1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kuzey Buz Denizi paylaşılamıyor

Jutta Wasserrab27 Mayıs 2008

Kuzey Buz Denizi'ne kıyısı olan Rusya, Kanada, Amerika Birleşik Devletleri, Danimarka ve Norveç'in Dışişleri Bakanları, Grönland'ın İlulissat kentinde beş ülkenin bölge üzerindeki işletme haklarını görüşüyor.

https://p.dw.com/p/E72r
Bölgenin hammadde açısından zengin olduğu tahmin ediliyor
Bölgenin hammadde açısından zengin olduğu tahmin ediliyorFotoğraf: picture-alliance/ dpa

Kuzey Kutbu'ndaki buzulların, küresel ısınmanın etkisiyle hızla erimesi endişe kaynağı oluyor. Bazı ülkeleri ise bundan daha çok eriyen buzların altındaki zenginlik ilgilendiriyor. Kutuptaki petrol ve doğal gaz rezervleri, bölgenin çekiciliğini arttırıyor.

Buzullardaki yeraltı zenginliği

Buzullar eridikçe, binlerce yıldır buzulların altında yatan hazinelere bir adım daha yaklaşılıyor. Rus bilim adamları, Grönland ile Doğu Sibirya arasındaki Lomonossow sırtlarında 10 milyar ton petrol ve doğalgaz olduğunu tahmin ediyor. Amerikalı bilim adamları ise dünya üzerindeki petrol ve doğal gaz rezervlerinin dörtte birinin Arktik bölgedeki buzulların altında yer aldığı görüşünde. Hannover'deki Jeolojik Etüdler ve Madencilik Dairesi görevlilerinden Rudolf Kudrass, bölgeye büyük umut bağlanmaması gerektiğini belirtti ve buz örtüsünün altında olduğu tahmin edilen hammadde rezervlerinin gereğinden fazla büyütüldüğünü söyledi.

Kudrass'a göre, Rusya, Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki 200 millik deniz alanında petrol ve doğal gaz olması muhtemel, ancak Kuzey Kutbu'na uzanan alanda ham maddelerin olup olmadığı bilinmiyor.

Kıta sahanlığı sorunu

Kuzey Kutbu'na komşu olan beş ülke için en önemli konu ise, kıta sahanlığı. Birleşmiş milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi, ülkelerin sınırları etrafındaki 200 millik deniz alanında çalışmalar yürütebilmesini öngörüyor. Ülkelere, araştırma faaliyetleri yürütecekleri deniz alanının kendi ana karalarına bağlı olduğunu ispat etmeleri halinde, 200 millik alanı aşma olanağı da tanınıyor.

Hammaddenin çıkarılması pahalı

Hannover'deki Jeolojik Etüdler ve Madencilik Dairesi görevlilerinden Rudolf Kudrass, ispatın ancak sondaj çalışmaları ile mümkün olabileceğini, bu çalışmalarınsa çok pahalı olduğunu vurguladı. Jeolojik Etüdler ve Madencilik Dairesi'nin bir diğer görevlisi Christian Reichert ise, ülkelerin 200 mil dışındaki alanın kendilerine ait olduğunu ispat etmeleri halinde dahi, bu bölgeden petrol çıkarmanın çok zahmetli ve pahalı olduğu görüşünde. Reichert, ''suyun derinliği normalde 4.000 metre civarında. Bu kadar derinde çalışmalar yürütmek teknik olarak henüz mümkün değil. Sondajla ne kadar derine inileceğinin bilinmemesi de bir başka sorun. Bütün bunlar çok çok pahalı çalışmalar.

Güvenlik ve çevreyle ilgili yasalar, çalışmaların maliyetini daha da yükseltiyor. Yani, buradan ham madde çıkarılsa dahi, yapılan yatırımın karşılığının alınabilmesi için bu hammaddelerin piyasa fiyatı çok yüksek olacak. Yatırımcılar, günün birinde paralarını geri almak isteyecek'' şeklinde konuştu.

''Yeni bir soğuk savaş tehdidi yok''

Petrolün buz altından çıkarılması, taşınması, kaza riskinin büyüklüğü gibi engeller dahi, Kuzey Buz Denizi'ne komşu olan ülkeleri, burada hak talep etmekten alıkoymuyor. Arktik bölgede hangi ülkelerin çalışmalar yürütebileceğine ise BM Kıta Sahanlığı Sınırlarını Belirleme Komisyonu karar verecek. Kuzey Buz Denizi'ne sınırı olan beş ülke, 2014 yılına kadar komisyona çalışmalarını iletmek zorunda. Rusya hızlı davranarak, 2001'de başvuruda bulundu. BM Kıta Sahanlığı Sınırlarını Belirleme Komisyonu, Rusya'nın kanıtlarını yeterli bulmayarak, çalışmalarını iyileştirmesini talep etti.

Uzmanlar, Kuzey Buz Denizi'ne sınırı olan beş ülkenin, biribiriyle Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi sorunlar yaşayacağına ilişkin spekülasyonlara ise soğukkanlı yaklaşıyor. Kiel Üniversitesi'nde Deniz Hukuku Uzmanı olan Alexander Proelß ülkeler arasında bir gerginlik yaşanmasına ihtimal vermediğini söyledi. Proelß, ülkelerin kıta sahanlığının sınrılarının BM Kıta Sahanlığı Sınırlarını Belirleme Komisyonu tarafından belirlendiğini ve ülkelerin birbirleriyle işbirliğine gitmekle de yükümlü olduğunu belirtti. Uzmana göre, bir gerginlik oluşmasına ihtimal yok.