1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

‘Karabağ için bir çözüm yok‘

5 Nisan 2016

Azerbaycan ile Ermenistan arasında alevlenen Dağlık Karabağ sorunu uluslararası toplumu endişelendirdi. Kafkasya uzmanı Uwe Halbach DW’nin sorularını yanıtladı.

https://p.dw.com/p/1IPRl
Fotoğraf: Getty Images/B. Hoffman

Azerbaycan ile Ermenistan arasında Dağlık Karabağ krizi yeniden alevlendi. Ateşkesin ilan edildiği 1994 yılından bu yana yaşanan en sert çatışmalar, uluslararası toplumda endişe yarattı. Azerbaycan toprağı olan Dağlık Karabağ'ın savaş sonrası ilan ettiği bağımsızlık, uluslararası alanda tanınmıyor.

Berlin merkezli düşünce kuruluşu Bilim ve Politika Vakfı'ndan Kafkasya uzmanı Uwe Halbach, sorunun kökeninin Sovyet döneminden geldiği görüşünde.

DW: Sayın Halbach, kısaca Dağlık Karabağ sorununun nedenini özetleyebilir misiniz?

Halbach: Bu, Sovyetler Birliği'nden Sovyet sonrası döneme geçiş döneminde ortaya çıkmış toprak anlaşmazlıklarından biri. 1923 yılında Azerbaycan'a bağlanan Dağlık Karabağ‘da bölge parlamentosu 1988'de Ermenistan'a bağlanma kararı aldı. Bunun üzerine Azerbaycan ile Ermenistan arasında kriz başladı. Yani bu Sovyet toprak düzeninden kaynaklanan bir toprak anlaşmazlığı.

DW: Birleşmiş Milletler Dağlık Karabağ'ı hala Azerbaycan'ın bir parçası olarak kabul ediyor. Bölgenin şu anki statüsü nedir?

Halbach: Evet, Azerbaycan'ın bir parçası. Şimdiye kadar hiçbir devlet Dağlık Karabağ'ın bağımsızlığını tanımadı. Karabağ ile yakın ilişki içindeki ve tüm süreçlerin arkasındaki Ermenistan bile tanımadı.

DW: Ermenistan niye tanımadı?

Halbach: Ermenistan Dağlık Karabağ'ın bağımsızlığını tanımış olsaydı, 1992 yılından bu yana Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) bünyesinde Dağlık Karabağ sorununun çözümü için yürütülen müzakere sürecini torpillemiş olacaktı. Ermenistan bunu istemedi, müzakere sürecine dahil oldu. Karabağ'ı resmen tanımış olması müzakere sürecini bozacak ve Ermenistan'ı büyük ölçüde sürecin dışına itmiş olacaktı. Ama diğer yandan Ermenistan kriz dönemlerinde tanıma tehdidini hep yineledi.

Dağlık Karabağ'ın başkentini Ermeniler Stepanakert, Azeriler ise Hankendi olarak adlandırıyor
Dağlık Karabağ'ın başkentini Ermeniler Stepanakert, Azeriler ise Hankendi olarak adlandırıyorFotoğraf: Reuters/D. Mdzinarishvili

DW: 1994 yılında ateşkes ilan edilmişti. Şu an çatışmaların alevlenmesinin zamanlama olarak bir anlamı var mı?

Halbach: Ateşkes şimdi bozulmuş değil. Neredeyse her yıl ihlal edildi. 1994 anlaşması hiçbir zaman kalıcı, gerçek bir ateşkes sağlamadı. Savaş durumunu sona erdirdi, ama gerçek bir barış getirmedi. 1994 ateşkes hattı, Birinci Dünya Savaşı'nda nişancılar için kazılmış hendeklere benzetilir. Çünkü bu hatta iki tarafın keskin nişancıları karşı karşıyadır. Bu nedenle de her yıl, 10-20 kişinin öldüğü çatışmalar yaşanır. Ancak şu an yaşanan, 1994'ten bu yana görülen en ağır çatışmalar oldu.

DW: Bölgenin iki büyük gücü Türkiye ve Rusya'nın karşı karşıya gelme riski var mı?

Halbach: Dağlık Karabağ sorunu şu an tabii Suriye krizindeki Türk-Rus anlaşmazlığı ile de ilişkilendiriliyor. İki aktör de Karabağ sorununa müdahil durumda. Türkiye net bir şekilde Azerbaycan'ın yanında yer alıyor. Rusya ise güvenlik politikaları açısından Ermenistan ile çok yakın bağlara sahip. Ermenistan'da bir askeri üssü ve yaklaşık 5 bin askeri bulunuyor. Ancak Rusya'nın pozisyonu tek taraflı da değil. Çünkü aynı zamanda Azerbaycan'ın en büyük silah sevkiyatçısı. Azerbaycan, yüksek teknoloji ürünü silahlarının, ağır silahlarının yüzde 80'ini Rusya'dan tedarik ediyor. Yani Türkiye tarihi olarak Ermenistan'ın karşısında ve Azerbaycan'ın tarafında yer alırken, Rusya ikircikli bir rol oynuyor.

DW: Dağlık Karabağ sorununda çözüm nereden geçiyor, çözüm için ne yapılması gerekiyor?

Halbach: Şu an Dağlık Karabağ için gerçek anlamda bir çözüm göremiyorum. Şu an söz konusu olan zararın sınırlı tutulması, yaşanan şiddet olaylarının ikinci bir savaşa dönüşmesinin engellenmesi. Uluslararası toplumun şu anki çabası bu yönde olacak. Salı günü AGİT (Minsk Grubu) toplanacak. Ve şu an arabulucu olarak devreye girmiş tüm dış güçler huzursuzluk içinde.

© Deutsche Welle Türkçe

Christoph Hasselbach