1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Lissabon-Begleitgesetz

26 Ağustos 2009

Avrupa Birliği’nin reform antlaşması olan Lizbon Antlaşması, Almanya’da yeniden gündemde. Federal Meclis'te bugün Lizbon'a ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin talep ettiği ek yasa tasarısı görüşülüyor.

https://p.dw.com/p/JILx
Fotoğraf: AP

Ek yasa tasarısının yasalaşmaması halinde Avrupa Birliği'nin reform projesi Lizbon Antlaşması Almanya'nın onayından geçemeyecek. Zira Almanya Anayasa Mahkemesi, Lizbon Antlaşması'nın anayasa ile çelişmediği, ancak Federal Meclis'in Avrupa çapında alınan kararlara ne ölçüde katılabileceğini düzenleyen eski ek yasada eksikliklerin bulunduğu ve bu yasanın yeniden düzenlenmesi gerektiği kanısına varmıştı.

Anayasa Mahkemesi'nin haziran ayı sonunda aldığı karara göre, öncelikle Almanya’nın AB kararlarına katılım hakkının gözden geçirilmesi ve iyileştirilmesi gerekiyor. Bu doğrultuda hazırlanan yeni yasa tasarısı da bazı hakların ve yetkilerin Avrupa Birliği’ne devredilmesi söz konusu olduğunda federal hükümetin parlamentoyu zamanında ve kapsamlı şekilde bilgilendirmesini öngörüyor. Eyaletler adına müzakereleri yürüten Hristiyan Demokrat Parti'den Wolfgang Reinhart, tasarının meclisin yetkilerini genişlettiğine dikkat çekiyor. Reinhart, “artık, arka odalarda alınan kararları Almanya'da uygulamak pek kolay olmayacak. Aksine, bundan sonra Federal Anayasa Mahkemesi’nin konuyla ilgili kararı uyarınca, Federal Meclis ile Eyalet Temsilciler Meclisi’nin konumları güçlendirilecek" diyor.

Meclisin yetkileri genişliyor

Planlanan değişiklikler sayesinde, Brüksel, Almanya’nın ulusal egemenliğine müdahalede bulunduğunda ya da Avrupa Birliği yeni yetkilere sahip olduğunda, Alman halkının temsilcileri görüş bildirme hakkına sahip olacak. Ayrıca hükümet, vatandaşların haklarını Avrupa Birliği’ne devretme girişiminde bulunduğunda, Federal Meclis ile Eyalet Temsilciler Meclisi bunu kontrol edebilecek. AB'nin geniş yetkilere sahip olduğuna işaret eden Bavyera Eyaleti Başbakanı Horst Seehofer, şimdiye kadar yürürlükte olan sürecin demokratik olmadığını söylüyor ve bu görüşünü “neler olduğunu biliyor musunuz? Avrupa Birliği Komisyonu gidiyor, Amerikalılarla müzakere ediyor; herhangi bir bilgi vermeksizin, parlamenter bir katılım ve kontrol olmaksızın Amerikalılar bizim işlerimize karışabiliyor. Bu olmaz!” sözleriyle dile getiriyor.


Sol Parti'den onay yok

Lizbon Antlaşması’nın Alman Anayasası’na aykırı olduğu gerekçesi ile başvuruda bulunan Hristiyan Sosyal Birlik Partisi ile Sol Parti, parlamentonun yetkilerinin genişletilmesine ilişkin karardan memnun. Sol Parti Federal Meclis Grup Başkanı Gregor Gysi, yüksek mahkemenin kararını şu sözlerle yorumluyor: “Anayasa Mahkemesi ne yönde karar verdi? Avrupa’yı Federal Meclis’in içerisine aldı, bu çok önemli. Biz yeni koşullar üzerinde düşünmeliyiz, eğer halk arasında Avrupa Birliği'ne verilen desteğin artmasını istiyorsak şu an buna en uygun zamandır.”

Lizbon Antlaşması’na ilişkin yeni ek yasa tasarısı, Federal Meclis’e Avrupa Birliği yasaları hakkında görüş bildirme hakkı tanıyor. Hükümetin de müzakerelerde bu görüşleri esas alması gerekiyor. Ancak ek yasada yapılan değişiklikleri yetersiz bulan Sol Parti, tasarıya onay vermeyeceğini açıkladı, ancak diğer partiler yasa tasarısı üzerinde temelde uzlaşmaya vardı. Yeşiller’den Renate Künast ise partisi tasarıyı desteklemesine rağmen, birtakım çekinceleri olduğuna da ekledi. Künast, “Federal Meclis’in ‘dur’ deme hakkı bu yasada düzenleniyor, ancak hükümetlerin hangi koşullar hakkında bu fren uygulamasını yürürlükten kaldırabileceği açık bırakılıyor" dedi.

Lizbon Antlaşması'na ilişkin yeni ek yasa tasarısının Eylül ayında Federal Meclis’te ve Eyalet Temsilciler Meclisi’nde onaylanması bekleniyor. Zira ancak bu aşamadan sonra Lizbon antlaşması Almanya’da nihai olarak onaylanabilecek. Lizbon Antlaşması’nın Almanya’da, 2 Ekim’de İrlanda’da yapılacak olan referandumdan önce onaylanması hedefleniyor.


Nina Werkhäuser / Çeviri: Başak Özay

Editör: Hülya Köylü