1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kaddafi, AB ile işbirliği peşinde

Bernd Riegert28 Nisan 2004

Avrupa gezisine çıkan Kaddafi, AB'nin Akdeniz Ülkeleri İşbirliği programına katılmayı istiyor. AB ise Berlin'de 1986 yılında bir diskoteğin bombalanmasından mağdur olanlara tazminat ödenmesini talep ediyor.

https://p.dw.com/p/AbIx
AB Komisyon Başkanı Prodi, Kaddafi'ye destek sözü verdi
AB Komisyon Başkanı Prodi, Kaddafi'ye destek sözü verdiFotoğraf: AP

Libya lideri Muammer Kaddafi, 15 yıl aradan sonra çıktığı ilk Avrupa gezisinde AB Komisyonu Başkanı Romano Prodi tarafından bizzat Brüksel havaalanında karşılandı. Uzun yıllar terörü destekleyen ülkelerin başında yer alan Libya, bir an önce Akdeniz Ülkeleri İşbirliği Programına katılmayı arzuluyor. Ancak Prodi’nin sıcak karşılama jestine karşın komisyon böyle bir üyeliğe koşul olarak önce yıllar önce Berlin’deki bir diskoteğe düzenlenen bombalı saldırıya adı karışan Libya’nın burada yaşamını yitirenlerin ailelerine tazminat ödemesini istiyor.

Libya lideri beyaz bir lüks Mercedes’in içinde AB komisyonu binasının önüne geldiğinde, çevrede toplanan yandaşları tarafından Kuzey Afrika müziği eşliğinde dalgalanan yeşil bayraklarla karşılanıyor. Muammer El Kaddafi, gösterilen bu ilgiden hoşnut, sol yumruğunu havaya kaldırarak halkı selamlıyor. Kaddafi, Prodi ile birlikte hayranlarının arasından sıyrılıp bekleşen TV kameralarına da poz verdikten sonra komisyon binasına girerken, binanın diğer cephesinde toplanan sürgündeki Libyalılardan bir grup ülkelerinde hala devam eden insan hakları ihlallerini protesto ederken Libya liderini diktatör ve haydut olarak tanımlıyorlar.

Aslında 1969 yılında, henüz 28 yaşında bir subayken sol bir darbeyle işbaşına gelen, egzantrik alışkanlıklarıyla ünlü Muammer Kaddafi, ABD ve Avrupa’da uzun yıllar istenmeyen adam statüsündeydi. Yıllarca teröre sağladığı açık destekle de ünlenen Kaddafi’nin, bugün bile teröristleri özgürlük savaşçısı olarak anması dikkat çekici: "Biz görevimizi yerine getirerek, ülkelerinin özgürlüğüne kavuşmasını sağlayan nice özgürlük savaşçılarını eğittik. Bunun bizim tarihi misyonumuz olduğu inancını taşıyorduk.”

Uluslararası itibarı yeniden kazanmak

Seksenli yıllarda meydana gelen Amerikan ve Fransız yolcu uçaklarına yönelik terörist saldırıların ardındaki ülke olarak ünlenen Libya’nın lideri, ülkesinin yeniden uluslararası itibarını elde etmesi amacıyla bu saldırılarda yaşamını yitirenlerin ailelerine 2.8 milyar gibi rekor tazminatlar ödemek zorunda bırakılmıştı.

Libyalı teröristler son olarak da 1986 yılında Berlin’de, La Belle adlı diskoteğe bombayla saldırmışlardı. Bir de genç Türk kızının yaşamını yitirdiği bu olaya ilişkin tazminat talepleri henüz karşılanmadı. Almanya dışişleri bakanı Joschka Fischer, bu olaya ilişkin tazminat talepleri yerine getirilmeden AB’nin Libya ile politik yakınlaşması sürecinin başlamasına pek ihtimal vermiyor. Alman bakan, Libya’nın yeni yumuşama politikası nedeniyle bu alandaki çabaların yakın zaman içinde sonuçlanacağı kanısında: "Bu konudaki girişimlerin tüm tarafları hoşnut kılacak bir sonuç getirmesini umuyoruz. Hem bu saldırıdan şans eseri kurtulanların, hem kurban ailelerinin, hem de yeniden uluslararası topluluğun bir mensubu olmak isteyen Libya’nın...”

