutsal saydığı dini liderler tarafından uzunca bir süre ciddiye alınmadı. Bu liderler savaşın yaşandığı Irak’ta halkı sükunete çağırırken, Sadr Bağdat, Necef, Kerbela ve Kufe’de Amerikan birliklerine karşı tüm öfkesini dile getirdi ve onlara savaş açtı. Bu mücadelesinde binlerce taraftar kazanmayı da başardı.

Sadr amacına ulaşmak için sık sık demogoji yapıyor. Milisleri bilinçli olarak Necef’teki İmam Ali Türbesi ve hacı adaylarının gömüldüğü mezarlıkta saklanıyor.

Türbenin önemi

Amerikan birlikleri türbeye saldırırsa, o zaman bu isyan, ülkedeki tüm Şiiler’in isyanı haline gelecek. Çatışmalarda başından yaralanması sonrasında taraftarları, kanlarının son damlasına kadar savaşacaklarını açıkladılar.

Sadr’ın önümüzdeki dönemde kimlere karşı mücadele edeceği henüz belirsiz. Geçtiğimiz yıl nisan ayında batı tarafından desteklenen, sürgünden yeni dönen Şiiler’in ünlü ismi Sacid Abdül Mecid’in öldürülmesini desteklemekle suçlanıyor.

Bir başka iddia ise bir yıl önce Ayetullah Muhammed Bakr El Hakim’in ölmesine neden olan Necef’teki saldırıyı Sadr’ın planladığı. Din adamlarının genç Sadr’ı hafife aldığı ortada. Şiiler’in ruhani lideri Ayetullan Ali Sistani’nin yakın bir adamı, bugün yaptığı açıklamada, Sistani’nin tedavi için İngiltere’ye gitmek zorunda olduğu için üzgün olduğunu açıkladı. Sözcü ayrıca Sistani’nin ”Krizin bu kadar tırmanacağını bilseydim ülkeyi terketmezdim” dediğini de belirtti.