1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Küba sağlıkta iddialı

26 Temmuz 2013

Küba'da devrim hareketinin üzerinden 60 yıl geçti. Ülkede birçok şeyin yokluğu çekilmesine rağmen özellikle sağlık branşından övgüyle söz ediliyor.

https://p.dw.com/p/19Ert
Fotoğraf: Getty Images/AFP/Adalberto Roque

Şu günlerde Küba devrimin 60. yıldönümü kutlanıyor. Devrim hareketi resmî kayıtlara göre 26 Temmuz 1953’de, karnavalın hemen ertesinde başlamıştı. 1959’da Fidel Castro liderliğindeki devrimci güçlerin diktatör Fulgencio Batista’yı iktidardan alaşağı etmesiyle de noktalanmıştı. Devrim hareketinin ilk kıvılcımının üzerinden 60 yıl geçti. Bugün Küba’da birçok şeyin yokluğu çekilmesine rağmen özellikle sağlık branşından övgüyle söz ediliyor. Ama bu konuda da eleştirel görüşler bulunuyor.

Bildergalerie Politiker Gestik Hugo Chavez
Küba'nın eski Devlet Başkanı Fidel CastroFotoğraf: picture-alliance/dpa

'Küba sağlık sistemi ABD'nin sisteminden üstün'

Uyuşturuculara veda etmek isteyen dünyaca ünlü Arjantinli futbol yıldızı Diego Maradona, estetik yaptırmak isteyen Hollywood yıldızları, kanser tedavisi yaptırmak isteyen Latin Amerikalı devlet başkanları, hepsi Küba’yı tercih ediyor ve sağlıklarını Kübalı doktorlara emanet ediyor. Bunun farklı nedenleri olduğu söyleniyor. ABD’de, St. Louis’teki Washington Üniversitesi’nde çevre psikolojisi dersleri veren Don Fitz, Küba’daki sağlık sistemini araştırmış ve oradaki sistemin Amerikan sağlık sisteminden çok daha üstün olduğuna kanaat getirmiş: “Küba’da doktorlar hastalarını yakından tanıma fırsatı buluyor, çünkü onları evlerinde ziyaret edebiliyorlar. Kübalı doktorlar insanların yaşam tarzlarını bildikleri için de onların sağlığını muhtemelen neyin bozabileceğini de görüyorlar.”

Küba sağlık sistemi her mahalleye bir ya da birden fazla ev doktoru tayin ediyor ve bunlar onlarca yıl boyunca hep o mahallenin insanlarının sağlığından sorumlu oluyor. Bunların üzerinde ise poliklinik denilen yapılanmalar var. Bunlar da daha komplike muayenelere, tedavilere ve acil durumlara bakıyor. Kentsel alanlarda ise büyük hastaneler bulunuyor, buralarda da kısmen son derece uzmanlaşmış doktorlar ve cerrahlar çalışıyor.

'Küba sağlık sisteminde verimlilik önemli rol oynuyor'

Don Fitz, Küba’daki sağlık sisteminin Amerikan sistemi karşısındaki üstünlüğünü ise normalde komünist ülkeler için hiç de tipik olmadığı söylenen verimlilik fenomeni ile açıklıyor: “Küba, vatandaşlarının sağlığı için ABD'de kişi başına yapılan harcamaların yaklaşık yüzde dört daha fazlasını ayırıyor ve Amerikan vatandaşlarının yaşam ortalamasının aynısını tutturuyor.”

Küba’da doğum sırasında ya da bebeklerin ilk yaşam yılında ölümlerin de ABD’dekinden daha az olduğuna dikkat çekiliyor. Don Fitz, “Küba’da bu mümkün oluyor, çünkü kadınlar hamilelik döneminde birkaç kez kontrole gitmekle yükümlüler” diye konuşuyor. Fitz, bu kontroller yapılmadığında kadınların mahalle komiteleri tarafından uyarıldığını da belirtiyor.

Kuba Krankenhaus Archiv 2010
Fotoğraf: STR/AFP/Getty Images

'Sağlık sistemi karşılığında özgürlüklerden feragat ediliyor'

Ancak sağlık sektöründeki yüksek kalitenin bir bedeli olduğuna da işaret ediliyor. Sürgündeki antikomünist Liberal Küba Birliği (UCL) adındaki partinin başkanı Antonio Guedes iyi bir sağlık sistemi karşılığında özgürlüklerden feragat edildiğini vurguluyor. Guedes, Küba’da pratikte sağlık sistemi için para ödenmediğini, çünkü ülkede ödemelerin başka bir tarzı olduğunu belirtiyor: “(Sağlık personeli) gönüllü diye adlandırılan işlere, sosyal çalışmalara, Angola, Etiyopya, Mozambik gibi savaş bölgelerine koşturuluyor, Venezuela ve Bolivya’da çalıştırılıyorlar… Bunların hepsini toplayacak olursanız, o zaman devlete tabii ki bir şeyler ödendiği ortaya çıkıyor… Bedel ödeniyor… Ondan sonra da ‘bu hizmetler bedava' deniliyor!”

1980'lerin sonunda Küba sağlık sisteminde duraksama

Sürgünde yaşayan ve bugün Madrid’te pratisyen doktor olarak çalışan Guedes, Küba’nın sağlık sisteminin tarihî geçmişine ilişkin bilimsel bir tez da hazırlıyor. Guedes, Küba’nın devrimden önce de Latin Amerika’nın, hatta dünyanın en iyi sağlık sistemine sahip olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. 1980’li yıllara kadar sağlık sektörünün sürekli gelişme gösterdiğine işaret eden Guedes, Küba’nın geçmişte yoğun ilişki içinde olduğu Sovyetler Birliği’nin yıkılmasının ardından tıbbî donanım ve ilaçlar için malî yardımların kesildiğini hatırlatıyor.

'Küba'da çok şeyin eksikliği çekiliyor'

Küba’da her bin kişiye 6,4 doktor düşüyor. Bu da Küba’nın Monaco’dan sonra kişi başına en fazla doktor düşen dünyanın ikinci ülkesi konumunda olduğunu ortaya koyuyor. Ancak Küba sağlık sisteminden yana görüş bildiren Amerikalı bilimci Don Fitz bile ülkede çok şeyin eksikliğinin çekildiğini, bunlar arasında antibiyotikler, cerrahî araç-gereç ve diş hekimliği donanımları olduğunu dile getiriyor. Guedes ise “Eskiden tıp öğrencilerinin eğitimi iyiydi, ama tıbbî aletlerin köhnemiş olması nedeniyle öğrencilerin modern bir biçimde eğitim görmesi de artık mümkün değil” diye konuşuyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Jan David Walter / Çelik Akpınar

Editör: Başak Özay