1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kent kardeşliği: Berlin-İstanbul

Jülide Mollaoğlu/DW19 Mart 2007

1988 yılından beri kardeş kentler olan İstanbul ve Berlin'in sorunları, Berlin – İstanbul Deneyimler başlıklı podyum tartışmasında masaya yatırıldı. Konuşmacılar arasında bulunan ressam Bedri Baykam, Avrupalıların Türkiye’deki çokkültürlü yaşamı hiçbir zaman tam olarak anlayamadıklarını, ön yargılı olduklarını ileri sürdü. Toplantıyı Jülide Mollaoğlu izledi.

https://p.dw.com/p/AaG7
Kimi konuşmaclılar, iki metropolün sorunlarının birbirinden farklı olduğuna dikkat çekti.
Kimi konuşmaclılar, iki metropolün sorunlarının birbirinden farklı olduğuna dikkat çekti.Fotoğraf: AP

Berlin – İstanbul Deneyimler başlıklı podyum tartışmasında, 1988’den beri kardeş kentler olan iki şehir mercek altına alındı. Almanya'nın başkenti Berlin’deki toplantı, Türkiye Cumhuriyeti Berlin Başkonsolosu Ahmet Nazif Alpman himayesinde, Almanya’daki sanatçılar ve sanatseverler tarafından kurulan Türkische Kunst Verbindet-Türk Sanatı Birleştirir isimli dernek tarafından düzenlendi.

Berlin – İstanbul Deneyimler başlıklı podyum tartışmasına katılanların tümü, İstanbul’un kelimelerle anlatılamayacak kadar güzel ve heyecan verici olduğu konusunda hemfikirdi. Toplantıda, İstanbul’un güzellikleri kadar, tarihteki önemi, farklı din, etnik köken ve kültürden gelenlerin bir arada yaşaması konuşuldu.

"Avrupalılar ön yargılı"

Konuşmacılar arasında bulunan ressam Bedri Baykam, İstanbul’daki, dolayısıyla Türkiye’deki çokkültürlü yaşamı, Avrupalıların hiç bir zaman tam olarak anlamadığını savundu. Baykam, Avrupalıların Türkleri ve Türkiye’yi, medyada yer alan, ön yargılarla dolu haberlerden tanıdığını söyledi. Baykam, “Medyanızın size anlattığı Türkiye, gerçek Türkiye değil. Ne siyasi olarak, ne kültürel olarak, Türkiye gerçeğini okuduğunuz hiç bir makale yansıtmıyor. Gerçek Türkiye ile buluşamıyorsunuz o makalelerde, çünkü önyargılar var. Medya sürekli olarak o ön yargıları besliyor. İlginç bir şekilde, demokrasiyi de dikkate almadan, yalnız papağan gibi, Türkiye aleyhine aynı şeyleri tekrarlayan makaleler okuyor Avrupa” dedi.

İstanbul’da bir yıl kadar yaşamış olan, dolayısıyla kenti tanıyan Berlin Şehir Geliştirme Senatörlüğü’nden Hilmar von Lojewski ise Baykam’a katılmadığını ifade etti. Türk aydınları arasında, Avrupa ve Amerikalılar tarafından yeterince anlaşılmadıkları hissinin yaygın olduğunu belirten von Lojewski, Türk arkadaşlarının bu konuda, gereksiz bir şekilde aşırı hassas davrandıklarını ileri sürerek “Aydınlar dışarıya karşı kendilerini savunurken, içerde de, kabul görmek için mücadele ediyor. Benim gözlemlerime göre, Avrupa tarafından nasıl algılandıklarına kafa yoranlar, Türkiye’deki iç koşulları göz ardı edebiliyor. Türkiye’de, Batı tarafından kendilerine haksızlık yapıldığına çok kolaylıkla inananlar var. Bence böylelikle iç sorunları unutuyorlar” diye konuştu. Ayrıca von Lojewski, toplumun üst ve alt kesimleri arasındaki farklılıklara dikkat çekti.

"Uyum sorunları farklı"

Her yıl yaklaşık nufusu bir milyon artan İstanbul’da da, dünyanın dört bir yanından insanların yaşadığı Berlin’de de uyum sorunları bulunuyor. Almanya’nın İstanbul Başkonsolosu Reiner Möckelmann, tarihte ve günümüzde çeşitli milletleri barındıran iki kentteki uyum sorunlarının da aslında farklı olduğunu belirtti: “Bu grupların entegrasyonu da birbirinde farklı. Örneğin, Kadıköy’de Anadolu’dan gelenlerin uyum sorunu ile Kreuzberg’deki entegrasyon birbiriyle karşılaştırılabilir. Bu nedenle, iki kent ve bu iki ilçe arasında işbirliği yapılması kesinlikle çok önemli. Zira karşılaştırılabilir deneyimlere sahipler...”

Nitekim, iki kentin sorunları birbirinden farklı olsa da, belediyeler arasında ve özellikle Kreuzberg ile Kadıköy ilçeleri arasında işbirliği yapılıyor.