1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Karadağ bağımsızlık istiyor

Bahri Cani / DW15 Ekim 2004

Belgrad Anlaşması ise birbirine bağlanan Sırbistan ve Karadağ arasındaki gerilim tırmanıyor. Karadağ Başbakanı Milo Djukanoviç ise her halükarda Sırbistan’dan ayrılmayı hedeflediklerini belirtiyor. Bahri Cani’nin haberi...

https://p.dw.com/p/Ab6J
Karadağ Başbakanı Milo Djukanovic, Sırbistan'dan ayrılmak istiyor...
Karadağ Başbakanı Milo Djukanovic, Sırbistan'dan ayrılmak istiyor...Fotoğraf: ap

Sırbistan ve Karadağ’ı gevşek bir devletler federasyonu ile bağlayan Belgrad Anlaşması Mart ayında üçüncü yılını dolduracak. O dönemde AB iki taraf arasında bir uzlaşmaya varılmasını sağlamış, Karadağ yönetimi Sırbistan’dan bağımsızlık için referandum planlarından geçici olarak vazgeçmişti. Bu tür bir referandumun en erken üç yıl sonra yapılabilmesi öngörülmüştü. İşte 2005 yılı mart ayında bu süre doluyor.

Bu arada da Belgrad ve Podgorica yönetimleri arasında gerilim tırmanıyor. Karadağ’ın içinde de. Muhalefetteki Sırp yandaşları mevcut ortak devletin en iyi çözüm olduğunu düşünüyor. Karadağ Başbakanı Milo Djukanoviç ise her halükarda Sırbistan’dan ayrılmayı hedeflediklerini belirtiyor. Karadağ Başbakanı Djukanoviç DW’ye verdiği demeçte diplomatik yollardan ya da referandum yoluyla bu amaca ulaşmak için çabalara devam edeceklerini belirterek şöyle konuştu:

"Sırbistan - Karadağ devletinin kuruluşunun üç yıl ardından eğer Sırbistan’dan barışçı kopuşu sağlayacak başka bir çözüm bulunamazsa Karadağ her durumda bir referandum düzenleyecektir. Sırbistan’a teklifimiz şu: Bağımsız devletlerin oluşturduğu bir konfederasyon kurulması. Bu, hem bizim hem AB’nin hem de uluslararası topluluğun çıkarınadır."

Diplomatik atak başlatıldı

Djukanoviç ve diğer devlet yetkilileri, bağımsızlık çabalarına uluslararası destek bulmak için geçtiğimiz haftalarda yoğun bir diplomatik atak başlattı. Avusturya, Almanya ve Rusya son duraklardı. Avrupa başkentleri ise Karadağlı yetkililere temkinli yaklaştı. Ancak Karadağ’da düzenlenecek bir referandumun bağımsızlık yönünde net bir tavrı ortaya koyması durumunda uluslararası tanıma muhtemelen sorun olmayacaktır.

Djukanoviç’e yöneltilen en temel sorulardan biri de, bu kadar küçük bir devletin ekonomik olarak ayakta durup duramayacağı. Djukanoviç bu soruyu, "Kesinlikle. Karadağ istikrarlı bir ekonomik sisteme sahip olduğunu kanıtlamıştır. 620 bin kişilik nüfusu ve pekçok ekonomik kaynağı normal bir ekonomik kalkınmayı garantilemektedir. Karadağ’ın turizm ve diğer hizmet sektörlerinde sunabilecekleri, yaşamımızı Avrupa standartlarına yükseltebileceğimiz kadar çok para getirmektedir” diye yanıtlıyor.

Karadağ Başbakanı, Sırbistan ve Karadağ’ın aynı devlet içinde yaşamasının mümkün olmadığını, çünkü Belgrad’ın da Podgorica’nın da kendi geleceklerinin sorumluluğunu kendilerinin üstlenmesi gerektiğini belirtti. Karadağ yönetimi, yıllık enflasyon ve bütçe açığının Karadağ’da yüzde 3‘ün altında seyredebileceğini, ancak Sırbistan için bunun geçerli olmadığını vurguluyor. Karadağ önce Alman markını, ardından euroyu para birimi olarak kabul etmiş, Sırbistan ise dinarda kalmıştı.

"En iyi çözüm orta yolda"

İki ülkenin siyasi yaklaşımlarında da önemli farklılıklar göze çarpıyor, özellikle de uluslararası toplulukla işbirliği konusunda. Lahey’deki Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi ile işbirliğinde Sırp tarafının hala sorunları bulunuyor. Peki Sırbistan-Karadağ Devletler Federasyonu kuruluşunun üç yıl sonrasında iki tamamen bağımsız devlete mi ayrılacak? Belgrad Etnik İlişkiler Forumu Başkanı Dusan Janjic, Sovyetler Birliği sonrasında oluşturulan Bağımsız Devletler Topluluğu örneğinde bir birliğin düşünülebileceğini belirtiyor:

"En iyi çözüm, bir şekilde orta yolda yatıyor. Yani Karadağ hükümetinin önerdiği gibi birşey, bir bağımsız devletler birliğinin kurulması. Sırbistan ve Karadağ’ın çok farklı siyasi ve ekonomik sistemlere sahip olduğu açıkça ortada. Ancak ortak çıkarları olduğu da kesin. Ortak ticaret, turizm ya da gıda maddelerinin tedariki. Yani bir bağımsız devletler birliği kurulması için çok sayıda sebep var. Sovyetler Birliği’nin ardından bulunan çözüme bir bakın. Bağımsız Devletler Topluluğu oldukça iyi işliyor. Topluluk olmasaydı belki Rusya da çoktan yıkılmıştı."