1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kuzey Iraklı Kürtler Türkiye'yle yakınlaşmak istiyor

Ayhan Şimşek 24 Kasım 2007

Irak’ın kuzeyindeki bölgesel Kürt yönetiminin lideri Mesud Barzani’nin danışmanlarından Safin Dizayi, Türkiye ile yeni bir sayfa açmak istediklerini söyledi. Dizayi DW'nin sorularını yanıtladı:

https://p.dw.com/p/CSgL
Kuzey Irak sınırında Türk askerlerinin bekleyişi sürüyor
Kuzey Irak sınırında Türk askerlerinin bekleyişi sürüyorFotoğraf: AP

DW: Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kuzey Irak’taki bölgesel yönetimde “sağduyunun hakim olmaya” başladığını söyledi ve şunu ekledi: “Bölgesel Kürt yönetiminin, ‘PKK'yı kullanmanın maliyeti ile Türkiye ile işbirliği yapmanının getirisini’ iyi değerlendirmesi gerekir.” Siz, Ankara’dan gelen son açıklamaları nasıl yorumluyorsunuz?

Dizayi: “Türkiye ile aramızda birçok ortak çıkar var. Konu sadece, ‘PKK’ya karşı savaşmak ya da savaşmamak’ değil. Bir ültimatomda bulunarak, ‘ya bizimlesiniz ya da değilsiniz’ demeyi doğru bulmuyorum. Önümüzde siyah beyaz bir tablo yok. Bizim söylediğimiz şu: Ültimatomlar vermek yerine oturup konuşalım ve hepimiz için kabul edilebilir çözümleri bulalım.”

DW: Geçen aylarda şiddetlenen terör saldırılarında Türkiye’de çok sayıda sivil ve asker yaşamını yitirdi. Bu saldırıların kuzey Irak’tan sızan PKK militanlarınca düzenlendiği ortaya çıktı. Siz, PKK tehdidinin ne şekilde ortadan kaldırılabileceğini düşünüyorsunuz?

Dizayi: “Biz başından beri gerçekçi ve uygulanabilir bir yaklaşımı benimsedik. Ve aslında şu anda herkesin dönüp dolaşarak geldiği nokta da bu yaklaşım. Askeri seçenek, tek yol olamaz. Aslında bunu Türkiye’de ordunun kendisi de söylüyor. Biz gerçekçi, uygulanabilir ve komşumuza dostça bakan bir yaklaşım benimsiyoruz. Şurası kesin ki, topraklarımızın komşu ülkemizin çıkarlarına saldırılan bir üs olarak kullanılmasını istemiyoruz.”

DW: Bölgesel Kürt yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani’nin “dörtlü görüşme” önerisi vardı, bununla neyi kastediyorsunuz ve bunun ne gibi bir katkısı olabilir?

Dizayi: "Biz illa da, böyle dörtlü bir mekanizmada yer alalım diye ısrar etmiyoruz. Eğer bu sorunu çözmek istiyorsanız, bu sorunla ilgili olan insanlarla doğrudan konuşmanız gerekir. Tabii, Irak bu denklemin bir parçası. Ama biliyorsunuz Anayasa’ya göre, Irak ordusunun, Irak merkezi hükümetinin bu bölgede yetkisi yok. Bu bölgede yetki Kürdistan bölgesel yönetimindedir. Bu nedenle herhangi bir girişim, önlem alınacaksa, bu Kürdistan bölgesel yönetimiyle işbirliği içinde olabilir. Ancak bugüne kadar biz bu işbirliğine dahil edilmedik. Biz dördüncü bir taraf olalım demiyoruz. Bu işbirliğinde Irak heyetinin içinde yer alalım diyoruz."

DW: Kuzey Irak’taki bazı yetkililerin açıklamaları, bölgesel Kürt yönetiminin “sınırlı bir operasyona” karşı olmadığı şeklinde yorumlandı. Siz buna katılıyor musunuz?

Dizayi: “Daha önce de söylediğim gibi, biz ilkesel olarak, hangi büyüklükte olursa olsun, herhangi bir askeri operasyona sıcak bakmıyoruz.”

DW: Son günlerde Kürt yönetiminin, PKK’ya karşı daha etkili önlemler almaya başladığı belirtiliyor. Bundan sona PKK’nın faaliyetlerine yönelik politikanız neler olacak?

Dizayi: "PKK konusu 23 yıl önce Türkiye’de ortaya çıkan bir sorun. Bu Türkiye’nin iç sorunudur, ve oradan bizim bölgemize sıçramıştır. Bugün biz de bundan çok çekiyoruz. Soruna barışçıl bir çözüm bulunmasına yardımcı olmaya hazırız. Eğer yardımımız gerekli olursa, bunun için elimizden geleni yaparız. Şu anda Türkiye’de, askeri operasyon dışında çözüm için tartışmalar var. PKK’yı silah bırakmaya zorlama tartışılıyor. Siyasi ve barışçıl bir çözüm tartışılıyor. Türkiye’de barışçıl bir çözüm öngören her öneriyi destekleyeceğiz. Bunun dışında askeri bir seçeneğe, ilkesel olarak sıcak bakmıyoruz. Geçmişte yaşananlar, bunun çözüm olmadığını göstermiştir. Bunun dışında atılabilecek, sosyal, ekonomik, siyasi bir çok adım var. Tabii ki bunun yanında güvenlik alanında da adımlar atılabilir. Ancak güvenlik önlemleri, askeri önlemler; tek öncelik, tek politika olmamalıdır."