Teknoloji ürünleri ilk sırada

ABD yönetiminin Libya’ya uygulanan ticaret ambargosunu tümüyle kaldırmasından sonra şimdi AB’nin de bu yolu izlemesi bekleniyor. Libya Ticaret Bakanı Abdülkadir Ömer Biliker, ülkesinin özellikle high-tech ürünlerine acilen gerek duyduğunu söylüyor. ABD ayrıca Libya’nın kısa zaman içinde terörü destekleyen ülkelerin listesinden çıkartılmasını planlıyor. Bu arada Kaddafi’nin geçen Aralık ayında Pakistan üzerinden atom silahları edinme niyetinden kesinlikle vaçgeçtiği konusunda güvence verdiği belirtiliyor. Sahip olduğu tüm nükleer tesisleri kendi rızasıyla ABD’ye teslim eden Libya, seksenli yıllarda Rabıta’da imal edilen kimyasal silahların da tümüyle imha edildiğini vurguluyor. Brüksel’de basına 40 dakika süren açıklamalarda bulunan Kaddafi, şunları söylüyor: "Bugüne kadar Afrika ve üçüncü dünya ülkelerinin özgürlük savaşlarını destekleyen Libya, bundan böyle bu mücadelesini tüm dünyada sürdürecektir.”

Çadırını da getirdi

İzlediği politika nedeniyle ülkesinin uzun yıllar izole edilmesine neden olduktan sonra Libya’yı yeniden dünya platformuna taşıyan Libya lideri, egzantrik yaşam biçimini Belçika başkentine de aktarmasıyla dikkat çekiyor . Brüksel’deki resmi konukevinin bahçesinde Kaddafi’nin Libya’dan getirilerek kurulan bir namaz ve bir de rezidans çadırı var. Kaddafi, izlediği bu yumuşama politikasının karşılığında, Libya Sosyalist Halk Cumhuriyeti’nin Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerin oluşturduğu AB Akdeniz diyalogu adlı uluslararası oluşuma üye olarak kabul edilmesini arzuluyor. Basına yaptığı açıklama sırasında Libya lideri ülkesinin bu uluslararası kurumlara kabul edilmemesi halinde Irak ve Filistin’de örnekleri görülen intihar saldrırılarına başvurmak zorunda kalabileceğini kaydediyor: ”Böyle şeylere mecbur bırakılmak istemiyoruz. Şu anda elimize geçen bu tarihi barış fırsatını iyi değerlendirmemiz gerekir. Bu niyetimizi gerek ABD gerekse Avrupa ülkelerine açıkça haykırıyoruz. Lütfen bu şansı elinizden kaçırmayınız.”

Akdeniz ülkeleri kulübüne üyelik

Avrupa ülkeleri de bu arada Libya pazarının dışa açılmasına büyük önem biçiyor. Bu ülkenin 36 milyar varili bulan petrol rezervinden dört Amerikan firmasının yanı sıra Shell şirketinin yararlanması planlanıyor.

AB Komisyonu başkanı Romano Prodi, Libya’nın Akdeniz ülkeleri kulübüne entegre edilmesinin en hararetli dektekçilerinden: ”Barcelona Akdeniz ülkeleri kulübü, gelecekteki diyalog ve işbirliği için en tutarlı çerçeveyi sunmaktadır. AB olarak biz, Libya’nın Barcelona sürecine en kısa zamanda tam üye olarak katılımını destekliyoruz.” Prodi’nin anavatanı İtalya ise eski sömürgesi Libya’dan, Afrika'dan Avrupa'ya yasa dışı yollardan insan kaçıran şebekelerin faaliyetini önlemesini istiyor.