1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İsrail, Kuzey Irak’ta Kürtlere yardım etti mi?

Peter Phillip / DW22 Haziran 2006

İsrailli bazı güvenlik uzmanları ve şirketlerin Kuzey Irak’taki Kürt gruplara yardım ettiklerine ilişkin iddialar üzerine, İsrail polisi meseleyi soruşturmaya başladı. DW editörlerinden Peter Philipp ise geçmişe dayanan İsrail – Kürt işbirliğini mercek altına aldı…

https://p.dw.com/p/AZtF
İsrail'in Kuzey Irak'taki Kürt gruplara destek verdiği iddia ediliyor
İsrail'in Kuzey Irak'taki Kürt gruplara destek verdiği iddia ediliyorFotoğraf: AP

İsrail’de yayımlanan Haaretz gazetesinde yer bir habere göre, İsrailli güvenlik güçleri, İsrail menşeili bazı şirket ve güvenlik uzmanlarının, Irak’taki Kürt militanlarına yardım ettiklerine dair iddiaları soruşturuyor. İsrail Savunma Bakanlığı’nın bilgisi ve izni olmaksızın, Kürt gruplara silah satışı yapılmış, askeri eğitim verilmiş.

Habere göre, İsrailli şirketler, Erbil’deki hava alanınının güvenlik tesisatını döşemiş, Kuzey Irak’ta güvenlikle ilgili başka projelerde de yer almış. Bu bağlamda çeşitli şirketlerin isimler zikrediliyor, ancak soruşturma, biri Amerikan diğeri İsrail olmak üzere, çift pasaport taşıyan bir şahsa ait firma üzerinde yoğunlaşıyor. Eski bir paraşütçü olan bu şahıs, Irak’a hassas güvenlik teknolojileri ihraç etmekle suçlanıyor.

İsrail’in doğrudan Irak’ta faaliyet gösterdiğine ilişkin iddialar –her ne kadar bunlar Tel Aviv yönetimi tarafından yalanlansa da- yeni değil aslında. Irak’a giren Amerikan askerlerinin İsrailli ajanlar tarafından desteklendikleri konuşuluyordu. Ebu Gureyb cezaevindeki skandaldan sonra görevden alınan cezaevi sorumlusu Tuğgeneral Janet Karpinski ise sorgular sırasında İsrailli olduklarını itiraf eden tutuklulara rastladığını ileri sürmüştü.

İşbirliği eskilere dayanıyor

İsrail’in, kendilerine karşı faaliyetlerde bulunan Irak gizli servisinin ajanlarına odaklandıkları bir gerçek. Söz konusu Iraklı ajanların tespit edilip edilemediği, tespit edildilerse, akıbetlerinin ne olduğu tabii ki bilinmiyor. İsrail’in bu konuda Kürtlerden yardım alması da, tarihe bakıldığında doğal. Zira İsrail-Kürt işbirliği çok eskilere dayanıyor.

Bu işbirliği, 60’lı yıllarda başladı. Dönemin Irak yönetiminin, İsrail karşıtı bir tutum sergilemesi ve Kürtleri de ihmal etmesi, İsraili ve Kürtleri yakınlaştırdı. Kürt lideri Barzani’ye bağlı peşmergeler ve Barzani adına çalışan ajanlar İsrail tarafından eğitildi. Barzani de çok kez İsrailli yetkililerle görüştü. İran Şahı –ki o da İsraille yakın temas içindeydi,- Bağdat ile Kürt meselesi konusunda fikir birliğe vardığında ancak İsrail, Irak’taki faaliyetlerini azalttı.

İsrail’ın Irak’ta varlık göstermesi gerektiğine dair tezi ortaya atan ve hayata geçiren kişi, İsrail eski Başbakanı Golda Meir’di. Meir, İsraili sarmış olan düşman Arap ülkelerin hemen yanı başında, İsrail’e dost ülke veye gruplardan oluşan bir kuşak oluşturulması gerektiğini düşünüyordu. Bu nedenle İsrail, İran Şahı’yla yakınlık kurdu, Afrika’ya ilgi gösterdi. Mesela Uganda, İsrail’in ’el altında tuttuğu’ ülkelerden biriydi. Uganda’nın eski diktatörü İdi Amin’in darbesinde, başrollerden birini İsrail oynadı. Ne var ki, bir süre sonra İdi Amin kendisini besleyen İsrail’e düşman kesildi…

“İrangate“ skandalı

Ama sadece siyasi çıkarlar değil, ekonomik çıkarlar da İsrail’in ’gizlice dış ülkelere açılması’nda etkili. İsrail ordusunda yetişen uzmanlar, emekli olduktan sonra, bilgilerini başka ülkelere satararak hayatlarını idame ettiriyor. Bu tip askeri uzmanlara ya da ’İsralli iş adamları’na dünyanın dört bir yanında rastlamak mümkün. Hatta İsrail’e düşman ülkelerde bile hizmet veriyorlar. İrangate skandalı en bariz örnek: İsrail, Irak lideri Saddam Hüseyin’e karşı kullanmaları için İranlı mollalara el altından silah satıyordu. İsrailli iş adamları her türlü iş koluna da el atmış durumda. Örneğin Güney Sudan’da altın madenleri işletirken, Lübnan’da silah ticaretiyle uğraşıyorlar.

Meseleyi şöyle özetlemek mümkün: İsrail’in düşman hatları ardında faaliyet göstermesinin üç belli başlı nedeni var. Meşru müdafaa, siyasi çıkarlar ve mantık sınırlarını zorlayan bir para hırsı. Bu üç faktörü her zaman net çizgilerle birbirinden ayırmak zor. Ve bu nedenle de, İsrail menşeili bazı şirket ve güvenlik uzmanlarının, Irak’taki Kürt militanlarına yardım ettiklerine dair iddialar üzerine başlatılan soruşturmadan anlamlı bir sonuç çıkması uzak bir ihtimal.