1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Küreselleşme çocuk işçiliğini artırdı

Vladimir Müller13 Haziran 2005

Globalleşme çağında, çocuk işçiliği artık her alana girdi. Çocuk işçiler özellikle sosyal güvencesi olmayan, iş sözleşmesi gerektirmeyen sektörlerde çalıştırılıyor.

https://p.dw.com/p/AaYT
Çocuk işçiliğine karşı yürütülen çalışmalar yetersiz kalıyor
Çocuk işçiliğine karşı yürütülen çalışmalar yetersiz kalıyorFotoğraf: AP

Birleşmiş Milletler, artan çocuk işçiliğiyle mücadele edebilmek için 1989 yılında Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni hayata geçirdi. 130’dan fazla ülkenin imzaladığı anlaşmanın yanı sıra, 2002 yılından itibaren 12 Haziran günü Çocuk İşçiliği ile Mücadele günü ilan edildi. Bunu vesile alan bir çok kuruluş, dün de çocukların küçük yaşlarına rağmen madenlerden, tarlalara, ev işlerinden, ağır sanayiye bir çok alanda çalıştırıldığına ve karşılığında ya çok az ya da hiç para almadığına dikkat çekti.

Birleşmiş Milletler’in yaptığı araştırmaya göre dünyada 180 milyon çocuk ağır koşullarda çalışıyor. Kimileri hayat kadınlığına, kimileri de yasa dışı işlere itiliyor. Peki ama çocuklar çalıştırılabilir mi, hangi koşullarda? Dünyada çocukların sömürüldüğü alanlar nereler, bununla mücadelede neler yapılıyor?

Çocuk işçiliği her alanda

Uzmanlar, küreselleşmenin yaşandığı günümüzde çocuk işçiliğinin her alana girdiğine dikkat çekiyor. Çocuk işçiler özellikle sosyal güvencesi olmayan, iş sözleşmesi gerektirmeyen, bu nedenle de çalışma koşulları kötü olan tüm sektörlerde çalıştırılıyor. Tarladan, hizmetçiliğe, ağır sanayiden elektroniğe her alanda üretim çocuk eli değerek gerçekleşiyor.

Çocuk İşçiliği Forumu adlı sivil toplum örgütünden Klaus Heidel, en fazla Güney Asya’da küçük çocuk çalıştırıldığını söylüyor. "En çok çocuk çalıştıran ülkeler Güney Asya’da. Bu bölgelerde çocuk işçiliği sosyal yapıyla da ilgili. Örneğin Hindistan ve Nepal’de kast sistemi var. Afrika’daki çocuk işçiliğinin temel nedeniyse fakirlik“.

Çocuk işçiliğiyle mücadele

Güney Asya’daki çocuk işçiliğiyle mücadele Almanya’da 90’lı yıllarda başladı. En tanınmış hareket küçük ticarethanelerde saatlerce halı dokuyan çocuklara yardım amaçlı kurulan„ Rugmark“. Rugmark, bir çok üretici firmayla, halı tüccarları ve yardım kuruluşlarının bir araya gelerek oluşturdukları bir ağ aslında. Bu ağ, Hindistan ve Nepal’da üretim yaptırılan yüzlerce şirketle sözleşmeler imzaladı ve onlardan 14 yaşın altındaki çocukları çalıştırmayacakları yönünde söz aldı. Tarafsız gözlemciler verilen sözlerin tutulup tutulmadığını denetliyor. Buna karşılık tüketici „Rugmark“ etiketi taşıyan halılarda 14 yaş altı çocukların alınteri dökmediğini görüp, bu malı tercih edebiliyor. Ama ekonomistler çocuk işçiliğinin en çok iç pazar üretimine yönelik olduğunu, bu yüzden de ihracata yönelik alanların denetlenmesiyle, çocuk işçiliğiyle mücadelenin zor olduğuna dikkat çekiyor.

Çocukların çıkarlarını savunan sivil toplum örgütlerinin son yıllarda ağırlık verdikleri faaliyetlerden bir diğeri de çalışan çocukların yasal haklarının güçlendirilmesi. Örneğin Hindistan’ın bir bölümünde yardım kuruluşları çocuk işçiliğinde çalışma saatlerinin azaltılması, sağlık sigortası yapılması ve maaşlarının arttırılması yolunda çabalar sarfediyor.

Sorunlar çeşitli

Almanya’da çocuk haklarını savunan sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu birligin yöneticisi Klaus Heidel, çocukların yaşadıkları sorunların çeşitli olduğunu, bu nedenle çözüm üzerinde düşünürken çeşitliliği dikkate almak gerektiğini vurguluyor.

„ Hindistan’da ailesinin borcu yüzünden taş ocağında köle gibi çalıştırılan 6 yaşındaki bir çocuğu düşünün ve onun durumunu 13 yaşında, Managu sokaklarında seker satan bir kızınkiyle karşılaştırın. 6 yaşındaki çocuğun bulunduğu ortamdan acilen kurtarılması yönünde çaba sarfedilirken, 13 yaşındaki kızın, çalışma saatlerini okuluyla nasıl ayarlanabileceğini düşünmek gerekiyor. Sorunların ve onlara verilecek cevapların çeşitliliği buradan da anlaşılabilir“.

Kimi eleştirmenler, yardım örgütlerinin çabalarını az bularak, vicdanlarını rahatlıklarını söylüyorlar. Yardım kuruluşları ise, faaliyetlerinin verimliliği önünde mevcut ekonomik yapılanmaların engelleyici olduğunu beriltiyor.