1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İsrail'in müstakbel başbakanı belli değil

Clemens Verenkotte 13 Şubat 2009

İsrail’de Salı günü yapılan genel seçimlerin ardından Başbakanlık için en fazla hangi politikacının şansının olduğu hala kesinleşmiş değil.

https://p.dw.com/p/GtDn
Fotoğraf: AP

İsrail’de hükümet kurma çalışmalarında belirsizlik sürerken, Likud Partisi’nin lideri Benyamin Netanyahu'nun, aşırı sağcı “Evimiz İsrail” Partisi’nin lideri Avigdor Lieberman’a, kuracağı olası hükümette Maliye Bakanlığı'nı sunmaya hazırlandığı bildirildi. Haaretz gazetesinin verdiği haberde, Lieberman’ın Netanyahu’nun olası kabinesine girmek için bir an önce karar vermesi gerektiği belirtildi. Aynı gazete, Kadima Partisi lideri Tsipi Livni’nin, Likud ile “Evimiz İsrail” Partisi’nin oluşturacağı bloğa karşı İsrail Parlamentosu’nda koalisyon ortağı bulmasının ve kendi kabinesini kurmasının bu durumda iyice zorlaşacağını da vurguluyor.

Lieberman'a ilgi büyük

Dün İsrail basınında aşırı sağcı lider Avigdor Lieberman’a ilişkin haberlerin ön planda olması dikkat çekiyordu. İsrail'in büyük tirajlı gazetelerinden Yediot Ahronot ve Maariv gibi gazetelerin manşetlerinde, geleceğin hükümetinin Lieberman’ın elinde ve Lieberman’ın taleplerine bağlı olduğu ima ediliyor. Büyük siyasi partilerin kendisini kazanmak için peşinde oldukları Lieberman, kararının aslında belli olduğunu, ancak -teamül gereği- önce İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile konuşacağını söylüyor. Liebermann, “Bizim tavrımız bellidir. Ben Cumhurbaşkanı’na ne söyleyeceğimi tam olarak biliyorum ama altı günlük bekleme süremiz var. Tsipi Livni ve Benyamin Netanyahu ile görüştüm. Başkaları ile de görüşeceğim. Ama benim tavrım açıktır, bellidir” dedi.

Sağcı-milliyetçi koalisyon

Aşırı sağcı lider Lieberman, daha seçim akşamı verdiği demeçlerde, önceliği sağcı, milliyetçi koalisyon hükümetine verdiğini ilan etmişti. İsrail basını, Likud lideri Benyamin Netanyahu'nun da Kadima Genel Başkanı Tsipi Livni ile ilk sondaj görüşmelerini yaptığını yazdı. Siyasi gözlemciler, Netanyahu’nun önce Avigdor Lieberman’dan koalisyon için taahhüt koparmak istediğini, daha sonra da Kadima lideri Livni’ye Dışişleri Bakanlığı'nı, Kadima’nın Genel Başkan Yardımcısı olan eski Genel Kurmay Başkanı Şaul Mofaz’a da Savunma Bakanlığı'nı önerme stratejisini izlediğini söylüyorlar. Ancak şimdiki Başbakan Yardımcısı ve Livni’nin yakın danışmanlarından Haim Ramon, bu yöndeki haberleri, İsrail Radyosu'na verdiği demeçte yalanlayarak, "Netanyahu eğer aşırı sağcı 65 milletvekili ve ultra Ortodoksun katılımıyla bir hükümet kuracak olursa, bu durumda ben meslektaşlarıma bu hükümete girmemeleri tavsiyesinde bulunurum, çünkü böyle bir hükümette bizim yerimiz yoktur. (Öyle bir durumda) biz görevimizi muhalefette yerine getiririz. Zaten aşırı sağcı bir hükümetin ömrünün fazla olacağını düşünmüyorum; bir ya da bir buçuk yıl içerisinde yeni seçimler gündeme gelebilir” diye konuştu.

Abbas'ın çağrısı

Bu arada Filistin lideri Mahmud Abbas, Avrupa hükümetlerine çağrıda bulunarak, -aynı 2007 yılında Filistinli Hamas ve El Fetih gruplarının oluşturduğu koalisyon hükümetine yapıldığı gibi- Likud’un öncülüğündeki sağcı bir İsrail hükümetinin de uluslararası topluluk tarafından izole edilmesini istedi. Haaretz gazetesinin yayımladığı haberde, Abbas’ın İngiliz, Fransız ve İtalyan hükümetlerine, geçmiş dönemde Hamas’ın Ortadoğu Dörtlüsü’nün şartlarını yerine getirmediği için Filistin hükümeti ile diyalogu kestiklerini hatırlattığı yer alıyor. Haberin devamında, Avrupa’nın, bağımsız bir Filistin Devleti kurulmasını kabul etmeyen ve anlaşmazlığın temel konularında diyaloga yanaşmak istemeyen bir İsrail hükümetine de şimdi aynı tavrı almak zorunda olduğunu söylediği bildiriliyor. Fransa ile İngiltere’nin dışişleri bakanları, ekonomik tavizler vereceği bahanesiyle İsrail’in Batı-Şeria’yı işgale devam etmesini kabul etmeyeceklerini de açıkladılar.