1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kırgız altınları iştah kabartıyor

Natalie Posdnyakova/DW14 Nisan 2007

Kırgızistan önemli bir ham maddeyi barındırıyor: Altın. Dünyadaki altın rezervlerinin önemli bir bölümü Kırgızistan’da bulunsa da altın madenlerinin işletmesi yabancı yatırımcıların elinde. Kırgız halkı ise yabancı yatırımcılar pek de hoş karşılamıyor.

https://p.dw.com/p/AbWr
Zengin altın madelerine rağmen sayıları 5 milyon civarındaki Kırgızların çoğu fakir.
Zengin altın madelerine rağmen sayıları 5 milyon civarındaki Kırgızların çoğu fakir.Fotoğraf: AP

Kırgızistan’daki Kumtor altın madeni dünyanın en büyük on altın madeninden biri. Başkent Bişkek‘e 350 kilometre, Çin sınırına ise sadece 60 kilometre uzaklıkta. Ülkede birçok altın madeni olsa da Kumtor ayrı bir önem taşıyor.

Kırgızistan Yeraltı İşletmeleri Genel Müdürü Leonid Oseledko, Kumtor‘un önemi şöyle açıklıyor: “Ticari öneme sahip 40‘a yakın altın madenimiz var. Toplam altın rezervimizin 352 ton olduğunu tahmin ediyoruz. Ancak Kumtor‘dan çıkarttığımız altının tamamına yakınını ihraç ediyoruz. Bu da tüm çıkartılan altının yaklaşık yüzde 90’ına tekabül ediyor.“

Bu varlığa rağmen Kazakistan ile Çin’in arasında yer alan, beş milyonluk nüfusuyla küçük bir Orta Asya ülkesi olan Kırgızistan halkı hala fakir. Zira ülkenin dış borçları, yurt içi gayri safi hasılasına neredeyse eşit. Bu yüzden hala yabancı yatırımlara bağımlı. Kanadalı madencilik girişimi Cameco ise Kırgızistan’ın en büyük yabancı yatırımcısı ve 10 yıldır Kumtor altın madenini işletiyor.

Siyanür sorunu

Şirket zor doğa koşullarında yılda yaklaşık 20 ton altın çıkarıyor. Taş kütleleri arasında bulunan altın madenlerine ulaşmak ve altınlardı ayrıştırmak için ise zehirli siyanür maddesi kullanılıyor.

Kumtor Çevre Koruma Müdürü Rodin Stuparek siyanürün insanlar ve çevre için zararlı olmadığı görüşünde. Stuparek’e göre “Siyanür konusunda sorumlu davranıyoruz. Burada maddeyle temas edenlerin koruyucu elbise ve maske kullanması zorunlu. Ayrıca maddeyle çalışan herkesin siyanürün havadaki yoğunluğunu sürekli ölçen bir monitörü var. Uluslararası standartlara göre havadaki siyanür oranı bir milyonda beşi geçmemeli“.

Mayıs 1998’de, Kumtor madenine sodyum siyanür taşıyan bir kamyonun Barskun nehrine düşümesiyle meydana gelen kaza yüzünden 20 ton sodyum siyanür nehirde çözülerek önemli bir kirlenmeye neden olmuştu. Dört kişinin öldüğü kaza yüzlerce inasının önemli sağlık sorunları yaşanmasına yol açmıştı. Bu yüzden, kazadan sonra hiçbir şey halkın endişelerini gideremiyor.

Kaza herkesi korkuttu

İnsan hakları ve sivil toplum örgütleri kaza sırasında devletin tutumunu da eleştiriyor. Yolsuzlukla mücadele eden bir sivil toplum örgütünün yöneticisi olan Tolekan İsmailova “Genel bir panik havası vardı. Hükümet kaza ile ilgili bilgileri halktan sakladı. Olanlara kimse anlam veremiyordu. Kazaya yakın yerde oturanlar apar topar nehrin kuzey tarafına göçettirildi. Nereye ve neden götürüldükleri konusunda kimse bir şey bilmiyordu” diyor.

Kumtor yönetimi ise o zamanlar uluslararası raporlara dayandırdığı basın açıklamasında, bölgenin tahliyesini gerektirecek herhangi bir tehlikenin söz konusu olmadığı yönünde bilgi vermişti.

Kazanın üzerinden uzun zaman geçti. Ancak yabancı yatırcımcıların ülkedeki imajı hala kötü. Kırgız halkı, hükümetin Kanadalı firma ile 90‘lı yıllarda alelacele anlaşmalar imzalamış olmasından rahatsız.

Anlaşma. o yıllarda Kırgız Meclisi’nde de gündemine gelmişti. Eski milletvekili Şergazi Mambetaliyev’e göre “1993 yılında parlamentoda oluşturulan araştırma komisyonunda görevliyken anladık: Devlet Başkanı Askar Akayev, Kumtor altın madeninin yönetimini tamamen Kanadalı firmaya devretmiş. Bu iş böyle yapılmamalıydı. Çünkü bizim yabacnılarla işbirlği konusunda tecrübemiz yoktu“.

Yabancı yatırımcısız olmuyor

Ancak her şeye drağmen yabancı yatırımcıların Kırgız ekonomisindeki önemi büyük. Ülkenin yaklaşık 2 milyar dolar dış borcu var. Bu meblağ neredeyse gayri safi yurt içi hasılaya eşit.

Kırgızistan Maliye Bakanı Akilbek Şaparov ülkesinin zor durumda olduğunu ancak doğru yolda ilerlediğini anlatıyor: “Örneğin gelişmiş Avrupa ülkelerini başarıya götüren yol, yatırımlardır. Marshall Planı’nı bir düşünün. Bir gün bir milyarder gelip bütün ülkeyi satın almak isteyebilir. Tabii ki bu bir tehlike. Ama yatırımcılar için öyle şartlar yaratmalıyız ki, bizim çıkarlarımız doğrultusunda olmalı. İnsanımıza iş imkanı sağlamalı ve çalışanların haklarını korumalı. Çevreye zarar vermeyecek ve yasalarımıza uygun olacak yatırımlar yapılmasını sağlamalıyız.“

Ülkenin tek gelir kaynağı altın değil. Hidroelektrik santralleri de Kırgızistan ekonomisine katkı sağlıyor. Uzunluğu yüzlerce kilometreyi bulan nehir kenarlarında birçok hidroelektrik santrali kurulu. Bu sayede Kırgızistan yıllık 2 milyar kilovat elektrik ihraç ediyor.

Ancak altının cazibesinden vazgeçmek de pek kadar kolay değil. Çünkü altın, ülkenin toplam ihracat gelirinin yüzde 40’ını karşılıyor.