1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Tehdit ne kadar gerçekçi?

2 Nisan 2012

İsrail nükleer faaliyetlerinden rahatsızlık duyduğu İran'ı, bir süredir 'askerî saldırı'yla tehdit ediyor. Avrupa'da özellikle Almanya, İsrail'e itidal tavsiye ediyor.

https://p.dw.com/p/14WUo
Fotoğraf: picture alliance / dpa

İsrail'in en büyük gazetesi Yedioth Ahronoth'un Kudüs bürosu yazı işleri müdürü Gad Lior'a göre  İsrail'in şu sıralarda dünyada çok az dostu var. Lior, 'Bunlar ABD ve Almanya. Bayan Merkel burayı ziyaret ettiğinde, çok iyi karşılandı. Kendisi burada çok seviliyor. İsrail'in yararına, mantıklı konuşuyor. Olası bir saldırıda Almanya objektif kalamaz. Kesinlikle karşı tarafın değil, İsrail'in tarafında yer alacaktır" diye konuşuyor.   

Lior Başbakan Merkel'ın dört yıl önce İsrail'e yaptığı ziyarette, Almanya'nın İsrail Devleti'nin var olma hakkını tanıyarak, ülkesinin bu konudaki tarihi sorumluluğunu yerine getirdiğinin altını çiziyor. Lior'a göre İsrail'in İran'a düzenleyeceği olası bir saldırıda Almanya kesinlikle İsrail'den yana tavır sergileyecek. Ancak Almanya İsrail'i bir süredir uyarıyor. Almanya Savunma Bakanı Thomas de Maiziere, Mart ortasında Berlin'de İsrailli meslektaşı Ehud Barak'la yaptığı görüşmede, olası bir saldırının yol açacağı risklerin kestirilemeyecek sonuçları olabileceği uyarısında bulunarak, askeri müdahale yerine İran'a sert yaptırımlar uygulanmasını tavsiye etmişti. Ancak Almanya'nın bu uyarılarına İsrail'de pek kulak asıldığı söylenemez. İsrail'in eski Almanya Büyükelçisi Avi Primor bunu şöyle açıklıyor:

Still Video TV Iran Ahmadinedschad Atom Atomprogramm
Fotoğraf: REUTERS/IRIB

"Almanya ABD'nin ardından İsrail'in en iyi dostu olarak görülse de, Ortadoğu ile ilgili meselelerde Almanya'ya pek önem verilmiyor. İsrail'in izlediği politikanın ne Almanya, Avrupa, ne Çin, ne de başka ülkeler tarafından etkilenmesine izin veriliyor. Bu konuda tek dikkate aldığımız ülke, ABD. Tamamen ABD'ye bağımlıyız. ABD aynı zamanda bizi neredeyse kayıtsız şartsız destekliyor. Kısacası İsrail hükümeti için bir tek Amerika'nın tutumu önemli, başka hiçbir ülkenin değil." 

İsrail Almanya'ya güveniyor

Primor bu gerçeğe rağmen İsrail'in Almanya'nın da desteğini beklediğinin altını çiziyor. Özellikle de İran'ı gerçekten diz çökmeye zorlayacak, daha sert yaptırımlar alınması konusunda.

Avi Primor Israels ehemaliger Botschafter in Deutschland und Direktor des Zentrums für Europäische Studien
Avi PrimorFotoğraf: Mr. Shlomo Mr. Avi Primor

İsrail'in Yedioth Ahronoth gazetesi Kudüs bürosu yazı işleri müdürü Gad Lior'a göre İsrail İran'a savaş açarsa, Almanya tarafsız kalamayacak. Lior, Angela Merkel'in bu durumda İsrail Parlamentosu'nda verdiği destek sözünü yerine getirmesi gerektiğini söylüyor. Örneğin Almanya'nın İsrail'deki sivillerin İran'ın füze saldırılarından korunmasında yardımcı olabileceğini hatırlatıyor. Almanya, 1991 yılındaki Körfez Savaşı'nda Saddam Hüseyin'in İsrail'e fırlattığı füzeleri havada imha etmek üzere İsrail'de patriot füzesavar sistemini konuşlandırmıştı.

İsrail'e silah sevkiyatı

Almanya bir süredir İsrail'e silah ve denizaltı satıyor. Mart ortasında İsrail'in altıncı denizaltıyı teslim aldığı ortaya çıkmıştı. Satış bedelinin üçte birini Almanya üstleniyor. Denizaltılar İsrail'in İran'ı sindirme stratejisinin önemli bir parçasını oluşturuyor.

Peki Ortadoğu'da yeni bir savaş çıkma ihtimali var mı? Kasım ayında ABD'de Başkanlık seçimleri yapılacak. İsrail'in eski Almanya Büyükelçisi Avi Primor'a göre Washington yönetimi en erken Kasım'a kadar İran'a saldırılmasını istemiyor. Primor, "İsrail'de bu konuda farklı tahminler yapılıyor. Ancak ben saldırıyı pek olanaklı görmüyorum. Birincisi ABD'nin izni olmadan böyle bir saldırı düzenlemeyi göze alamayız. ABD seçimlerden önce bunu kesinlikle yapmayacaktır. Bunun yanı sıra halkın yarısı ve güvenlik alanındaki önemli isimlerin birçoğu buna karşıyken, İran'a saldırı düzenlemek zor. Saldırı tehditleri daha çok Avrupa ve Amerika'nın bu konuda bastırması için, kısacası İsrail'in iç politikası nedeniyle yapılıyor. İsrailliler İran'la meşgul olurlarsa, o zaman Ortadoğu barış süreciyle daha az ilgilenilecekler ve hükümet de, orta kesimi fazlasıyla meşgul eden ekonomik durumla ve ekonominin canlandırılmasıyla gerçekten ilgilenmek durumunda kalmayacak” diye konuşuyor.

'İran muhalefeti desteklenmeli'

Primor olası bir saldırı yerine İran muhalefetinin desteklenmesini ve rejim değişikliğinin teşvik edilmesini savunuyor. Primor'a göre sorun sadece İran'ın nükleer silaha sahip olup olmaması değil, aynı zamanda bu silahların kimin elinde olduğu. İsrailli diplomat nükleer bomba ya da silahların demokratik ya da en azından dışa açık bir hükümetin elinde olması hâlinde tehlike oluşturacağına inanmıyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Nils Naumann / Çeviren: Hülya Topçu

Editör: Ercan Coşkun