1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Knesset'te Almanca krizi

Bettina Marx20 Ocak 2005

Almanya Cumhurbaşkanı Horst Köhler, İsrail’le ikili diplomatik ilişkilerin 40’ıncı yıldönümü vesilesiyle Şubat ayı başında bu ülkeye giderek İsrail Parlamentosu’nda bir konuşma yapacak. Ancak Köhler’in Knesset üyelerine Almanca konuşacağı duyulunca bazı milletvekilleri rahatsız oldu. Bettina Marx’ın haberi…

https://p.dw.com/p/AazW
Almanya Cumhurbaşkanı Köhler, Şubat ayında İsrail'e gidecek.
Almanya Cumhurbaşkanı Köhler, Şubat ayında İsrail'e gidecek.Fotoğraf: AP

Almanya Cumhurbaşkanı Horst Köhler’in İsrail ziyareti sırasında parlamentoda Almanca konuşacağı gündeme gelince, bazı milletvekillerinin protesto amacıyla oturuma katılmayacağını açıklaması, bundan tam beş yıl önce yaşanan benzeri bir krizi yeniden gündeme getirdi. Çünkü eski Cumhurbaşkanı Johannes Rau‘nun 2000 yılında Knesset’te Almanca konuşması bazı İsrailli parlamenterlerin oturumu boykot etmesi sonucunu doğurmuştu.

Bunun gerekçesi ise İsrail’de Almanca dilinin, bazı insanlarda Hitler’in Nazi rejimini, Yahudi soykırımını çağrıştırması. Ancak beş yıl önce olduğu gibi bu kez de sağduyunun ağır bastığı ve İsrail Parlamentosu Başkanı’nın konuk bir devlet adamının kendi dilinde konuşmasını engellemeyi düşünmenin bile hata olduğunu söylüyor.

Sağlık Bakanı'nın tepkisi

Alman Cumhurbaşkanı Köhler’in Knesset’te yapacağı Almanca konuşmayı gündeme taşıyan Dani Naveh gibi üst düzey politikacılar da var. Annesinin Yahudi soykırımından şans eseri kurtulduğunu anlatan Sağlık Bakanı Naveh, „Şu anda 76 yaşında olan annem, Bergen-Belsen’deki cehennemi yaşadığında henüz genç kızdı. Bu nedenle Alman Cumhurbaşkanı’nın Knesset kürsüsünden yankılanacak sesi, onda Heine ya da Mendelsohn’u değil, ölüm kampında annesinden zorla ayrılırken, arkasından bağıran Alman subayını çağrıştıracaktır“ diyor.

Oysa bu sözlerin sahibi politikacı, ülkesindeki pek çok insan gibi, Almanya ile 40. yılına giren yoğun ikili ilişkilerin İsrail devleti açısından taşıdığı hayati önemin de farkında. Ekonomik ve askeri alanlardaki yakın işbirliğinin yanında, tüm uluslararası forumlarda Almanya’nın, güvenilir bir dost olarak hep İsrail’in yanında yer aldığı herkesçe biliniyor. Dani Naveh, buna rağmen ülkesi ile Almanya arasındaki ilişkilerin asla normal bir nitelik taşıyamayacağına inanıyor ve şöyle konuşuyor:

“Alman Cumhurbaşkanı, İsrail’in memnuniyetle ağırladığı bir konuk da olsa iki ülke arasındaki ilişkiler son derece önem de taşısa bunları geçmişte yaşanan olaylardan soyutlayarak görmemiz mümkün değildir. İsrail’de soykırımın acısını çekmiş bir çok insanın benim gibi düşündüğüne inanıyorum. Şimdi bana; ‘İsrail’i ziyaret eden Almanya gibi dost bir ülkenin devlet başkanına saygı duymuyor musun?’ diye sorabilirsiniz. Fakat ben yine de İsrail’in Almanya ile ilişkisinin, asla bir başka ülkeyle olan kadar normal nitelik taşıyamayacağına inanan soykırım kurbanı insanların bu duygusuna saygı ile yaklaşmamız gerektiği görüşündeyim.”

Parlamento Başkanı son noktayı koydu

İsrail Parlametosu Knesset’in başkanı Reuven Rivlin ise kriz büyümeden tartışmalara son noktayı koyarak, Köhler’in anadilinden başka bir dilde konuşmasının asla istenemeyeceğini söylüyor. Rivlin, “Bir konuğa kendi dilinde konuşamayacağını söylemek kadar onur kırıcı ve yaralayıcı bir tavır düşünemiyorum. O zaman onu hiç davet etmemek daha iyi olur. Soykırımla ilgili hiç bir şeyin unutulmaya terkedilemeyeceği gerçeğine karşın Almanya bugün bizim en yakın dostlarımızdan biridir” diye konuştu.