1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Mama skandalı, Komünist Parti'nin zaafiyetidir"

23 Eylül 2008

Çin'de bozuk mama 4 çocuğun ölümüne neden oldu. 13 bin çocuk hala tedavi görüyor. Alman Radyolar Birliği Pekin muhabirlerinden Frank Hollmann, skandalın, tek parti rejiminin zaafiyetini sergilediğini belirtiyor.

https://p.dw.com/p/FNNU
Mamadan zehirlenen çok sayıda bebek hala tedavi altındaFotoğraf: AP

Artık bunun tesadüf olduğuna inanmak size kalmış: Olimpiyat perdesi kapanıp onbinlerce sporcu, seyirci ve gazeteci ülkeyi terk eder etmez Çin’de zehirli süt skandalı patlıyor. Çin halkı, sanayi atıklarının çevreyi zehirlemesine, bunların zaman zaman gıda ürünlerinde de gözlenmesine alışkın… Ancak son skandalın boyutları Çinlileri de paniğe sevk edecek düzeyde. Komünist rejimin dayattığı tek çocuk politikasına zorlukla razı olan, kendi deyimleriyle ‘bebelerinin bir gülüşüne aşık olan’ Çinliler, nesillerini devam ettirecek çocukların tehlikede olduğunu dehşetle fark ediyor. Mama skandalı, yaşlı-genç, şehirli-köylü ve milliyet farkı gözetmeksizin Çin’in tamamını sarsıyor.

Skandal, Komünist Parti yönetimini hedef alan birçok soru ortaya çıkarıyor. Gıda denetiminden sorumlu yetkililer, bir yıldan uzun bir süredir devam eden usülsüzlükleri neden tesbit edemedi? Zehirli mamalardan ilk bebek ölümü mayıs ayında kaydedilmesine rağmen kamuoyunun bundan neden haberi olmadı? Olimpiyatlar için dünyanın dört bir yanından gelen misafirleri ağırlayan hükümet, neden kendi halkına aynı özeni gösteremedi?

Halkın öfkesi

Yönetimin en üst kademeleri, halkın öfkesini yatıştırmak için harekete geçti. Mayıs ayında meydana gelen deprem sonrası afet bölgesine ilk gidenler arasında yer alan Başbakan Wen Jiabao, hastane hastane dolaşıp zehirli mamalardan dolayı tedavi gören çocukların ailelerinden özür diliyor.

Partinin ve devletin bir numaralı ismi, devlet başkanı Hu Jintao, canlı yayında olaydan sorumlu tutulan parti kadrolarına hak ettiği cezaları veriyor. Ama ne Sağlık Bakanı ne de Kalite Kontrol Kurumu Başkanı gibi üst düzey yetkililerin hesap vermekten uzak durduğu gözlerden kaçmıyor. Skandal, tek parti devletinin büyük zaafiyetini açığa çıkarıyor: Çin Komünist Partisi en kısa sürede en görkemli stadyumları, en uzun köprüleri ve en modern limanların inşa edilmesini sağlıyor. Ama aynı Komünist Parti, ilerleme tutkusu ve kar hırsı gözleri kamaştırdığında, gerektiğinde ilgilileri dizginleyip sorumluları tesbit edebilecek bir bağımsız kurumu faaliyete geçiremiyor.

Uluslararası şirketlerin konumu

Ülkede birbiri ardına patlak veren doğal felaketler de bu gelişmenin bir sonucu olarak meydana geliyor; nehirler kanalizasyona dönüşüyor, güvenlikten yoksun ocaklar binlerce maden işçisi için mezara dönüşüyor ve bebekler can veriyor.

Skandala Nestle gibi Çin’de üretim yapan uluslar arası kuruluşların da adının karışması, olayın bir başka boyutunu sergiliyor. Rekabet ve gelişen pazarlara dikkat çekerek Çin’de üretimi tercih eden uluslar arası firmalar bundan sonra bilançolarını düzenlerken iki faktörü yan yana koymak zorunda kalacaklar: Ucuz üretim mi daha ağır basar yoksa bu tür skandallarla dünya çapındaki imajınızın zarar görmesi mi?