1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Mahmud Abbas'ın işi zor

Peter Phillip / DW7 Ocak 2005

Filistinliler, 9 Ocak’ta sandık başına gitmeye hazırlanıyor. Ancak bölgede şiddet hala devam ediyor. İsrail ordusunun son günlerde radikal Hamas örgütüne yönelik operasyonlarında çok sayıda Filistinli hayatını kaybetti. Öte yandan, El Fetih silahlı mücadeleyi sürdüreceğini açıkladı. Bunlar, seçim ve seçimin favori adayı Mahmud Abbas için son derece olumsuz koşullar. DW'den Peter Phillip’in değerlendirmesi:

https://p.dw.com/p/AZzJ

“Filistin bölgelerindeki başkanlık seçimini Filistin Kurtuluş Örgütü’nün adayı Mahmud Abbas’ın kazanacağına kesin gözüyle bakılıyor. 69 yaşındaki Abbas’ın üçte iki çoğunluğu elde ederek, seçimin kesin galibi olacağı tahmin ediliyor. Diğer altı adaydan hiçbirinin Mahmud Abbas’a rakip olması beklenmiyor.

Abbas, Filistin Özerk Yönetim Başkanı Yaser Arafat’ın ölümünden sonra Filistin Kurtuluş Örgütü liderliğini üstlendi ve Filistin’in kaderini belirlemekte azimli. Her fırsatta Yaser Arafat’ı ansa da bu iki politikacının hiçbir ortak yönü yok. Mahmud Abbas, El Fetih hareketinin kurucularından biri olmasına ve geçenlerde İsrail’den “siyonist düşman” olarak söz etmesine rağmen, Arafat ile kıyaslanması söz konusu olmayan bir politikacı.

Arafat ile Abbas arasındaki fark, dış görünüşte de kendini gösteriyor. Arafat’ın ünlü üniformasına karşı Abbas’ın takım elbiseleri bu farkı gözler önüne seriyor. Dış görünüş ötesinde, Abbas’ın denge ve karşılıklı anlayışa verdiği önem de dikkat çekiyor.

Oslo Anlaşması’nın mimarlarından biri olan Abbas, dört yıldır sürmekte olan ikinci intifadayı desteklemiyor, şiddetin Filistinliler’e zarar verdiğine, bu nedenle sona ermesi gerektiğine inanıyor. Abbas, Yaser Arafat’ın şiddet yanlılarının kovuşturulmasını engellemesi nedeniyle, başbakanlık döneminde gerekli önlemleri almayı başaramamıştı.

Mahmud Abbas’ın başkanlığa seçildikten sonra bunu başarıp başaramayacağı ise henüz bilinmiyor. Abbas aslında Filistinliler’in idealindeki aday değil. Birçok seçmen, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün liderliğine getirilmiş olduğu için ona oy verecek. Aslında Filistinliler, batının ve özellikle İsrail’in “büyük umut” olarak gördüğü Mahmud Abbas’a güven duymuyorlar.

Bu nedenle Abbas, silahlı gruplara karşı açıkça tavır koymuyor, onları “kahraman” olarak nitelendiriyor ve böylece aslında güçsüz kılmayı amaçladığı çevrelerin desteğini sağlıyor. Silahlı gruplar ise ellerinde olsaydı Marvan Barguti’yi seçerdi, ama Barguti terörist olduğu iddiasıyla İsrail’de çaptrıldığı 5 kez ömür boyu hapis cezasını çekiyor. Bazı gruplar ise büyük ihtimalle Hamas örgütünden bir lideri başkanlığa getirmek isterdi, ama böyle bir aday yok.

Hamas örgütünün, birkaç ay içinde yapılması planlanan perlemanto seçimlerine “parti” olarak katılması mümkün. Filistin Kurtuluş Örgütü’nün en büyük kolu olan El Fetih de parlamento seçimlerine kadar politik parti niteliğini benimsemek zorunda. Çünkü bu, batının beklediği ve Abbas’ın vadettiği reform sürecinin bir parçası. Yine de olayların bu yönde gelişip gelişmeyeceğini şimdiden kestirmek mümkün değil. Tüm taraflar henüz bekleme aşamasında.

Filistinliler, Abbas’tan hoşlanmıyor. İsrail de özellikle son günlerdeki sert ifadeleri nedeniyle ona pek olarak güvenmiyor. Ancak taraflar aynı zamanda, Mahmud Abbas’ın bugün söylediklerin değil, seçildikten yapacaklarının önemli olduğunu düşünerek kendilerini teskin ediyorlar.

Abbas’ın icraati, büyük ölçüde İsrail’in göstereceği tutuma bağımlı. İsrail seçimler için destek vadetti, 800 uluslararası gözlemcinin ülkeye girmesine izin verdi, hatta İsrail’in ilhak ettiği doğu Kudüs’de de seçimlere izin verdi. Ama diğer yandan da Gazze Şeridi’nde birçok Filistinli’nin hayatına mal olan askeri operasyonları südürmekten vazgeçmedi. Aynı zamanda radikal Filistinliler de İsrail’e yönelik füze saldırılarını sürdürüyor.

Abbas, şimdiye dek radikal örgütleri bu tür eylemlerden vazgeçirmediği başaramazken, İsrail de misilleme saldırılarından vazgeçmenin gerginliğin giderilmesine katkıda bulunacağını aklından bile geçirmedi. Bu nedenle başkanlık seçimi son derece gergin bir ortamda yapılacak. Ve seçileceğine kesin gözüyle bakılan Mahmud Abbas, birşeyleri değiştirme şansına sahip de olsa bunu başarması uzun zaman gerektirecek.”