"Kamusal alanda tarafsızlık korunmalı"
30 Eylül 2009Berlin'deki mahkemenin kararı sadece okullardaki tarafsızlık ilkesini tehdit etmiyor, bunun da ötesinde devletin ve toplumun uyum çabalarına da karşı çıkıyor.
Kur'an-ı Kerim çağdaş bakış açısıyla yorumlandığında, kaçırılan namazların sonradan da kılınabileceği bir gerçek. Bu, örneğin çalışarak rızkını kazanan ve seferî olanlar için geçerli olduğu gibi, okula giden gençler için de mümkün olmalı.
Berlin İdare Mahkemesi hakimlerinin, kararı dayandırdığı din özgürlüğü 70'li yıllardan beri Almanya'da büyük hassasiyet içinde ele alınırken, özgürlük prensibi diğer yandan dini, siyasi emellere alet edenler tarafından kötüye kullanıldı. 90'lı yıllarda da kimi İslamcı çevrelerde Almanya'daki uyum politikalarının 'İslam'a karşı savaş ilanı' olarak değerlendirilebileceğini savunanlar oldu.
Din insanın "özelinde" kalmalı
Ve yanlış yorumlanan din özgürlüğü kavramı, Almanya'nın çeşitli kentlerinde aşırı dinci grupların oluşmasına ve bunların çağdaş değerleri hedef almasına yol açtı.
Din özgürlüğü, örneğin camilerin yapımına, insanların dini ve kültürel kökleri ile kimliklerine sahip çıkmalarına olanak sağlamalı. Ancak devletin okullarda veya başka kamusal alanlarda tarafsızlık ilkesini koruması gerektiğinde, başka değerler ön plana çıkar. Uyum, insanların yan yana yaşadıkları toplumlarda gerilimi asgari düzeye çekmekten de geçer.
Bugün okul binalarında Müslümanlar veya Hrıstiyanlar için özel alanları tartışanlar, Musevilerin veya Budistlerin de dini vecibelerini nerede yerine getireceklerini düşünmek zorundadır. Bunun için de her din insanların özelinde kalmalı."
Baha Güngör / DW Türkçe Yayınlar Şefi
Editör: Hülya Köylü