1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

“Kohl’ün kızı” başbakan oluyor

11 Ekim 2005

Hem kadın hem de protestan... Bir zamanlar “Kohl’ün kızı” diye anılan, “emanetçi genel başkan” gözüyle bakılan Angela Merkel, Almanya’yı yönetmeye hazırlanıyor.

https://p.dw.com/p/AaUW
Helmut Kohl, Angela Merkel
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Angela Merkel’in kariyeri kolay olmadı. Siyasi kariyerinin başlangıcında Kohl’ün kızı diye kendisiyle alay edildi. Hem Doğu Almanya’dan gelen, hem de protestan olan bir kadın olarak dini muhafazakar Hristiyan Birlik partilerinde sözünü geçirme savaşı verdi. Şimdi Almanya’nın ilk kadın başbakanı olmaya hazırlanıyor.

Merkel gerek parti içinde gerekse kamuoyunda uzun süre ciddiye alınmadı, başarılı bir siyasetçi olmak için gerekli niteliklerden yoksun olduğu düşünüldü. Parti gençlik kolunda pişmek, iyi ilişkilere sahip olmak ve özellikle de medyayla geçinmeyi bilmek gibi. Merkel, kendisi için önemli olan siyasi değerlere her zaman sıkı sıkıya bağlı kaldı.

Doğu Almanya’da yetişti

Merkel: „Tamamen yeni zorluklarla karşı karşıya bulunduğumuz bir dönemde, tamamen değişen şartlar altında değerlerimizi, yani sosyal piyasa ekonomisi ve demokrasiyi savunmaya devam edebilmeliyiz.“

51 yaşındaki Merkel Hamburg’da doğdu, ama Berlin’in kuzeyinde dönemin komünist Demokratik Almanya Cumhuriyeti dahilindeki Templin’de yetişti. Burada bir protestan papazın kızı olarak büyüyen Merkel Leipzig şehrinde fizik okudu, Bilimler Akademisi’nde akademik kariyer yaptı. Siyasete atılması, komünizmin çöküşüyle oldu. Demokratik Almanya Cumhuriyeti’nin ilk demokratik hükümetinin basın sözcü yardımcısı olarak ilk kez siyaset sahnesine çıktı ve ardından kariyerinde hızla ilerledi.

”Kohl’ün kızı”

Helmut Kohl, başbakanlığı döneminde Merkel’i kadın ve gençlerden sorumlu bakan yaptı, ardından çevre bakanlığına getirdi. Gazeteler, Merkel’in bu koltuklarda sadece Kohl’ün koruması sayesinde oturabildiğini vurgulamak üzere onu hep “Kohl’ün kızı” diye andı. Kohl’ün siyasetten çekilmesinin ardından, Hristiyan Demokrat Birlik partisinde kısa süre Kohl’ün yerini alan Wolfgang Schaeuble Merkel’i Genel Sekreterlik’e atadı. Parti, Kohl’ün bağış skandalı ile çalkalanırken Merkel’e parti genel başkanı olarak yeni bir başlangıç yapma şansı verildi.

O dönemde Hristiyan Demokratlar arasında, “Bu deneyimsiz Doğu Alman kadını ortalığa çeki düzen verdikten sonra yeniden kenara itmek kolay olur“ diye düşünenlerin sayısı hiç de az değildi. Ama Merkel elini giderek daha da güçlendirerek parti zirvesindeki konumunu sağlamlaştırdı. Merkel parti bağış skandalı nedeniyle Kohl ile arasına mesafe koymayı bildi, ama aynı zamanda partinin Kohl ile barışık kalmasını da sağlayarak iç dengeler açısından önemli bir başarıya imza attı.

Profesörle ikinci evlilik

Kimya profesörü Joachim Sauer ile ikinci evliliğini yaşayan Merkel seçimlerin ardından üzerine binen yükün farkında ve siyasi rakibinin karşısına sert saldırılarla çıkmaktan çekinmiyor.

Merkel: “Avrupa’daki en düşük ekonomik büyümeye sahibiz. Bunun açıklaması, yanlış bir milli politikadan başka birşey olamaz. 2000 yılında sosyal sigorta sisteminde hala 23 milyar euroluk rezerv vardı. Bugün ise hiçbirşey yok. Sosyal güvenlik sistemini yağma ettiniz. Gerçek budur. Geriye bıraktığınız şey budur.“

Angela Merkel 2002 yılındaki seçimlerde Başbakan adaylığını kardeş parti Hristiyan Sosyal Birlik’in lideri Edmund Stoiber’e bıraktı. Stoiber Başbakanlık mücadelesinde Schröder’e yenik düştü ama meyvesini Merkel topladı. Hristiyan Demokrat Birlik genel başkanlığının yanında Birlik partileri meclis grup başkanlığını da üstlendi.

Eli güçlendi

Merkel 18 Eylül’deki erken seçimlerde Almanya’nın ilk kadın Başbakan adayı olarak yarıştı. Gerçi seçim sonucunda oy oranı yüzde 35.9 ile beklentilerin çok altında kaldı ama Merkel parti içinde baş göstermeye başlayan eleştirilere rağmen yüzde 98.6’lık oy oranıyla Birlik partileri meclis grup başkanı seçildi. Sosyaldemokrat Parti ile koalisyon ön görüşmelerine böylece eli güçlenerek giren Merkel, Schröder’e karşı kararlılığını hiç yitirmedi.

Merkel şunları söylüyordu: “Sosyaldemokrat-Yeşiller koalisyonu seçimle koltuktan indirilmiştir. Sosyaldemokrat-Yeşiller koalisyonu tarih olmuştur. Yeşiller bunu Sosyaldemokratlar’dan daha çabuk kavradı. Sosyaldemokratlar’ın daha birkaç güne ihtiyacı var. Onlara bu zamanı vermek gerek.“