1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kadınlar yeni hedeflerini belirliyor

Ulrike Mast-Kirchning2 Mart 2006

1946 yılında kurulan BM Kadın Hakları Komisyonu’nun geçen Pazartesi günü başlayan 50’inci yıllık toplantısı devam ediyor. Bu yılki toplantı, kadınların eğitim, sağlık ve iş hayatında desteklenmesi ve kadın ve erkeğin dengeli bir biçimde söz söyleme hakkına sahip olması konularına yoğunlaşıyor…

https://p.dw.com/p/AaQr
BM'deki toplantıya çok sayıda kadın örgütünün temsilcileri katılıyor
BM'deki toplantıya çok sayıda kadın örgütünün temsilcileri katılıyorFotoğraf: AP

1946‘da Kadın Hakları Komisyonu olarak da adlandırılan „Kadın Statüsü Komisyonu“ kuruldu. Siyasi, ekonomik, sivil, sosyal ve eğitimle ilgili alanlarda kadın haklarını teşvik etmek üzere tavsiye ve rapor sunmak amacıyla kurulan komisyonun 50’inci yıllık toplantısı 27 Şubat’da başladı.

Kadın Hakları Komisyonu’nun New York’daki toplantısına katılan Federal Almanya Aile Bakanlığı’nın uluslararası kadın politikasından sorumlu temsilcisi Waltraud Dahs, bu yılki toplantının gündemini şöyle özetledi: “Bu yılki toplantıda eşit düzeyde önem taşıyan iki konu gündemi oluşturuyor. Birincisi, kadınların eğitim, sağlık ve iş hayatında desteklenmesi ile kalkınmaya katkıda bulunması. İkinci konu ise kadın ve erkeklerin, her türlü karar sürecinde dengeli bir biçimde söz söyleme hakkına sahip olması.“

Hükümet ve sivil toplum örgütleri katılıyor

Toplantıda 45 hükümet ile çeşitli sivil toplum örgütlerini temsil eden heyetler, kadın hakları konusunda atılan adımların bir bilançosunu çıkarmayı da amaçlıyorlar. Alman hükümetini temsil eden heyetin üyeleri arasında olan Alman sivil toplum örgütü olan Kuzey Ren Vestfalya Kadın Forumu’nun Başkanı Birgit Dederichs-Bain ise şu ana kadar elde edilen başarıların bir bilançosunu çıkardı:

„Şimdiye dek edinilen başarıların en önemlisi, Pekin’de yapılan Dünya Kadın Konferasın’da kabul edilen Eylem Platformu. Bir diğer başarı ise konferansın ardından, 180 hükümetin Ayrımcılığa Karşı Konvansiyonu imzalaması oldu. Böylece 160‘dan fazla ülkede kadın - erkek eşitliği için bu yolda alınan kararların hayata geçirilmesi için yoğun çaba gösteren inisiyatifler oluştu. Kalkınmakta olan ülkelerde de kadının mülk sahibi olabilmesini, mirasçı olabilme hakkına kavuşmasını, bağımsız olarak iş hayatına atılmasını hedefleyen sayısız yasanın hazırlanmasına ön ayak olduk ve birçok şey değişti.“

Değişmeyen çok şey var

Ancak hala değişmeyen bir çok şey var. Hükümet ve parlamentolarda kadınların oranı hala çok düşük. Kadınların eğitim görme şansı birçok ülkede erkeklere oranla hala çok daha az ve yoksulluk kadınları çok daha fazla etkiliyor. Birgit Dederichs Bain, kadınların önündeki büyük engellerin yanı sıra, BM içindeki reform tartışmalarının Kadın Hakları Komisyonu’nun gücünü yitirmesine yol açtığı kanısında.

Kadın Hakları Komisyonu’nun 1995 yılında Pekin’de düzenlenen Dünya Kadın Konferansı’nın ardından politik işlevini ve önemini daha fazla yitirmeye başladığını belirten Bain sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaptığım araştırmalar, bunu açıkça ortaya koyuyor. 1995 yılında düzenlediğimiz uluslararası konferansa tüm dünyadan hükümet temsilcileri, kalabalık heyetler katıldı. Konferansa medyada yankı buldu ve gerçekten çığır açacak yeni kararlar alındı. 5 yıl sonra düzenlediğimiz Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı daha az ilgi toplamakla birlikte, politik değerini yitirmemişti.“

Ortaya çıkan yeni sorunlar

Küreselleşmenin etkileri, pazarların liberalleşmesinin sonuçları ve anlaşmazlıklara şiddet yoluyla çözüm aranması... Bütün bunlar kadın hakları savunucularının üzerinde durduğu ve kadınların hayatını kökten değiştiren olgular. Birgit Dederichs Bain’ın New York’da yapılmakta olan Kadın Hakları Komisyonu toplantısından beklentileri ise şöyle:

„Politik konuları, yeni politik gelişmeleri ele almamızı, bunları Kadın Hakları Komisyonu’nun çalışma programına dahil edebilmemizi, tartışmaya açmamızı ve yorumlamamızı umuyorum. Ancak, yüz yüze olduğumuz genel jeopolitik durum, özellikle kadın hakları alanında, dini ve politik köktenci eğilimlerin öne çıktığını ve belirleyici olduğunu gösteriyor. Bu koşullar, kadın hakları alanında yeterince atılım yapılmasını tehlikeye atıyor.“

New York’daki toplantıya katılan delegeler, büyük olasılıkla bu konuda da bir karara varacaklar ve 2007 yılından itibaren belirlenecek yeni hedefleri ele alacaklar. Yeni hedefler arasında Genel Sekreter Kofi Annan’ın yeni bir önerisi de var. Ancak sözü edilen yeni konu, aslında çok eski bir sorun. Annan, 2007 yılından itibaren kızlara yönelik ayrımcılığın giderilmesinin, yeni hedef olarak belirlenmesini istiyor.