1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kuzey Kore'nin yeni hamlesi

Matthias von Hein10 Şubat 2005

Kuzey Kore, dünya kamuoyuna yaptığı sarsıcı açıklamayla elinde sadece atom silahları bulunduğunu teyit etmekle kalmadı, nükleer programı konusunda altı ülkenin yürüttüğü görüşmelerden de çekileceğini ilan etti. Bu yeni girişimi, ABD’den taviz koparmak için Kuzey Kore’nin oynadığı pokerde yeni bir hamle olarak değerlendiren DW’den Matthias von Hein’ın yorumu...

https://p.dw.com/p/AZyg

“Kuzey Kore’nin neden olduğu nükleer kriz üçüncü yılına giriyor. ABD ile sürtüşmeler, siyasi duruma göre kimi zaman tırmandırılıyor, kimi zaman da frenleniyor. Bu da Kuzey Kore’yi ne yapacağı önceden kestirilemeyen bir konuma getiriyor. Pyöngyang’ın elinde atom silahları bulunduğunu şu sıralarda açıklaması da bu bağlamda ‘krizin tırmandırılması’ olarak algılanabilir.

Kuzey Kore yönetimi, görüşme masasına dönüşünü çok sayıda siyasi ve ekonomik taviz kopararak pahalıya satmak istiyor. Rejimin ABD’den istediği tek bir güvenlik garantisi var: O da saldırmazlık anlaşması. Buna ek olarak diğer ülkelerin yapacağı enerji ve gıda maddesi yardımları da Kuzey Kore’nin severek kabul edeceği tavizler arasında.

Kuzey Kore bu oyunu yıllardır oynuyor. Pakistan’ın da desteği sayesinde yarım düzine kadar atom silahına sahip olan Pyöngyang, başdestekçisi olan Sovyetler Birliği’nin çökmesinden sonra kendini köşeye sıkışmış hissediyor ve bu atom silahlarıyla güvenliğini sağladığını sanıyor. Bu proje için dev kaynaklar harcanıyor, ama halkın açlık çekmesi yönetimi ilgilendirmiyor.

Bu saptamalardan yola çıkılacak olursa, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın Kuzey Kore’yi “despotluğun kalesi” olarak nitelendirilmesi anlaşılıyor. Pyöngyang, Rice’ın bu kavramını kullanarak, altılı görüşmelerden çekileceğini ilan etti. Aslında Başkan Bush, son Ulusa Sesleniş konuşmasında, Kuzey Kore’ye ilişkin olarak fazla sert görünmemeye çalışmış ve krizin diplomatik yollardan çözülmesi yönünde görüş bildirmişti.

Kuzey Kore, şu anki büyük komşusu ve son müttefiki Çin için de yavaş yavaş yük haline gelmeye başladı. Altılı görüşmelerin oluşmasında Çin, itibarını da kullanarak çok çaba sarfetti, ancak sonuçta aldatılmış oldu. Öte yandan, Çin’in Kuzey Kore’ye ekonomik olarak da baskı yapması mümkün. Kuzey Kore, Çin’den yapılan enerji sevkiyatıyla ihtiyacının yüzde 80’ini karşılıyor. Nitekim, geçen yıl Çin’in bu sevkiyatları teknik gerekçelerle kesmesi üzerine Kuzey Kore ABD ile kestiği ilişkileri yeniden başlatmak zorunda kalmıştı.”