1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Latin Amerika ekonomik krize çare arıyor

14 Nisan 2009

Dünya Ekonomik Forumu'nun Latin Amerika toplantısı, ABD Başkanı Barack Obama'nın da katılımıyla bugün başlıyor. Zirvede, küresel ekonomik krize karşı bölge koşullarını dikkate alan özgün çözümler tartışılıyor.

https://p.dw.com/p/HW7w
Fotoğraf: DW Montage/AP
Obama in Baden-Baden
Forumun katılımcıları arasında ABD Başkanı Obama'da var.Fotoğraf: AP

Küresel ekonomik krizin Latin Amerika ülkelerinde yarattığı etki, dünyanın diğer bölgelerindekinden farklı özellikler taşıyor. Bu nedenle Dünya Ekonomik Forumu'nun Latin Amerika toplantısının ayrı bir önemi var. Bugün başlayan ve 16 Nisan’da bitecek forumun hemen ardından da Amerika Zirvesi yapılacak. Trinidad ve Tobago’nun ev sahipliğinde yapılacak zirveye ABD Başkanı Barack Obama da katılacak.

Latin Amerika Dünya Ekonomik Forumu’nun başkanlığını yürüten Emilio Lozoya, bu kıtanın farklı bir zeminde ele alınmasını gerektiren başlıca özelliği "Latin Amerika'nın en fakir kıta değil, en çok eşitsizliğin görüldüğü kıta olması" şeklinde açıklıyor.

Heterojen yapıya uygun çözümler

Yaklaşık 550 katılımcının forumda tartışacağı konulardan ilki, krizin heterojen yapıdaki Latin Amerika’ya etkileri. Örneğin, büyük ölçüde tarım mamullerine bağımlı olan Brezilya, krizin etkilerini, Meksika gibi ticareti ABD'ye sıkı sıkıya bağlı bir ülkeden çok daha farklı hissediyor.

Forumda ele alınacak ikinci bir konuysa, firmaların hızlı bir kalkınma süreci için ne tür adımlar atabilecekleri. Latin Amerika ülkeleri aslında kendi kaynaklarından faydalanabilirler. Ancak forumda asıl üzerinde durulacak konu, özel sektörün ekonomik kalkınma sürecinde nasıl bir rol oynayabileceği. Çünkü Latin Amerika'da hükümetlerle özel sektör arasındaki diyalog özel olarak teşvik ediliyor.

Ev sahibi Brezilya

Emilio Lozoya'ya göre, Brezilya'nın foruma ev sahipliği yapıyor olması da tesadüf değil. Lozoya, "Brezilya umut vaat ediyor. Ülkenin finans sektörü çok iyi konumlanmış durumda. Reel ekonomi diğer ülkelerde olduğu gibi krizin etkilerini ağır olarak hissediyor. Ancak iç pazar son dönemde güçlü bir şekilde büyüdü. Nüfusun genç olması tüketimi canlandırabilir. Bu iyi bir potansiyel…" şeklinde konuşuyor.

Ancak Lozoya durumun tozpembe olmadığının da farkında. Zira Brezilya sanayisi de Şubat ayında son altı yılın en büyük düşüşünü yaşadı ve satış hacmi de yüzde on oranında küçüldü.

Eldeki veriler yeterli mi

Kısa adı CNI olan Ulusal Endüstri Derneği'nin ekonomi politikaları uzmanlarından Flavio Castelo Branco ise ekonomide büyümenin ancak ikinci yarıyılda söz konusu olabileceğine ve eldeki verilerin Brezilya ekonomisinin büyüdüğünü göstermeye yeterli olmadığına dikkat çekiyor. Brezilya Coğrafya ve İstatistik Enstitüsü de bir yıl içinde ülkenin on dört bölgesinde gerileme tespit etti.

Landleben in Brasilien
Brezilya ekonomisi büyük ölçüde tarımcılığa bağımlı.Fotoğraf: Laerte Targueta

Yılın dördüncü çeyreğinde gayrı safi yurtiçi hâsıla yaklaşık yüzde dört oranında azaldı. Bu gelişme Brezilya hükümetinin büyüme beklentisini de gözden geçirmesine yol açtı. Bu yılki ekonomik büyümenin yüzde ikiyle sınırlı kalacağı düşünülüyor. Ulusal Sanayi Birliği ve kredi derecelendirme kuruluşu Fitch ise sıfır büyümeden söz ediyor. Morgan Stanley bankası ise daha da kötümser. Banka, 2009 yılında yüzde dört buçuk oranında bir gerileme tahmin ediyor.

Asıl risk teşvik paketlerinin yetersiz kalması

Ancak bu rakamlar Emilio Lozoya'nın gözünü korkutmuyor. Lozoya, "Brezilya hükümetinin altyapıyı teşvik eden paketleri ve sosyal programları, iyi bir krizle mücadele politikasını ortaya koyuyor. Buradaki risk, bunun yeterli olmaması ve geçtiğimiz yıllarda hafif yükselme trendine giren sosyo-ekonomik göstergelerin tekrar gerilemesi. İşte en büyük zorluk bu…" diyor.

Bu durum diğer Latin Amerika ülkeleri için de geçerli. Lozoya'ya göre en çok risk altında bulunanlar kıtanın küçük ülkeleri. Çünkü en fazla ana sermaye kaybına uğrayanlar bu küçük ülkeler ve en fazla krediye de yine onlar ihtiyaç duyuyor.

Renate Krieger / Çeviren: Banu Ertek

Editör: Değer Akal