1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kimse olumsuz seçeneği dile getirmedi

24 Şubat 2004

Merkel'in ziyaretinin aksine, Schröder'in Türkiye temasları olumlu bir havada devam ediyor. Ancak ne Türk ne de Alman tarafı, "ya Ankara'ya müzakere tarihi verilmezse" sorusunu sormadı. DW Türkçe Yayınlar Yöneticisi Baha Güngör'ün notları:

https://p.dw.com/p/AbO9
Schröder Ankara'ya 40 yıl önce verilen sözün tutulacağını söyledi
Schröder Ankara'ya 40 yıl önce verilen sözün tutulacağını söylediFotoğraf: AP

Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, Türkiye’ye verdiği mesajlar açısından gayet açık ve netti. Daha da ileriye gitti diyebiliriz. Dün akşam Recep Tayyip Erdoğan’la Türk-Alman Ekonomik Forumu’nda konuşan Schröder, özellikle AB üyeliğine giden yolun açılmaması, bu fırsatın verilmemesi konusunda herhangi bir şüpheye dahi gerek olmadığını söylüyor.

40 yıllık söz yerine gelecek

Schröder, "Biz Türkiye’ye verilen vaatlerine getireceğiz" dedi ve Çırağan Sarayı’nda kendisini dinleyen yaklaşık bin kişilik dinleyici kitlesinden büyük alkış topladı. Schröder ekledi: "Biz 40 yıl önce verdiğimiz sözü yerine getireceğiz. Ama Türkiye’nin de sözlerini yerine getirmesi lazım."

İnanılırlık, güvenilirlik

İşte orada da Tayyip Erdoğan devreye girdi: "Türkiye’nin kendi üzerine düşeni yapacağını şuradan da görebilirsiniz; Biz son 25 yılın en düşük enflasyon oranına ulaştık ve karşılıklı ticaret hacmimiz 14 milyar euro civarında. Kendi üzerimize düşeni yapıyoruz. Bize bu müzakere tarihi konusunda yardımcı olun. Biz de müzakere tarihi alarak yabancı yatırımcı nezdinde inanırlılığımızı ve güvenilirliğimizi artıralım. Avrupa Birliği’ne daha rahat uyum sağlayalım."

Ya olmazsa?..

Avrupa Birliği yalnızca Almanya’dan ibaret değil. Son katılımlarla birlik 25 üyeden oluşacak. Avrupa Birliği Komisyonu Türkiye’nin müzakere tarihi konusunda karar verirken bu üyeler belirleyici olacak. Burada bir şüphe var: Ya olmazsa?

Düş kırıklığı nerelere götürebilir?

Olmazsayı kesinlikle kimse düşünmek bile istemiyor. Ne Schröder ne de Erdoğan ve ekibi... ”Olmazsa”nın üzerinde durulmaması, çok büyük bir tehlike oluşturuyor. Çünkü hayal kırıklığı Türkiye’yi nerelere götürür? Avrupa’dan uzaklaştırır mı? Amerika Birleşik Devletleri’yle çok daha sıkı işbirliğine gider mi? İslam aleminde yeni arayışlar mı başlar? Avrupa ile Türkiye arasında yeni krizler mi doğar? Bu bilinmiyor.

Konuşulmayanlar

Veye Schröder kendisini bu kadar bağladıktan sonra, diyelim ki Polonya gibi henüz Avrupa'nın uzlaşma kültürüne adapte olamamış yeni bir birlik üyesinin karşı çıkması üzerine müzakere tarihi verilmezse ne olabilir? Ne tür kavgalar çıkabilir? Bunlar hiçbir şekilde konuşulmuyor. Tek söylenen, artık geriye dönüşün olmadığı, Türkiye’ye müzakere tarihi konusunda Almanya’nın yardımcı olacağı...

Kriz olasılığı

Ayrıca Almanya Başbakanına yakın çevreler, Kıbrıs gibi hassas bir konunun çözüme kavuşturulması durumunda, bu barışsever yaklaşımın da onore edilmesi gerektiği düşüncesindeler. Ancak müzakere tarihi verilmezse, Avrupa ile Türkiye, Türkiye ile Almanya arasında çok büyük bir siyasi kriz yaşanabilir. Ondan sonra ne olur, onu kimse bilmiyor. Merkel’in ziyaretinde de ondan sonra neler yaşanabileceğinin ipuçlarını gördük. Türkiye’deki AB muhalifleri seslerini daha da yükseltecek ve kriz üst boyutlara ulaşacak.