Kıbrıs sorunu Almanya'ya kaldı

“Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının, Türkiye ile AB’nin yürüttüğü üyelik müzakerelerinin de başarısız olduğu anlamına geldiğini düşünenler yanılıyor. Henüz o noktaya gelinmedi, ama AB bu siyasi hezimetin, Ankara’nın inadının hesabını soracaktır. Ve bu hesap sorma, Türkiye’nin AB ile yürettüğü üyelik müzakerelerinin askıya alınması şeklinde olacaktır. Kelime seçmine dikkat: Müzakereler askıya alınacak, durdurulmayacak! Türkiye’nin AB üyeliğine adaylığı devam edecek.

Bu sorunla boğuşmak ise 1 Ocak’ta AB dönem başkanlığını üstlenecek olan Almanya’ya kalıyor. Bu meselenin altından kalkmak siyasi beceri gerektiriyor. Türkiye’ye tam üyelik değil de, imtiyazlı ortaklık statüsü verilmesinden yana olan Almanya Başbakanı Angela Merkel ve kabinesi, siyasi ve diplomatik sac ayakları üzerine kurulu bir çözüm geliştirmek zorunda kalacak.

Bir taraftan AB üyelerini Türkiye ile müzakerelerin yeniden başlatılması için ellerinden geleni yaptıklarına inandırmaları gerekecek; diğer taraftan da kendi muhafazakar seçmenlerinin hassasiyetlerini gözeterek Türkiye’ye karşı fazla tavizkar davranıyor havası yaratmamaları gerekecek. Almanya Başbakanı Merkel’in kendine güç kaybettirecek davranışlar sergilemesi ise pek de olası görünmüyor.

Bu süreçte siyasi hassasiyet ve beceri, biraz da öz eleştiri elzem. Elbette Türkiye Ankara Protokolü’nün gereklerini yerine getirmeli. Ancak AB de bir olasılık olarak işaret ettiği, Kuzey Kıbrıs’a yönelik izolasyonun kalkması için pekala biraz daha fazla çaba gösterebilir.

Yani her iki taraf da sözlerini tutmalı. AB, Ortadoğu’nun kaynayan bir kazan olduğunu ve bu alanda Türkiye’nin kendisi için çok önemli olduğunu unutmamalı. Askıya alınması beklenen üyelik müzakereleri bir an önce yeniden başlatılmalı. Müzakerelerin Türkiye’nin AB’ye üyeliğiyle sonuçlanıp sonuçlanmayacağına ise şimdiden karar vermek gerekmiyor...”