1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İsrail'den çelişkili işaretler

Peter Phillip / DW21 Şubat 2005

İsrail ve Filistin yönetimi arasında son dönemde yumuşayan ilişkiler dikkat çekiyor. Ancak İsrail bir yandan Gazze Şeridi’ndeki yerleşim yerlerinin boşaltılması kararı alırken, diğer yandan da Batı Şeria’da başladığı duvarın yapımına devam etmesi soru işaretlerine neden oluyor. DW’den Peter Phillip’in yorumu:

https://p.dw.com/p/AZyP

“İsrail hükümetinin kararları birbiri ile çelişiyor, hem Gazze Şeridi’ndeki yerleşimlerin dağıtılması kararı alınıyor, hem de birkaç saat sonra aynı yer için bütçe ayrılıyor. Sanki geri çekilme ve yerleşimlerin dağıtılması kararı ciddi değilmiş gibi. Aynı toplantıda İsrail ile Batı Şeria arasındaki duvarın inşaatının, yeni güzergahtan da olsa devamına karar veriliyor.

Tüm bunlar Şaron’un politikasına güvenmeyenlere yeteri kadar malzeme veriyor. Duvarın inşası ile İsrail ve komşuları arasındaki sınır kesin olarak çiziliyor ve Şaron hükümeti bu vesile ile Batı Şeria’dan biraz daha toprak kazanıyor. Oysa uluslararası hukuk, özellikle de Cenevre Konvensiyonu, işgal yoluyla toprak kazanımına izin vermiyor.

İsrail sadece bu sözleşmeyi değil, aynı zamanda duvarın Filistin bölgelerindeki inşaatını uluslararası hukuka aykırı bulan Uluslararası Adalet Divanı’nın kararını da umursamıyor. Üstelik bu konudaki eleştirilere, hala “çit” olarak nitelendirdiği metrelerce yüksekliğindeki duvarın geçici olduğu yanıtını veriyor.

Tabii ki bu sözler kimse için inandırıcı olmuyor, insanlar sözlere değil pratiğe bakıyor. Pratikte söz konusu olan ise İsrail hükümeti şimdiye kadar üçte birini inşa ettiği duvarı devam ettireceği. Duvarın geri kalanının inşası İsrail hükümetine epeyce pahalıya mal olacak. Oysa bu para çok daha anlamlı bir şekilde kullanılabilir.

Aslında Gazze Şeridi’ndeki yerleşimler için de aynı şey geçerli: Resmi açıklama Gazze Şeridi’ne ayrılan paranın güvenlik ve alt yapının korunması için kullanılacağı. Şaron hükümeti yerleşim yerlerini Filistinliler’e devretmeyi planlıyor, bu yüzden de altyapının korunması amaçlanıyor. Ama bu konuda da sözlere değil, pratiğe bakılacak.

İsrail, 1982 yılında, Mısır’la imzaladığı barış anlaşması sonrasında Sina Yarımadası’ndan çekilirken tüm yerleşimleri yıkıp öyle çıkmıştı. Bu kez yerleşimlerin Filistinliler’e devredilmesi İsrail tarihinde bir ilk olur. Belki de Birleşik Arap Emirlikleri’nden bir milyarderin önerisine kulak vermeliler. Söz konusu kişi, İsrail’e çekildiği bölgelerdeki konutları Filistinliler’e vermek üzere satın almayı teklif etmişti.

Tüm bu çekincelere ve İsrail hükümetinin inandırıcılık sorununa rağmen kabinenin aldığı Gazze yerleşimlerini dağıtma kararının önemi büyük. Arkasından iki tarafın da güvenini artıracak önlemler gelmeli. Bugün başlatılan Filistinli tutukluların serbest bırakılması, bunlar arasında sayılabilir. Benzeri adımların Batı Şeria’da da atılması gerek. Çünkü İsrail’in 1967 yılında işgal ettiği bölgelerinden tümünden çekilmemesi halinde sürekli huzurun ve barışın sağlanması mümkün olmayacaktır.”