1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 2302 Libyen Lage

23 Şubat 2011

Kaddafi’nin televizyonda meydan okumasının ardından olaylar çığırından çıkmaya başladı. Birçok kentte isyancılar zafer gösterisi yaparken başkent Trablusgarp'taki kanlı çatışmalar sürüyor.

https://p.dw.com/p/10OLW
Fotoğraf: AP

Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi'nin, Tunus ve Mısır devlet başkanlarının aksine istifa etmeyeceğini söyleyip göstericilere hakaret etmesi ve sempatizanlarını göstericilere karşı kışkırtması, kabile ve aşiret bağlarının güçlü olduğu Libya’nın iç savaşa sürüklenme tehlikesini arttırdı. Protestocu kitleleri bir avuç terörist olarak tanımlayan Kaddafi’nin geniş çaplı bir katliam başlatmasından endişe ediliyor.

Muammer Kaddafi’nin kendi halkına ve bütün dünyaya kafa tutmasını son derece vahim bir tepki olarak değerlendiren Amerikan Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, “Kan dökülmesi kabul edilemez. Libya hükümeti halkının insan haklarına saygılı olmalı. Fikir ve toplanma hürriyetleri de bu hakkın dışında tutulamaz” dedi.

BM Güvenlik Konseyi’nin Kaddafi yönetiminin kınandığı toplantısında somut kararlar ise alınmadı. Libyalı temsilciler göstericilere havadan yapılan saldırıların önlenebilmesi için hava sahasının uçuşa kapatılmasını talep ettiler. Libya açıklarına hareket eden Amerikan uçak gemisinin uçuş yasağını denetleyecek donanıma sahip olduğu bildirildi. İtalya ve İngiltere de vatandaşlarının en kısa zamanda tahliye edilebilmesi için Libya’ya savaş gemileri gönderdi.

ABD, Kaddafi'yi ayrılmaya zorlayabilir mi?

Mısır’daki olaylar sırasında nüfuzunu kullanan ABD’nin Libya üzerinde baskı kurup kuramayacağı tartışılırken, birçok uzman bunun hiç de kolay olmayacağı görüşünde. 1970’li yıllarda Amerikan elçilik mensupları Libya’dan çekilmiş, Libya’nın kitle imha silahı planlarını Washington’a verip, teröre desteğe son vermesi ve bir Amerikan yolcu uçağının İskoçya’da düşürülmesinin sorumluluğunu üstlenmesinden sonra, 2003 yılında ilişkiler yeniden başlatılmıştı.

ABD 2006 yılında Libya’yı terörü destekleyen devletler listesinden çıkarmış, 2008’de Trablusgarp’a gönderilen Amerikan büyükelçisi WikiLeaks skandalından sonra merkeze çağrılmıştı.

Kaddafi rejimine yaptırım önerisi

Demokrat Partili senatörler Libya yaptırımlarının yeniden uygulamaya konmasını talep ediyor ve Dışişleri bakanı Hillary Clinton’un sadece Kaddafi’yi kınamakla yetinmesini yeterli bulmuyorlar. Washington’daki Dış İlişkiler Konseyi adlı kuruluşun Ortadoğu uzmanı Eliot Abrams Obama yönetiminin daha aktif bir politika izlemesi gerektiğini söylüyor:

“Neden Libya’yı BM İnsan Hakları Konseyi’nden ihraç edip, Kaddafi ailesinin banka hesaplarını dondurmuyoruz? Libya yönetiminin halkına karşı kullanmak üzere yeniden silah almaya kalkışması durumunda uluslararası silah ambargosu uygulanamaz mı? BM aracılığıyla Tunus ve Mısır üzerinden insani yardım yapamaz mıyız?”

Almanya yaptırımlara sıcak bakıyor

Libya ihtilal liderinin halkına savaş açtığını belirten Almanya Başbakanı Angela Merkel de şiddete son verilmediği takdirde yaptırımların gündeme getirilmesini talep etti. Merkel, şöyle konuştu:

“Libya’dan son derece endişe verici haberler geliyor. Albay Kaddafi’nin konuşması kendi halkına savaş ilan etmek anlamına geldiği için son derece ürkütücüydü. Libya hükümetini kendi insanlarına kuvvet kullanmaktan derhal vazgeçmeye davet ediyoruz. Aksi takdirde Almanya olarak, yaptırımlar da dahil olmak üzere Libya’ya karşı her türlü baskı opsiyonunun kullanılmasını talep edeceğiz.”

Berlin'in Kaddafi'yi gözden çıkarmasından sonra Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy de, dünyanın Libya’daki katliamlara seyirci kalamayacağını ve Kaddafi yönetimine yaptırım uygulanması gerektiğini söyledi. BM Güvenlik Konseyi, Libya’daki gelişmelere müdahale imkanlarını görüşmek üzere Cuma günü olağanüstü toplanacak.

Ülkelerin tahliye seferberliği

Libya’nın kaosa sürüklenmeye başlaması, bu ülkede vatandaşları bulunan ülkeleri hareke geçirdi. Başta Türkiye olmak üzere Avrupa ülkeleri kapsamlı tahliye operasyonları başlattı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ülke tarihinin en büyük tahliye operasyonunu başlattıklarını belirttiği basın toplantısında Libya’da yaşayan 25 bin Türk vatandaşından 5 bininin son 72 saat içinde tahliye edildiğini söyledi.

Türk hükümeti, Libya’daki vatandaşlarının Kaddafi’ye bağlı kuvvetlerle hasımları arasındaki çatışmalar yüzünden iki ateş arasında kalmasından endişe ediyor.

AB üyesi İtalya da yurttaşlarını tahliyeye çabalıyor. Şimdiye kadar en az 500 İtalyan’ın Libya’dan ayrıldığını belirten İtalyan enerji şirketi ENİ’nin bir yetkilisi Milano havalimanında Libya’daki durumu televizyona şöyle anlattı:

“Tam bir keşmekeş hüküm sürüyor. Binalar yakılıyor ve sürekli silah sesleri geliyor. Elçiliğin yardımıyla Libya’dan ayrılabildik. Hava saldırılarının öncelikli hedefi başkentin Yeşil Meydanıydı. Meydana helikopterlerden de ateş açıldı.”

Yeni mülteci akımı korkusu

Eski İtalyan sömürgesindeki kriz kadar Avrupa’nın yeni bir mülteci akınına uğrama tehlikesi de başkentleri endişelendiriyor. Akdeniz’deki fırtınaya rağmen her gün yüzlerce mülteci daha İtalya’ya varıyor. Roma’da yapılan açıklamalarda, 200 bin mültecinin İtalya’ya sığınmasının ihtimal dâhilinde olduğu ifade ediliyor.

© Deutsche Welle Türkçe

DW/Ajanslar, AG/MÇ