Madrid'te teröre demokratik yanıt aranıyor

Madrid’te hafta başından bu yana devam eden toplantılarda politikacı ve güvenlik uzmanları, teröre karşı alınacak önlemleri masaya yatırdılar. “Teröre karşı önceden önlem almak, öncelikli kural“ görüşünde birleşen uzmanlar, aynı zamanda teröristlerin eylem planlarını önceden ortaya çıkarmak tek başına çare olmadığını da dile getirdiler.

Harvard Üniversitesi siyaset bilimcilerinden Louise Richardson, yapılabilecek en büyük hatanın sorunu basite indirgemek olduğunu belirterek “Terörün tek nedeni yoksulluk değil. Bununla beraber sosyo-ekonomik hayattaki hızlı değişim ve küreselleşme gibi unsurlar, terörü besleyen en önemli risk faktörleri arasında“ diye konuştu.

Kamuoyu hesaba katılıyor

Radikal dini akımlar konusunda uzman olan Sosyolog Mark Juergensmeyer ise terörle mücadeleyi etkin kılmak için fiziksel faktörlerin yanında psikolojik unsurları da dikkate almak gerektiğini savundu. Teröristler, eylem planlarını yaparken, kamuoyunun göstereceği tepkileri de hesaba kattığına dikkat çeken Juergensmeyer “Genelde terör eylemleri planlanırken, gelecek tepkiler de hesaba katılıyor. Tıpkı bir tiyatro oyunu sahneye konulurken seyircinin oyuna vereceği tepkinin önceden hesaplanması gibi. Burada sahnelenen oyunun adı ’şiddet’; devlet ve kamuoyu da ’seyirci’ konumunda“ dedi.

Sosyolog Mark Juergensmeyer, bu oyuna gelinmemesi konusunda uyarıda bulundu ve “Terörle mücadelede yapılabilecek en büyük hatalardan biri de belirli kesimleri gözardı etmek olur. Örneğin, İspanya’da yaşayan Müslümanlar’ı yok sayamazsınız. Aksi halde bu kesimde memnuniyetsizlik duygusu egemen olmaya başlar. Oysa terörü köreltmek için Müslümanları da topluma entegre etmek gerekiyor“ şeklinde konuştu.

Belirli bir reçete yok

Katılımcıların, Madrid’teki konferansta dile getirdikleri ortak görüşlerden bir diğeri de “terörle mücadelede genel geçer bir reçetenin mevcut olmadığı.“ Çünkü ortada sadece bir tane terörist grup yok. Terörün kökeni ve amacı farklılaştıkça eylemler de şekil bakımından farklılık arzediyor.

Ancak terörle mücadelede demokratik yöntemlerin her zaman işe yaramadığını belirten Amerikalı siyaset bilimci Louise Richardson “Demokrasi karşıtlarının şiddet eylemlerinden ’demokratik süreçlerin’ genelde olumsuz etlilendiğini biliyoruz. Bu bakımdan, ’terörün panzehirinin demokrasi olduğunu’ söylemek, sorunu basite indirgemenin dışında bir anlam ifade etmez“ diye konuştu.

Sosyolog Mark Juergensmeyer ise terörizmi sona erdirmenin asla mümkün olmadığını savunarak “Demokrasilerin, farklı düşünenlerle birlikte var olabilmesi gerekiyor. Buna şiddet yanlıları da dahil… Her terör hareketini sona erdirmeye çalışmak, yeni terörist devletler doğurmaktan başka bir işe yaramaz. Teröristlerin seviyesine inmemeye özen göstermeliyiz. Aksi bir durumun terörün galip gelmesi anlamı taşıyacaktır“ saptamasında bulundu.