Körfez ülkelerinde İran turu
22 Mayıs 2006Tahran ile Batı ülkeleri arasında ’nükleer kriz’ devam ederken, Körfez Ülkeleri İşbirliği Konseyi devreye girme kararı aldı. 1981 yılında kurulan ve altı Körfez ülkesinden oluşan Konsey, Batı ile İran arasında arabulucuk yapmak istiyor. Körfez ülkelerini ziyaret eden Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier’in Kuveyt temasları sırasında da bu konu ön plana çıktı.
Konsey’in, İran’ın nükleer faaliyetlerinden endişe duyduğunu dile getiren Kuveyt Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed Sabah El Salim, Konsey’e üye ülkelerden seçilen temsicilerden oluşan altı kişilik bir ekibin, Tahran’a giderek burada görüşmelerde bulunacağını ifade etti. Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier ise Körfez Ülkeleri İşbirliği Konseyi’nin bu söz konusu girişimini, memnuniyetle karşıladığını belirtti.
Basra Körfezi ülkelerini ziyareti sırasında, İran’ın nükleer programı yüzünden yaşanan krizde, Almanya’nın tutumunu anlatmayı amaçlayan Steinmeier, uluslararası toplumun birlik içinde hareket etmesinin çok önemli olduğunun da altını çizdi. Steinmeier, “Bu atom programının sadece sivil amaçlara hizmet ettiğinden şüpheliyiz. Bu konuda netlik gerek. Sadece Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu değil, uluslararası toplumun da bu konuda aydınlatılmaya ihtiyacı var“ dedi.
Batı’nın çözüm arayışları sürüyor
Batı ülkeleri ise şu sıralarda Tahran için yeni bir öneri paketi üzedinde çalışıyor, ancak Tahran yönetimi uzlaşmadan yana görünmüyor. Son olarak İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hamid Rıza Asefi, nükleer programdan asla vazgeçmeyeceklerini, uranyum zenginleştirme faaliyetlerini de durdurmayacaklarını yeniledi.
Batı ülkelerinin masa başında çözüm arayışlarının da devam edeceğini söyleyen Alman Dışişleri Bakanı Steinmeier, Berlin hükümetinin, İran’a yönelik askeri müdahale seçeneğinden yana olmadığını da vurguladı. Steinmeier, sözlerini şöyle sürdürdü: “İran ile pazarlık yaptığımız 2,5 yıl içinde, istediğimiz noktaya gelemediğimizi itiraf etmek zorundayım. Yeniden pazarlık masasına oturabilmek için, Fransa ve İngiltere ile birlikte, çabalarımız aynen devam ediyor. Ancak bunun için, esnekliğe ve her şeyden önce, Tahran’ın da bize doğru adım atmasına ihtiyaç var.“