1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Lüksemburg'da mutlu başlangıç

Baha Güngör / DW4 Ekim 2005

Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki müzakerelerin başlaması, Lüksemburg’daki çetin pazarlıkların ardından başladı. Türkiye’yi bundan sonra önemli bir süreç daha bekliyor. DW Türkçe Servisi Şefi Baha Güngör gelinen aşamayı değerlendirdi:

https://p.dw.com/p/AZtP

“Avrupa Birliği, son dakikada geleceği açısısından vahim sonuçlara neden olabilecek bir rezaleti önledi ve aynı zamanda uluslararası alanda güvenilir bir devletler topluluğu imajını kurtardı. Avusturya’nın, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğini öngören Müzakere Çerçeve Belgesi’ne direnci birkaç gün süren çetin tartışmaların ardından sonunda kırılabildi.

Tam üyelik müzakerelerinin resmen başlamasıyla AB tarihi bir adım atmayı başardı ve bununla birlikte çok önemli bir bölgede kendi güvenlik çıkarlarını koruyabildi. Bunun nedeni ise Türkiye’nin, Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi artık sadece Avrupa’nın güneydoğu kanadını koruduktan sonra artık kriz kuşaklarının ortasında merkezi bir rol oynaması.

Müzakerelerinin hedefi tam üyelik, ancak bu sonuç için bugünden herhangi bir garanti verilmesi söz konusu değil. Siyasi, ekonomik ve toplumsal açıdan modernleşmiş bir Türkiye’nin aynı şekilde değişen bir Avrupa Birliği’ne üye olup olmamasıyla ilgili karar uzun yıllar sonra gündeme gelecek. Ancak bu konuyu bugünden gündemin ön planına çekerek Türkiye’yi zorlamak ters tepebilir ve aşırı milliyetçi Avrupa karşıtı akımları güçlendirir.

Avrupalılar’ın Türkiye konusundaki endişeleri kadar Türk toplumunun da yeterince düşünülmemiş adımlarla Avrupa yönünde ilerlemesiyle ilgili çekinceler de anlaşılabilir. Örneğin, Türkiye’de bilinen bölgesel farkların giderilmesi çok uzun yıllar sürebilir. Bu konuda, özellikle doğusu ile batısı arasındaki farkı gidermek icin çabalayan Almanya, bunun ne kadar zor olduğunun ve ne kadar ağır yüklerin taşınması gerektiğinin bilincinde.

Demokrasi, insan hakları, Ermeni ve Kürt sorunlarında da Türkiye çözüm için Avrupa değerlerine göre hareket edebileceğini kanıtlamalıdır. Kıbrıs sorununda da Türkiye’den bugüne kadar kendisine yönelik beklentilerin çok daha fazlasıyla karşı karşıya kalacaktır. AB müktesebatı, 35 ayrı bölüm halinde Türkiye tarafından kabul edilmek zorundadır. Bu bölümlerin her birinin bütün AB üyeleri tarafından onaylanması zorunluluğu, bugünkü üye sayısıyla 25 ayrı veto tehdidi anlamına gelmektedir.

Avusturya’nın denediği müzakere pokeri gelecek yıllarda AB’nin her üyesi tarafından başka konularda denenebilir. Tam üyelik müzakerelerinin başarısızlıkla sonuçlanması tehlikesi büyüktür, çünkü müzakerelerin sonunda Türkiye’nin tam üyeliğinin her AB üyesi tarafından onaylanması gerekmektedir ve bazı ülkeler bu onayı halkoylamasına sunacaktır.

AB çok çabuk ve zor hazmedilir bir şekilde büyümesinin faturasını sadece Türkiye’ye çıkarsaydı, bu büyük bir haksızlık olurdu.“