Soru: Türkiye’nin sınır ötesi operasyona yönelmesi, PKK’nın son saldırılarının ardından geldi. Kamuoyunun büyük tepkisi var. Size göre burada PKK’nin bir provokasyonu var mı?

Dizayi: "Ne yazık ki, PKK’nın çok sorumsuz bir şekilde hareket ettiği söylenebilir. Ancak Türkiye bir devlettir ve tüm olanların ardından Türkiye’de yaşam devam ediyor. Devlet bu hareketler nedeniyle reform politikalarından geri adım atmamalıdır. Bu şekilde halkı kendisine çekebilir, PKK’ye verilen desteğin kendiliğinden azalmasını sağlayabilir."

DW: PKK sorununa “barışçıl” bir çözüm bulunması gerektiğini söylüyorsunuz. Sizin öneriniz genel af mı, bunu biraz açabilir misiniz?

Dizayi: “Türkiye’den ve Türk liderlerden, PKK’ya silahlarını bırakması çağrıları yapıldı. Tabii ki eğer silahlarını bırakırlarsa, daha sonra bir yere gitmeleri gerekiyor. Ya kendi ülkelerine dönecekler, ya da başka bir yere gidecekler. Bu, en azından şiddeti sona erdirecektir. Ama ülkelerine dönerlerse; cezaya çarptırılıp çarptırılmayacakları, siyaset yapıp yapamayacakları, bu Türkiye’deki siyasetçilerin verecekleri bir karar. Biz şiddet yönteminin geride bırakılmasını ve bir çözümün teşvik edilmesini umuyoruz.”

DW: Eğer PKK militanları silah bırakırsa, onların Kuzey Irak’ta kalmalarına izin verilmesi söz konusu mu?

Dizayi: “Her şeyin başında, en büyük önceliğimiz şiddetin son bulması. Bunun ardından ne olacağı, daha sonra da tartışılabilir diye düşünüyorum. Şu anda herkes için öncelik, şiddetin son bulması olmalıdır.”

DW:Kuzey Irak’taki bölgesel Kürt yönetimi, Türkiye’ye nasıl bakıyor? Geleceğe ilişkin beklentiniz nedir?

Dizayi: "Tabii ki Türkiye en büyük sınır komşumuz. Türkiye ve Türklerle yüzyıllardır birlikte yaşıyoruz ve yüzyıllarca daha Türkiye ve Türklerle birlikte yaşamaya devam edeceğiz. Oluşmakta olan yeni atmosferde, aramızda daha güçlü güven ilişkisi oluşturmamız önemli. Siyasi, toplumsal ve ekonomik olarak karşılıklı adımları güçlendirmemiz gerekiyor. Daha şimdiden toplumsal ve ekonomik olarak entegrasyon var. Bugün Kürdistan bölgesinde en büyük inşaat yatırımları Türk şirketlerine ait. Bu bölgenin Türkiye’ye yönelik olumlu bir yaklaşımı var. Bu olumlu gidişat sadece ekonomik alanda kalmamalı. Bunu siyasi, kültürel ve bilimsel alanlarda da sürdürmeliyiz. Yakın zamanda CHP lideri Deniz Baykal da bu doğrultuda bazı düşüncelerini ifade etti. Dolayısıyla siyasiler; cesur bir şekilde hareket ederek, yatırımlar başta olmak üzere ilişkileri güçlendirme sorumluluğuyla karşı karşıya. Türkiye önemli bir ülke ve birlikte güzel bir geleceğe sahip olabiliriz. Halklarımız için güzel bir gelecek yaratmak hepimizin sorumluluğudur."

DW: Türkiye’nin bölgesel Kürt yönetimine yönelik katı tutumunda iki faktör rol oynuyor. Bunlardan biri PKK’nın varlığı, diğeri de, Kürt yönetiminin gerçek amacının bağımsızlık olduğu şeklindeki kuşkular. Bu kuşkular için ne diyorsunuz?

Dizayi: "Ne yazık ki biz yanlış bir şekilde suçlanıyoruz. 2002 yılında herkes, Arap ülkeleri dahil, Kürtlerin kendi yolunu çizdiğini ve bağımsızlık ilan edeceklerini söyledi. Ama rejim değişikliğinin ardından Bağdat’a giden ve Irak’ta devam eden siyasi sürecin itici gücü olanlar, yine Kürt liderlerdi. Sünni ve Şii Araplar, birbirleriyle savaşırken, Kürtler Irak’ı bir arada tutmaya çalışıyor. Irak’ta federal yapı benimsendi ve ülkenin sınırları yine aynı. Mevcut parametreler korunduğu sürece biz mevcut Irak anayasasını benimsiyoruz."