1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Kurtuluş enflasyonda'

8 Ekim 2012

Yüksek kamu borçları ve gevşek para politikası, enflasyonu yeşerten en uygun zemin. Bu kez de öyle mi olacak? Sade vatandaş kâbus görürken, enflasyon beklentisi devleti sevindiriyor.

https://p.dw.com/p/16MH0
Fotoğraf: fotolia

Hazinenin para ihtiyacı artıyor. Merkez bankası da banknot matbaasını devreye sokup para basıyor. Tedavüldeki miktar arttıkça paranın değeri düşüyor. Enflasyon ortaya çıkıyor.

Kanada Rutgers Üniversitesi öğretim üyelerinden Michael Bordo, en feci enflasyonun 1920’li yıllardaki Weimar Cumhuriyeti’nde yaşandığını söylüyor.

Almanya Birinci Dünya Savaşı’nın tazminatını ödeyebilmek için para basmaya başlamıştı. Banknot matbaası Weimar Cumhuriyeti’ni hiperenflasyona sürükledi. Enflasyonla oynayan diğer devletler daha şanslıydı. Örneğin ABD, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yüksek büyüme hızı ve aşırı enflasyonun yardımıyla borç stokunu Gayrı Safi Yurtiçi Hâsılasının (GSYH) yüzde 120’sinden yüzde 35’ine düşürmeyi başarmıştı.

“Değersiz kâğıtlar”

1923 Weimar Cumhuriyeti'nin 10 trilyon marklık banknotları.
1923 Weimar Cumhuriyeti'nin 10 trilyon marklık banknotları.Fotoğraf: picture-alliance/akg-images

Sanayi ülkelerinin yine enflasyonun yardımıyla borçtan kurtulmanın cazibesine kapılmaları mümkün. Çünkü hiçbiri birikmiş borçların altından kalkabilecek durumda değil. ABD’nin biriktirdiği borçlar, ekonomik gücünü aşıyor. İtalya’nın borçları milli gelirinin yüzde 120’sini buluyor. Almanya, yurtiçi hâsılasının yüzde 80’i oranında borçlu. Rekor Japonya’nın. Japonya’nın borç stoku, tamı tamına gayrı safi yurtiçi gelirinin yüzde 230’una tekabül ediyor.

Enflasyonun kamu borçları üzerindeki etkisine gelince... Max-Planck Kamu Maliyesi Enstitüsü Direktörü Kai Konrad, enflasyonun, gelir dağılımının yönünü değiştirmekten başka bir şey olmadığını söylüyor. Konrad, “Para enflasyon yüzünden değer kaybedince, devlet zenginleşir. Çünkü borçlarından kısmen kurtulur. Sabit faizli kâğıtlara yatırım yapanlar ise fakirleşir”, diyor.

Enflasyon devlete yarıyor

Yabancı yatırımcının devlet tahvillerindeki payı ne kadar yüksekse, devletin enflasyon yardımıyla borçtan kurtulma eğilimi de o kadar artıyor. Yabancı yatırımcının enflasyoncu hükümeti seçimle düşürme imkânı olmadığını hatırlatan Kai Konrad, enflasyon beklentisinin iki puan artmasının devlet borçlarına yüzde on oranında değer kaybettirdiğini hesaplamış.

Ekonomist Kai Konrad
Ekonomist Kai KonradFotoğraf: DW

Devlet borçlarını azaltmakla kalmıyor, enflasyonun yardımıyla zenginleşiyor da. Örneğin Almanya’da makine satın alan bir şirket bu yatırımını maliyet payı üzerinden on yılda amorti eder. Ama onuncu yılın sonunda makinenin bugünkü fiyatı amorti edilmiş olur. Oysa enflasyon yüzünden yatırım aracı çok daha fazla değer kaybeder. Enflasyon farkı devlete yarar.

Kâğıt üzerindeki kârın vergilendirilmesi de devlete para kazandırır. Örneğin yüz para birimine satın alınan bir arsanın reel değeri yüz para biriminde kalsa da enflasyon nedeniyle fiyatlar artacağından, arsa 20 yıl sonra 250 para birimine satıldığında, devlet 150 birimlik görünürdeki kâra satış vergisi üzerinden ortak olur. Kai Konrad’a göre, enflasyon arttıkça nominal kâr da artıyor.

Son çare, iflas

Bu bakımdan enflasyonun borçlu devlete cazip gelmesi yadırganmaz. Dünya merkez bankaları uygun şartları zaten hazırladı. Sanayi ülkelerinin merkez bankaları para musluğunu sonuna kadar açtı. Bu paranın henüz çok küçük bir bölümü dolaşıma girdi. Ekonomi canlandığı takdirde, enflasyon beklentisi de artacak.

Commerzbank baş iktisatçısı Jörg Kraemer önümüzdeki on yılda Euro Bölgesi enflasyon oranının yüzde üç ila dört olacağını tahmin ediyor. Para birliği üyelerinin bir diğer problemi de piyasalara teslim olmaları. Kanadalı iktisatçı Bordo, para politikası egemenliğini kaybeden borçlu ülkelerin enflasyon yardımıyla borçtan kurtulma imkânlarının sınırlı olduğunu belirtiyor. Kraemer, Euro Bölgesi’ndeki ortaklarından sürekli yardım alamayan borçlu ülkelerin yapabileceği tek şeyin devlet iflası ilan etmek olduğu, görüşünde.

© Deutsche Welle Türkçe

Zhang Danhong/A. Günaltay

Editör: Ercan Coşkun