“Krizle mücadele yalnızca hükümetin görevi değil”

Küresel kriz Almanya’yı talihsiz bir zamanda yakaladı. Geçen yılların ekonomik canlılığı sönmeye yüz tutarken üstüne bir de kriz bastırdı. Sonuç, konjonktürün yumuşak bir iniş yerine hızla yere çakılması oldu.

Birkaç hafta içinde ekonomik veriler belirgin bir şekilde değişti. 1,7’lik yıllık ekonomik büyüme ortalaması, diğer birçok gelişmenin gölgesinde kalıyor.

Ekonomik büyüme durma noktasına geldi. Azalan talep nedeniyle otomotiv sanayiinde üretim durma noktasına geldi.

Yeni siparişler gelmiyor

Makine imalat sanayii ise hala geçen yılların siparişleriyle oyalanıyor; yeni siparişler cılız kalıyor.

İhracata bağımlı diğer birçok sektör de aynı olumsuz gelişmeden payını alıyor.

Mali kriz henüz tam anlamıyla yenilmese de kontrol altına alındı. Mali krizden çok reel ekonomideki konjonktürel gerileme kaygılandırmaktadır. Kriz, ihracata bağımlı Alman ekonomisinde madalyonun diğer yüzünü sergilemektedir.

Almanya, kısa vadede bir resesyonun eşiğindedir. Alman ekonomisi bahar aylarına kadar gerileyecek, daha sonra toparlanacaktır.

2009 yılında Alman ekonomisinde genel olarak durgunluk belirleyici olacaktır.

Yine ucuz atlatıyoruz

Almanya, küresel kriz dikkate aldığında yine de ucuz atlatmaktadır. Şayet ekonomi uzmanlarının uyarılarının dikkate alınması halinde yeni işsiz sayısındaki artış sadece 30 binle sınırlı kalacaktır.

Tabii bunun için öncelikli koşul, konjonktürdeki olumsuz gerilemenin gerçekten durdurulmasıdır. İyimser hava esmesi için federal hükümetin yanı sıra Merkez Bankası ve tüketicilerin de katkıları gerekiyor.

Hükümet, altyapı ve eğitime ayırdığı kaynağı daha da artırmalıdır. Avrupa Merkez Bankası ise fiyat artışlarını kontrol altına almak amacıyla ana faiz hadlerini indirmeye devam etmelidir.

Tüketicilere düşen görev ise korkuyu üzerlerinden atıp para harcamalarıdır. Noel hediyeleri için kesenin ağzını açanlar, sadece sevdiklerini mutlu etmekle kalmayacak, ekonomik konjonktüre de olumlu katkı sağlayacaktır.