Kamper Gölü'nde ölenler anıldı
7 Mart 2012'Hava tıpkı bugünkü gibiydi. O zamanlar 14 yaşındaydım ve sanki daha dünmüş gibi hatırlıyorum. Dornier 24 tipi deniz uçağı gözlerimin önünde düştü. Uçakta mürettebat ve 80 çocuk vardı."
81 yaşındaki Hans-Dietrich Werner bu acı olayı anlatırken gözyaşlarına hakim olamıyor. Werner uçağın 5 Mart 1945’te, o tarihlerde Almanya topraklarına dahil olan, Polonya'nın batısındaki Kamper Gölü'ne düşüşüne tanık olmuş. Werner ve ailesi o gün Kızıl Ordu'dan saklanmaya çalışan binlerce Almanla aynı kaderi paylaşıyordu.
Polonya'daki adıyla Resko Przymorskie, yani Kamper Gölü yakınlarındaki havalimanında bekleyen binlerce sivil Alman Batı'ya kaçabilmeyi umut ediyordu. Aralarında bombalı saldırılardan korunmaları için büyük kentlerden getirilen çok sayıda çocuk da vardı.
Kızıl Ordu'dan kaçış
Doğu cephesi dağılıp da Rus birlikleri Kolberg'e yaklaştıkça bu siviller de batı yönünde kaçma telaşına kapıldı. Panik ve kaos ortamındaki bu mücadelede Kamper Gölü'ndeki havalimanından kalkan uçaklara binen yolcuların listesi tutulmuyordu. O günlerin tanığı Hans-Dietrich Werner, "Buna zaman yoktu. Herkes bu cehennemden kaçmak istiyordu. Dornier 24 tipi deniz uçağı düştü, çünkü taşıyabileceğinden çok daha fazla yolcu almıştı. Ancak Rusların uçağı vurduğunu söyleyenler de var. O tarihten beri uçakta hayatını kaybeden masum çocukların acısını hissediyorum", diyor.
Bu uçak kazasının ardından da Batı'ya uçuşlar devam etti. Hans-Dietrich Werner ve ailesi bir sonraki uçağa binmeyi başarmış ve bu sayede Stralsund kentine ulaşmış. Ancak bu hiç de kolay olmamış. Hatta teyzesi uçaktaki yolcuların bir kısmını indirmeye çalışan askerlere, 'Lütfen binmesine izin verin, o benim oğlum' diye yalvarmak zorunda kalmış.
Anma töreni düzenlenmedi
2. Dünya Savaşı yıllarında Almanya'nın doğusuna ait olan bu topraklarda hayatını kaybedenler için bugüne dek anma töreni düzenlenmedi. Kamper Gölü'nde hayatını kaybeden çocukların acı akıbeti sanki unutulmuştu. Sovyet Ordusu 90'lı yıllara kadar aynı havalimanını kullandı. Gölün çevresi askerî bölge olduğu için girmek yasaktı. Köy sakinleri buna rağmen Rus askerlerinin göle düşen uçağı aradığına tanık oldular. Ancak askerlerin çocukların cesetlerini değil, muhtemelen uçakta bulunduğu tahmin edilen değerli eşyaları aradığına inanıyorlardı.
Hans-Dietrich Werner 1945 yılında gözlerinin önünde cereyan eden bu kazanın olduğu yere tam 67. yıl sonra geri döndü. Ölenlerin anısına düzenlenen törenler bir Alman-Polonya inisiyatifi olan Kamp'ın Çocukları ve yakınlardaki Trzebiatov Kenti Belediye Başkanı tarafından organize edildi. Belediye Başkanı Zdzislav Matuseviç, 'Bu olay beni bir türlü rahat bırakmıyor. Buraya her geldiğimde, bu uçak kazasında ölen çocukların usulüyle toprağa verilmek yerine, bu gölde terk edilmesinin ne kadar insanlıktan uzak olduğunu düşündüm. Hem Polonya'dan, hem de Almanya'dan böyle bir anma töreni organize etmek isteyen birçok kuruluş olduğunu biliyordum. Bu nedenle bu işe el atmaya karar verdim" diye konuşuyor.
Anma törenine 5 Mart 1945'te düşen uçağın pilotunun ailesi de katıldı. 37 yaşındaki Berlinli doktor Niels Gauer dedesinin öldüğü trajediyle ilgili olarak önce, "Benim için çok soyut” diye konuşuyor. Ancak aile uçağın düştüğü yere çelenk bıraktığında, fikrini değiştiriyor ve “Bu anma töreninin beni böylesine duygulandıracağını tahmin etmemiştim. Burada çok sayıda masum insan hayatını kaybetti. Böyle bir ortak anma törenine ihtiyaç vardı” diyor.
Gauer'in annesi ise “Babamı (ölen pilot) hiç tanımadım. O öldüğünde sekiz aylıkmışım. Onun hep gökyüzünde, bulutların arasında olduğu hayal ettim. Bugün öldüğü yeri görmek, benim için çok önemliydi” diye konuşuyor.
Ölen pilotun oğlu Helmut Schütt ise babasına dair anılarını şöyle anlatıyor: "Babamı hatırlıyorum. Onu son kez gördüğümde altı yaşındaydım. Bize gönderilen malum mesaj kısa ve özdü: Babamın bir uçak kazasında öldüğü, kazadan hiç kimsenin kurtulmadığı yazılıydı. Yıllar boyunca onun öldüğü 5 Mart'ta anısına bir mum yaktık. Bu anma törenini organize ettikleri için Polonyalılara müteşekkirim."
© Deutsche Welle Türkçe
Joanna Pieciukiewicz / Çeviri: Hülya Topçu
Editör: Ahmet Günaltay